Efe, Aslı’ya olan sürprizini hazırlamak için eve girer. Merdivenlerden çıkmaya başlar ve birden bir müzik sesi duymaya başlar. Bu müziği bir yerden hatırlıyordur. Aynı anda salona doru yönelir ve karşısında tangodaki elbisesini giyen Aslı’yı görür. O anda şarkının da tango yaptıkları şarkı olduğunu hatırlar. Efe şok içindedir;
Efe: Aşkım!
Aslı: Bana bu dansı lütfeder misiniz beyefendi?
Efe: (Şaşkınlığı hala atamamıştır üstünden. Aslı’ya gülümseyerek derin derin bakmaya başlar. Biraz duraksadıktan sonra;) “Tabii hanımefendi” der ve dans etmeye başlarlar.
İkisi de tango yapmayı unutmamışlardır. O günkünden daha da tutkulu dans ederler. Bütün dans boyunca birbirlerinin gözlerine kenetlenirler. Ve bu seferki dansı diğerinden ayıran bir şey vardır; sonu! Dansın sonundaki kısımda Efe, Aslı’yı öper. Aslı doğrulur ve Efe’ye sımsıkı sarılır;
Aslı: Seni çok seviyorum aşkım.
Efe: Ben de seni bir tanem, hem de her şeyden çok.
Aslı: Sevgililer günün kutlu olsun.
Efe: (Sarılmayı bırakır ve Aslı’nın ellerini tutarak yüzüne bakar) Aşkım aslında ben unutmadım yani sana sürpriz yapacaktım ama...
Aslı: (Aslı Efe’nin sözünü keser) Biliyorum.
Efe: Nasıl ya? Neyi biliyorsun?
Aslı: Salih Bey’in aslında benim sevgililer günü sürprizim olduğunu.
Efe: Nereden biliyorsun aşkım ya? Atakan değil mi ben ona gösteririm.
Aslı: Hayır canım hayır. Bana sürpriz hazırlamak için aldığın şeylerin poşetlerini gördüm masanın altına tıkıştırmışsın çok güzel kamufle etmişsin gerçekten de.
Efe: Offf bebeğim ya ne yapayım sen birden içeri girince masanın altına soktum sonra da saklayamadım zaten. Off sürprizim berbat oldu.
Aslı: “Berbat falan olmadı. Aslına bakarsan ben sürprizimi kendim berbat ettim biraz haklısın ama elimizde benim sürprizim var bu seferlik onunla idare edelim ne dersin? Seninki kadar orijinal olmaz ama...” der ve masaya doğru yönelir
Efe: “Aslı” der ve Aslı’nın kolundan tutar. Onu kendine doğru çeker;
Efe: Ben seni çok seviyorum hem de o kadar çok seviyorum ki senin kokun olmadan bir günü nasıl geçiririm bilemiyorum.
Aslı: Hele ben! Onca yıl nasıl sana sarılmadan, seni öpmeden sadece yanında durmuşum. Nasıl senin o sıcaklığını fark etmemişim kendime şaşıyorum. Seni o kadar çok seviyorum ki Efe sen hep mutlu ol istiyorum. Tıpkı senin beni hep mutlu ettiğin gibi ben de seni hep mutlu etmek istiyorum. Biliyorum çok üzdüm seni ama inan bu hayatta isteyeceğim en son şey. Bundan sonra her şey çok daha güzel olacak; hissediyorum.
Efe: Olacak aşkım, çünkü bu aşkı birbirini her şeyden çok seven iki insan yaşıyor. Kalpleri birbirleri için çarpan... Birbirlerinden hiç vazgeçmeyecek ve hep birlikte olacak...
Aslı: (Efe’ye sarılır) Sen benim her şeyimsin Efe...
Efe: “Sen de benim bir tanem...” der ve dans etmeye devam ederler.
Akşamın ilerleyen saatlerinde Aslı’nın hazırladığı sofraya otururlar ve yemek eşliğinde sohbet ederler;
Efe: Aslı ya hatırlıyor musun bir keresinde..
Aslı: (Sözünü keser) Sakın tahmin ettiğim şeyi söyleme Efe sakın!
Efe: Aşkım sanırım tahmin ettiğin şey.
Aslı: Neymiş?
Efe: Söyleyeyim mi söylemeyeyim mi karar ver.
Aslı: Tamam söyle bari.
Efe: Ya ben kıyamam ki sana sen üzülürsün kızarsın şimdi. Susayım ben en iyisi.
Aslı: Ay yerim ben seni ya valla bu konuda seni yıllarca susturamadım meğer işin sırrı sevgili olmaktaymış iki dakikada kuzu kesildin.
Efe: Eee ne yapalım insan çok sevince...
Aslı: Kıyamam ben sana ya... Söyle hadi söyle içinde kalmasın.
Efe: Yok yok boşver.
Aslı: Söyle hadi aşkım ya bak valla kızmayacağım.
Efe: Emin misin?
Aslı: Evet hadi.
Efe: Tamam sen istedin. Hani bir keresinde okuldan kaçmıştık da acıkmıştık. Sen de “ben yemek yaparım size” deyip bizim eve götürmüştün bizi. Sonra da hahaha....
Aslı: Yaaa ya Efe ya...
Efe: Pardon aşkım pardon. Sonra pilav yapmıştın ona pilav demeye dilim bile varmıyor gerçi pirinçli kek diyelim biz ona...
Aslı: Efee ya çok kötüsün.
Efe: Ama sen anlat demedin mi aşkım.
Aslı: Anlat dedik de dalga geç demedik.
Efe: Bu da ciddi anlatılacak bir konu değil ki bu kendimi tutmuş halim.
Aslı: Tebrikker!
Efe: Asıl sonrası var ama ben sen üzülme diye hiç anlatmamıştım onu sana.
Aslı: Ne? Nasıl sonrası anlamadım.
Efe: Bir tava vardı ya o tavayı yakarak madde değişimine uğratmıştın. Çelik kömüre dönmüştü birden hani.
Aslı: İmaları geçerek anlat lütfen canım.
Efe: İşte o tavayı bahçeye gömmüştüm ben sen yok et deyince.
Aslı: İnanmıyorum sana Efe. Bravo yani!
Efe: İşte ertesi gün de babamın bahçeyle uğraşacağı tutmuştu.
Aslı: (Utangaç bir ifadeyle) Eeeeee???
Efe: Sonra o tavayı buldu tabii anneme sormuş bu ne hanım diye. Annem de geçen gün Deniz, sen, ben evde olduğumuzu bildiği için anlamıştı senin yaptığını.
Aslı: İnanmıyorum Efe ya! Anlattın mı yoksa?
Efe: Anlayınca ben de olayı masumane göstermek için pilav maceramızı anlattım tabii.
Aslı: Benim hemen Şükran Teyze’ye bir pilav yapmam lazım.
Efe: (Güler) İnanmıyorum Aslı ya çocukken olan olay.
Aslı: Olsun belki hala yeteneksiz olduğumu düşünüyordur.
Efe: “Eğer bu akşamki gibi donatırsan sofrayı ertesi gün seni istemeye gelebiliriz ona göre” der ve gülerler.
Aslı: Üzülmemeyim diye anlatmadın mı bana bunu.
Efe: Evet; yani zaten o tava yanınca öyle üzülmüştün ki ben de sana anlatmadım devamını.
Aslı: Kıyamam ben sana ya...
Efe: Ben de... (der ve ayağa kalkar) Eveeet sürprizimi yapamadım ama sevgilimi de unutmadım tabii...
Aslı: Nasıl ya?
Efe: (Koridora doğru yürüyerek anlatmaya başlar) Geçen gün yolda geziyordum. Bir kuyumcunun önünden geçiyordum hatta. Sonra bir ses! Döndüm baktım kimse yok. Yoluma devam edeyim dedim ama baktım aynı ses bir daha sesleniyor. Bu sefer durdum ve nerden geldiğini incelemeye başladım. Ama etrafta kimseler yok.
Aslı: Eeeee...
Efe: İşte sonra bakındır bakındım bakındım. İnanmayacaksın ama ses vitrinden geliyordu.
Aslı: Vitrinden mi?
Efe: Evet vitrinden. (Der ve montunun cebinden bir kutu çıkarır. Tekrardan solona doğru yürümeye başlar) Sonra baktım ki ses güzel, sade, pırıl pırıl bir kolyeden geliyor.
Aslı: Kolye mi? Nasıl oluyor o öyle?
Efe: Ben de anlamadım ki nasıl oluyor? Neymiş derdi diye sorayım dedim. “Beni dünyanın en güzel boynuna götür” dedi. Aaa şans işte ben de tesadüf eseri bu kızı tanıyorum. “Tamam söz” dedim ve onu oradan aldım. Şimdi de sözümü tutuyorum (der ve kolyeyi Aslı’nın boynuna takar).
Aslı bu kadar güzel sözler karşısında ne diyeceğini bilemez. Gözleri dolu dolu olur ve ağlamaya başlar.
Efe: Aaaa ama o da bana bir söz vermişti.
Aslı: (Gözyaşlarını siler ve sorar) Ne sözüymüş bu?
Efe: Onu götürdüğüm kızı çok mutlu edecekti ama sen ağlıyorsun. Tutmadı mı sözünü?
Aslı: Tuttu tuttu. O kadar mutlu etti ki beni zaten mutluluktan ağlıyorum.. Aşkım seni çok seviyorum (der ve Efe’ye sarılır)
Efe: Ben de senin beni çok sevmeni seviyorum. Seni çok seviyorum aşkım (der ve sarılırlar)
Geceye yaklaşmışlardır. İkisi de o gece şu ana kadar hiç olmadıkları kadar yakındırlar. Bütün gece birbirlerine sarılırlar, öperler, güzel sözler söylerler...
Aslı: Ben gideyim artık geç oldu.
Efe: Ne! Gitmek mi?
Aslı: Evet aşkım baksana saat kaç oldu.
Efe: Ama daha bitmedi ki!
Aslı: Ne bitmedi?
Efe: Hiiiiççç...
Aslı: Söyle bakayım çıkar ağzındaki baklayı...
Efe: Bir şey yok aşkım. Bu gece burada kalsan olmaz mı? Sen ben battaniye...
Aslı: Aman Efe ya... Ya şimdi kalsam Ayşe Teyze kızabilir.
Efe: Yok canım bugün bizim günümüz kızmaz kızmaz...
Aslı: Emin misin?
Efe:: Evet güzelim. Ara sen bi.
Aslı: Su’yu arayayım o zamanç O anlatsın uygun bir dille ben çekinirim şimdi.
Efe: İyi fikir. Ya kimin sevgilisi (der ve sarılır)
Aslı, Su’yu arar...
Aslı: Alo Su.
Su: (Sinirli bir sesle) Efendim canım.
Aslı: Su iyi misin? Sesin kötü geliyor.
Su: Değilim Aslı hiç iyi değilim!
Aslı: (Biraz doğrulur ve dikkatlice dinlemeye başlar. Efe de Aslı’ya bakmaktadır). Ne oldu canım?
Su: Bütün plan berbat oldu!
Aslı: Nasıl ya? Ne oldu ki?
Efe: Ne olmuş aşkım (Aslı “dur” işareti yapar)
Su: Hani biz seninle bir sürpriz bulmuştuk ya Atakan’a yemek tarifi kitabından benim için bir yemek yapmasını isteyecektim. Birlikte yapacaktık.
Aslı: Evet???
Su: Beyefendi “Hayır yapamam” demez mi!
Aslı: Atakan mı? Hayır mı dedi? Nasıl ya?
Su: Bilmiyorum Aslı adama ne oldu bir anda anlamadım. “İmkansız asla olmaz” deyip durdu.
Aslı: Allah Allah çok garip ya... Sıkma canını ya sen elinden geleni yapmışsın.
Su: Elimden geleni yaptım da aldığım onca malzemeye yazık oldu. Onu geçtim gece boş boş geçti. Sağ olsun kendisi de pek utangaçmış bir şarkı bestelemiş bana ama söyleyemiyor yarım saattir. Mahvoldu gece ya.
Aslı: (Gülmeye başlar ama sessizce) Tamam canım sakin ol. Git bir mizk aç ne bileyim dans edin falan... Hadi canım toparlarsın sen... Tamam canım öpüyorum... Görüşürüz... (der ve kapar)
Efe: Ne olmuş Aslı?
Aslı: Sorma ya birazdan duyacaklarına inanamayacaksın.
Efe: Allah Allah ne olmuş ki?
Aslı: Biz Su ile bir plan yapmıştık Su ile Atakan’ın sevgililer günü için.
Efe: Ne planıymış bakalım bu?
Aslı: Su, yemek tarifi kitabından bir yemek seçecekti ve birlikte yapacaklardı. O kadar malzemeleri falan aldık ama Atakan tutturmuş “Hayatta olmaz!” diye.
Efe: (Gülmeye başlar)
Aslı: Ne oldu ya ne gülüyorsun. Yazık valla komik değil bence kızım emeklerine yazık oldu:
Efe: Ben ona gülmüyorum ki! Yani ona gülüyorum da... Off inanmıyorum ya kendimi suçlu hissettim şimdi ama Atakan da kabahat ya duruma göre planı değiştirsene oğlum, değil mi ama?
Aslı: Ne planı ya?
Efe: Bu mösyö Atakan benden yardım aldı sevgililer günü için. Ben de ona “Ne yap ne et yemek ile ilgili bir şey sakın yapma. Kız bunaldı artık” dedim.
Aslı: Efe inanmıyorum sana...
Efe: Kızım ben ne bileyim sizin böyle bir plan yaptığınızı. Ona şarkı bestele söyle dedim hatta yardım da ettim.
Aslı: Utancından söyleyemiyormuş.
Efe: Ne! Hahaha inanmıyorum ya! Ama benim de öyle sesim olsa ben de utanırım ne yalan söyleyeyim.
Aslı. Bak bak. Senin sesin güzel demek. Söyle bakalım bir şarkı madem öyle.
Efe: (Doğrulur) Yok güzelim öyle demek istemedim ki şeeey...
Aslı: (Sözünü keser) Kıvırma Efe. Hadi başka bekliyorum!
Efe: Hayda! Kızım nerden çıktı şimdi şarkı ya.
Aslı: Ben hala bir melodi bile duyamadım Efe Bey!
Efe: Kurtuluş yok galiba.
Aslı: Hayııırrr!
Efe: Peki madem. Hmm ne söyleyeyim...
Aslı: Bilmem artık. Benim için söyleyeceksin hatırlatayım da.
Efe: O zaman “işte kuzu kuzu geldim dilediğince kapandım dizlerineee”...
Aslı: Sus sus! Ya Efe ya.
Efe: Tamam aşkım işin dalga kısmını askıya alıyorum ve güzel bir şarkı bulup söylüyorum sana. Ama şimdiden söyleyeyim vereceğim rahatsızlıktan ötürü benden ayrılmak istersen atlarım şu candan.
Aslı: Ne ayrılması be deli! Ben senden ayrılır mıyım hiç?
Efe: Ben seni bırakır mıyım peki?
Aslı: Bırakmazsın değil mi?
Efe: Asla!
Aslı: Ben de sevgilim (der ve öpüşürler. Sonra Efe geri çekilir ve Aslı’nın gözlerine bakar. Derken şarkıya başlar;)
Efe, Aslı’ya hangi şarkıyı söyleyecek? Aslı gece Efe’de kalacak mı? Kalacaksa ilişkilerini farklı bir boyuta taşıyacaklar mı? Gecenin asıl sürprizi ne? Hepsi ve daha fazlası Efe&Aslı sevgililer günü senaryosu 6. kısımda. Sakın kaçırmayın
Devam Edecek...