Efe&Aslı Aşkı Fan Club
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Gerçek AŞK Tek EFSANE..!!
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:31 pm

KARAKTERLER

EFE(Dağhan külegeç)
Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Dk200x207im4

ASLI(Pelin Karahan)
Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar 6pzu7222a7wmn1cfuldmoi4of4


MİNE(Aslı Enver)
Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar B69d3ac1029e5d897757341ly1


DENİZ(İbrahim Kendirci)
Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Ikwincetm3

EMRE(Burak Sağyaşar)
Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Bswincemg0


PELİN(Ceren Koç)
Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar C1xu5winceaw5


Hayat her insana bazı oyunlar oynar.
Bu oyunda kural yoktur, yolunu belirler ve devam edersin.
Ama bazen yol ayrımında takılırsın, ne yapacağını bilemezsin.
İşte bu senaryo yol ayrımındaki bir genci ve bu ayrımdaki kararını verirken yaşadıklarıın anlatmaktadır.


-SENARYOMDAN BAZI KISIMLAR-

-Düşünüyordu.Parmağındaki nişan yüzüğüne baktı.Nişanlanalı bir ay olmuştu

-Alp düşündü, gülerek: Anladım, şaka yapıyorsun.
Efe hayır der gibi başını salladı.Alp duraksadı.Efe’nin kafası çok karışmıştı,tabi Alp’in de.

-Efe tebessümle gülümsedi: Keşke yanımda olsalar şimdi.

-Aslı: Ben bunu hak edecek ne yaptım Efe?

-Bu düşüncelerle etrafına bakınırken bir çift mavi göz takıldı gözlerine.Nedenini bilmeden bakmaya devam etti.



1.BÖLÜM

-AŞK MI, SEVGİ Mİ? -
Düşünüyordu.Parmağındaki nişan yüzüğüne baktı.Nişanlanalı bir ay olmuştu.Pelin iyi bir kızdı.Güzel, zeki,sempatik.Hiçbir kusur bulamıyordu onda.Belki de bu yüzden hemen nişanlanmakta bir sakınca görmemişti. Pelin’i seviyordu, hayrandı ona.Peki aşık mıydı?Ne fark ederdi ki, Pelin ile mutlu olacağını biliyordu.Önemli olan da bu değil miydi zaten?
Çalınan kapının sesiyle bu düşüncelerden sıyrıldı.Meraklı bakışlarını kapıya çevirdi.
Pelin kapı arasından başını uzatarak baktı.
Gülümseyerek: Aşkım, ne yapıyorsun burada tek başına?
Efe gülümseyerek doğruldu yerinde: Hiç, oturuyorum öyle.
Pelin Efe’nin yanına yaklaştı önce, sonra yanına oturdu.Sıkıca sarıldı.Efe de ona sarıldı yavaş yavaş.
Düşünmenin bir anlamı yoktu, böyle mutluydu.
Pelin gözlerini dikmiş, sabit olarak ileriye bakıyordu.Yüzü asıldı birden,Efe’ye baktı tedirgin gözlerle.
Efe gülümsedi: Ne oldu?
Pelin bir şey söylemeye yeltendi ama sonra vazgeçti.Efe ise hala ne söyleyeceğini merak ederek yüzüne bakıyordu.Pelin tekrar dikti gözlerini boşluğa.
Alacağı cevaptan korkarak: Beni seviyor musun?
Efe güldü: Sormaya korktuğun şey bu muydu? Tabi ki de seviyorum.
Seviyordu, yalan değildi,peki ona aşık mıydı? Ne fark ederdi ki.Pelin‘in sorduğu onu sevip sevmediğiydi,aşık olup olmadığı değil.
Bahçeye çıktılar.Şükran,Salih,Metin ve Gönül bahçedeki masaya yerleşmiş,sohbet ediyorlardı.
Efe ile Pelin el ele yanlarına gittiler.
Gülümseyerek oturdular.
Pelin: Bakıyorum sohbet koyulaşmış, bizi mi çekiştiriyorsunuz yoksa?
Metin güldü: Evet, nerden bildin.
Gülüştüler.
Şükran Pelin’in yüzünü elleri arasına aldı: Güzel kızım benim, nasıl da mutluluk getirdi evimize.İyi ki tanıdık seni.
Pelin mahcup mahcup gülümsedi: Asıl iyi ki ben sizi tanıdım.Öyle gıpta ederdim ki ailesi olanlara.Artık benim de bir ailem var, (teker teker hepsinin yüzüne baktı,gülümseyerek) kocaman bir aile.
Bu cümleyi yıllardır düşlediği hayalinin gerçekleşmesi gibi söylemişti.Efe bu cevaptan memnun gülümsedi.
Şükran, Salih ve Metin Pelin’in ailelerine katılacak olmalarından çok mutlulardı.Ama Gönül değildi.Efe’ye oynanan bu oyunu hazmedemiyordu.Bu nedenle sürekli Metin ile kavga ediyorlardı.
Gönül kızgın bakışlarla ona baktı.Metin gülerek etrafına bakarken Gönül’ün sert bakışlarını görünce duraksadı.
Bir süre daha sohbet ettikten sonra Pelin ayağa kalktı: Ben artık gideyim.
Şükran engel olmak ister gibi elini uzattı: Nereye kızım, otur biraz daha.
Pelin gülümsedi: Fazla gecikmeyeyim, teyzem merak eder.
Efe de ayağa kalktı: Ben seni bırakayım.
Pelin gülümseyerek Efe’ye baktı: Olur.
Salih: Kızım yine gel, arayı açma.
Pelin Salih’in elini öptü: Açmam, sen hiç merak etme Salih Baba.
Şükran’ın da elini öptü: Hadi iyi akşamlar Şükran Annem.
Şükran: Sana da iyi akşamlar dünyalar güzeli kızım.
Pelin gülümseyerek: İyi akşamlar Metin Abi, iyi akşamlar Gönül Yenge.
Metin: İyi akşamlar canım.
Gönül hiçbir şey söylemeden sert bakışlarla Pelin’i süzdü.Pelin’in yüzü düştü bir an.
Efe’ye dönerek: Hadi gidelim.
Efe: Tamam.Ben Pelin’i evine bırakıp geliyorum.
Şükran gülümseyerek: Tamam.

Pelin ile Efe gitti.
Şükran zafere ulaşmış gibi güldü: Sonunda her şey yoluna girdi.
Metin: Evet, Efe’nin Pelin ile tanışması çok iyi oldu.
Gönül bu sahte aile pozlarına dayanamayacağını düşündü.Hiçbir şey söylemeden ayağa kalkıp içeri doğru yürümeye başladı.
Metin: Nereye?
Gönül tepkisiz baktı suratlarına,sert bir ses tonuyla: Odama.
Şükran: İyi de kızım daha erken, hem sohbet ediyorduk.
Metin kızgın bakışlar attı Gönül’e: Ben biliyorum nedenini.Tribi bana hanımefendinin.
Gönül’ün sinirden dili tutulmuştu resmen, konuşmaya çalıştı ama ağzından tek bir kelime çıkmadı.Derin bir nefes aldı: Trip mi, tepkime verdiğin isim bu mu Metin?
Metin: Evet, Gönül.Çünkü bu yaptığın çocukluktan başka bir şey değil.
Gönül: Öyle mi? (üçünün de tek tek yüzüne baktı) Bir de kendi yaptığınıza bakın, hangimiz daha çocuğuz?
Gönül hızlı adımlarla içeri girdi.Metin ise sinirine hakim olmaya çalışarak masanın başında kalakalmıştı.
*******************************************************************
Eve yaklaşmışlardı.Pelin Efe’nin elini tutuyordu.
Pelin: Yarın okuldan sonra buluşalım mı?
Efe gülümsedi: Olur, buluşuruz.
Pelin düşündü: Gölün oraya gideriz, küçük bir piknik yaparız.
Efe: Tamam.
Eve gelmişlerdi.Pelin üzgün üzgün baktı Efe’nin yüzüne: Geldik.
Efe: Evet.
Pelin Efe’yi hiç bırakmak istemiyordu,daha da sıktı Efe’nin ellerini: Senden ayrılmak neden bu kadar zor?
Efe güldü: Bilmem, neden?
Pelin tek omzunu kaldırdı: Ben de bilmiyorum.Ama ne önemi var, ben halimden memnunum.
Efe gülümseyerek Pelin’e baktı: Öyle misin?
Pelin gözlerini Efe’nin gözlerine dikti: Öyleyim.
Bunu söylerken o kadar emin görünmekteydi ki Efe ister istemez etkilenmişti.Hayran hayran baktı Pelin’e.Pelin gülümseyerek gözlerini kaçırdı.Ama dayanamayarak yine baktı gözlerine.
Pelin: Ben… Ben artık gideyim.
Efe: Tamam.
Pelin: Yarın görüşürüz.
Efe: Görüşürüz.
Pelin küçük bir öpücük kondurdu Efe’nin dudağına.Efe şaşkın şaşkın gülümsedi.
Pelin utanarak kızarmıştı.Bu yaptığına kendisi de çok şaşırmıştı.Gözlerini kaçırdı yine.
Kısık sesle: İyi geceler.
Efe: İyi geceler.
Pelin koşar adımlarla evine gitti.Efe Pelin içeri girene kadar peşinden baktı.Eve girince o da kendi evine doğru yol aldı.
Efe sabah günün ilk ışıklarıyla birlikte uyandı.Üzerini değiştirip çantasını aldı ve aşağıya indi.Şükran yine kahvaltı masasını donatmıştı.Gülümseyerek Efe’ye baktı: Gel oğlum, bak ne güzel kahvaltı hazırladım.
Efe: Yok anne ya, yemeyeceğim.
Salih: Olur mu öyle şey oğlum.Aç, aç gidilir mi okula? Hadi gel.
Efe: Yok baba ya, yemeyeceğim.Canım istemiyor.
Salih: Sen bilirsin.Harçlığın var mı bari?
Efe gülümsedi: Var, merak etme.
Şükran: Yoldan, okuldan bir şeyler al, karnını doyur.Aç kalma sakın.
Efe: Tamam, hadi kaçtım ben.
Efe gitti.
Şükran arkasından bağırarak: İyi dersler.
********************************************************************
Metin kalkmış, elbiselerini giyiyordu.Gönül hala yataktaydı ama uyanıktı.Metin Gönül’ün yanına uzandı.Dün kötü davrandığı için kendini suçlu hissediyordu.
Yumuşak bir ses tonuyla: Kalkmıyor musun artık?
Gönül kırgın: Uykum var, biraz daha uyuyacağım.
Metin Gönül’ü kolundan tutarak kendine doğru çevirdi: Bana kızgınsın biliyorum.
Gönül Metin’in yüzüne bile bakmıyordu: Hayır, değilim.
Metin: Seni tanıyorum, kızgınsın işte.
Gönül Metin’in gözlerine baktı: Kızgın değilim, ama kırgınım.
Metin Gönül’e sarıldı: Özür dilerim.Amacım seni kırmak değildi.
Gönül ağlamaklı: Ama kırdın.
Metin’in kollarından kurtulup arkasını döndü,ağlayarak: Lütfen yalnız bırakır mısın beni?
Metin üzgün üzgün kalktı yataktan.Gönül’e baktı, gözlerini kapadı.Kızmıştı kendine yaptıklarından dolayı.Ama telafisi yoktu,zamanla geçecekti kırgınlığı.
Bahçeye indi.Şükran Metin’in bardağını doldurup önüne koydu.
Salih meraklı gözlerle Metin’ e baktı: Gönül nerede?
Metin derin bir iç çekti: Yemeyecekmiş.
Şükran: Neden?
Salih durumu anlamıştı: Nedeni mi var Şükran.Dün için kızgın anlaşılan.
Şükran alaycı bir tavırla güldü: Kızgınmış, asıl bizim ona kızgın olmamız lazım.
Salih ters ters baktı Şükran’a: Ne demek bu şimdi?
Şükran kızgın kızgın: Bize nasıl davrandığına baksana, sanki bu halde olması bizim suçumuz.O bağıracak,çağıracak biz susacağız, öyle mi?
Salih ayağa kalktı,gözlerini büyüterek baktı Şükran’a: Evet,susacağız.O kızın da yaşadıkları az uz değil.
Metin sakin bir ses tonuyla: Onun yaşadıklarını ben de yaşadım baba.Ya o bebek ikimizindi.Ben de üzülüyorum ama dünyadan bu kadar kopmanın ne alemi var.
Salih kızgın bakışlarını Metin’e çevirdi: Senin çektiğinle onun ki bir mi Metin?O kız kaç ay karnında taşıdı o bebeği.Onun bağı daha fazlaydı.(tehdit eder gibi parmağını sallayarak) onu bunu anlamam, bu kıza kimse tek bir kötü söz söylemeyecek artık.(sesini daha da yükselterek) Anladınız mı beni?
**************************************************************
Hoca ders anlatıyordu ama Efe düşünceleriyle boğuşuyordu.”Ne diye mimarlığı seçtim ki?” diye geçirdi içinden.Bina tasarlamanın neyi güzeldi?Ailesi en büyük hayalinin bu olduğunu söylemişti ama madem öyle neden mutlu değildi?İnsanlar hayallerini gerçekleştirdiğinde mutlu olurlardı, ama kendisi değildi.
Ders bitmişti, Efe çantasını alıp yavaş adımlarla yürümeye başladı.Pelin ile buluşacaktı, ama canı hiç istemiyordu, yalnız kalmak istiyordu.Telefonu eline aldı, düşündü bir süre.Sonra kendinden emin çevirdi numarayı.
Pelin: Alo Efe? Ben hala okuldayım, sen çıktın mı yoksa?
Efe yutkundu, yalan söylemek zoruna gidiyordu: Dersimiz bitti (sustu, derin bir nefes aldı)Ama arkadaşlarla ders çalışacağız.İki gün sonra sınavımız var da, arkadaşlarla sözleşmişiz, ama ben sana söylemeyi unutmuşum.
Pelin üzgün üzgün: Ya!
Efe: Üzgünüm. (bunu çok içten söylemişti, çünkü gerçekten üzgündü)
Pelin Efe’yi üzmek istemedi: Neyse, sonra görüşürüz o zaman aşkım. Dersin daha önemli.
Efe rahatlamıştı: Anlayışın için sağ ol.
Bir süre daha konuştuktan sonra Efe telefonu kapadı.Evlenmeyi,hayatını paylaşmayı düşündüğü, hatta bunun için ilk adımı attığı kişiye yalan söylediği için kendine kızıyordu.Dolaşmaya karar verdi.Göl kıyısına gitti.Yüzüne çarpan rüzgar ve gölün eşsiz güzelliği onu rahatlatıyordu.Hayatında her şey dört dörtlüktü, ama yine de eksik bir şeyler vardı.Bunu hissediyordu, fakat ne olduğu konusunda en ufak bir fikri yoktu.İşte bu belirsizliklerdi onu bu kadar düşündüren.Efe kendi iç dünyasıyla savaş halindeyken duyduğu sesle irkildi.
……: Efeee.
Efe ona seslenenin kim olduğunu merak ederek arkasına baktı.Birisi ona doğru yaklaşıyordu.Kimdi bu,tanımıyordu.Ama o kişi Efe’yi gayet iyi tanıyordu.[/b]


En son eylem.i tarafından Salı Şub. 10, 2009 4:34 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:32 pm

2.BÖLÜM
-ESKİ BİR DOST-
Efe’nin önünde durdu.Efe şaşkın şaşkın suratına baktı,bir yandan da karşısındaki kişiyi inceliyordu.Ama tanıyamamıştı işte.
Efe: Tanışıyor muyuz?
Alp hayretler içindeydi, nasıl tanımazdı.Şaşkınlıkla: Tabi ki tanışıyoruz.Ben Alp.
Efe’nin bakışlarından onu çıkaramadığını anlıyordu.
Alp: Atom karınca.
Efe hala sorgulayan gözlerle ona bakıyordu.
Alp: Urla’dan.Aynı liseye gitmiştik.
Şimdi Efe’nin kafasına dank etmişti.
Gülümsedi: Kusura bakma ya, seni niye hatırlayamadığımı şimdi anladım.
Alp şaşırmıştı: Ne yani, hala hatırlayamadın mı beni?
Efe: Evet,ama ben… Ben eskileri hatırlamıyorum.Sadece son üç yılımı hatırlayabiliyorum,öncesini hatırlamıyorum.
Alp’in şaşkınlığı daha da artmıştı: Na-nasıl yani?
Efe: Baya, hatırlamıyorum işte.
Alp: Hiçbir şeyi mi?
Efe: Üç yıldan önceki hiçbir şeyi ve hiç kimseyi.
Alp düşündü: Peki Aslı ile Deniz?Onları mutlaka hatırlıyorsundur.
Bu isimler yabancıydı Efe’ye.İlk kez duyuyordu.Kafasını salladı: Hayır, tanımıyorum.(merakla)Kim onlar?
Alp hayretle baktı Efe’nin yüzüne: Nasıl tanımazsın ya, onlar senin canlarındı.
Alp düşündü, gülerek: Anladım, şaka yapıyorsun.
Efe hayır der gibi başını salladı.Alp duraksadı.Efe’nin kafası çok karışmıştı,tabi Alp’in de.
Efe gölün yanı başına oturdu.Alp bir süre ayakta kaldı.Sonra o da Efe’nin yanına oturdu.
Bir süre sustu ikisi de.Alp şaşkındı.Nasıl hatırlamazdı Aslı ile Deniz’i.
Efe’ye döndü: Ailenin haberi var mı senin bu durumundan.
Efe evet manasında başını salladı.
Alp: Peki, hiç bahsetmediler mi sana onlardan?
Efe: Hayır.
Alp hayretle etrafına bakındı: iyi de neden saklasınlar ki?
Bu sorunun cevabını Efe de çok merak ediyordu.Alp’e döndü: Anlatsana bana.Aslı ile Deniz’i, liseyi.Neler yapardık?
Alp düşündü biraz: Siz üçünüz birbirinize çok bağlıydınız, yani yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmezdi.Birinizin başı derde girdiğinde ya da bir üzüntüsü olduğunda üçünüz de çabalardınız.
Efe tebessümle gülümsedi: Keşke yanımda olsalar şimdi.Beni çok iyi tanıyor olmalılar.Belki kendimi tanımam da yardımcı olabilirlerdi bana.(tekrar Alp’e döndü) Peki nerdeler şimdi?
Alp: Aslı ile Deniz İstanbul’da üniversiteyi kazanmışlardı.Ama sen kazanamamışsın.Ailen yine de İstanbul’a gitmene izin vermişti sonradan.Sanırım orada bir dükkan açmışsın.
Efe merakla: Ne dükkanı?
Alp: Bilmiyorum.Asıl sen söyle, nasıl hiçbir şey hatırlamıyorsun?
Efe bakışlarını göle çevirdi.Derin bir iç çekti: Ya tek hatırladığım hastane odasında uyandığımdı.Bir kaza geçirmişim.Hiç kimseyi, hiçbir şeyi hatırlamıyordum.Ailem bana resimlerimizi filan gösterdi.Yoksa onların ailem olduğuna bile inanmayacaktım.
Alp duyduklarına inanamıyordu: Aslı ile Deniz’in bu durumdan haberi var mı peki?
Efe göle baktı.Aslı ve Deniz ile ilgili bir şeyler hatırlamaya çalıştı,ama boşunaydı,sıkkın sıkkın: Dediğim gibi onları tanımıyorum.
Alp: İyi de, ailen neden bahsetmedi ki onlardan sana.
Efe ellerini iki yana açarak: Hiçbir fikrim yok.
Alp: Neyse, vardır bir bildikleri.
Alp saatine baktı sonra ayağa kalktı,peşine de Efe.Elini uzattı Efe’ye: Karşılaşmamıza çok sevindim.Ben bugün geri dönüyorum.Buraya tatil için gelmiştim.Ama yolum yine düşerse buraya,görüşürüz.
Efe gülümsedi: Görüşürüz.Anlattıkların için teşekkür ederim.
Alp gülümsedi: Rica ederim.Yürümeye başladı.
Efe tekrar gölün yanına oturdu.Düşündü biraz, hışımla ayağa kalktı: Hey, baksana.Alp,Alp…
Alp merakla arkasına döndü.Efe koşar adımlarla yanına geldi: Numaraları var mı sende?
Alp şaşırdı, kimden bahsettiğini anlamamıştı ilk önce, düşünde: He, Aslı ile Deniz’in mi?
Efe evet manasında başını salladı.
Alp: Sadece Aslı’nın var.(Gülerek) Biliyorsun Deniz’le aram pek iyi değildi.
Efe tepkisiz yüzüne bakıyordu.Alp gülmeyi kesti: ya da bilmezsin.
Cebinden telefonunu çıkardı.Numarayı bulup Efe’ye söyledi.Efe telefonuna kaydetti.Gülümsedi: Tekrar teşekkür ederim.
Alp: rica ederim.
Alp gitti. Efe arkasından baktı bir süre,sonra gölün yanına gidip oturdu tekrar.
Akşam olmak üzereydi.Efe eve gitmeyi hiç istemiyordu.Alp ile karşılaşması allak bullak etmişti onu.Neden gizliyordu ki ailesi geçmişini.”Hem çok da iyi arkadaşmışız.Niye gizliyorlar, niye?”
Bütün gün bu soru aklını meşgul etmişti.Gölün durgun güzelliği de yaramıyordu onu sakinleştirmeye.
Bir an önce aklındaki sorulara cevap almak istiyordu.Çantasını alıp hızlı adımlarla yola koyuldu.
Eve vardığında Gönül’ü bahçede buldu.Tek başına üzgün bir halde oturuyordu.Yanına gitti: Yenge?
Gönül irkildi yerinde, Efe’ye baktı.Gülümseyerek: Sen mi geldin?
Efe etrafına bakındı: Bizimkiler nerede?
Gönül: Annen ile baban alışverişe gitmişlerdi.Baya oluyor,birazdan gelirler.Metin de daha gelmedi işten.
Efe: Yenge, sana bir şey soracağım.
Gönül merakla Efe’ye baktı: Sor.
Efe: Aslı ile Deniz kim?
Bu sorudan sonra Efe dikkatle Gönül’ün yüzüne baktı, halinden hareketlerinden bir şeyler anlayabileceğini düşünüyordu.Gönül ne diyeceğini bilemiyordu, lafı ağzında geveledi bir süre.Efe anlamıştı.Saklıyorlardı işte.
Efe sabırsızlanarak: Yenge, neden bana onları hiç anlatmadınız?
Gönül başını diğer yöne çevirdi.Efe’nin yüzüne bakmadan: Lütfen bana bir şey sorma Efe.
Belli ki olaylar Gönül’ün dışında gelişmişti ve bu durumu asıl suçluların yani ailesinin açıklamasını istiyordu.
Efe: Anlatma, ben kimlere soracağımı çok iyi biliyorum.Ayağa kalktı.
Gönül hışımla kolundan tuttu: Sakın Efe,sakın ailene bu konudan bahsetme.
Efe: Nedenmiş o?

Gönül söylemek,anlatmak istiyordu.Ama yapamazdı: Ne olur bana güven Efe,sorma.En azından şimdilik.
Efe çaresiz: Tamam.Ama bu işin peşini bırakmayacağım.
Odasına çıktı.Çantasını yere fırlatıp yatağına uzandı.Eliyle başını ovaladı,başı çatlayacak gibiydi.Doktoru üzülmeyi,sinirlenmeyi ve stresi kesinlikle yasaklamıştı.Ama elinde değildi,ortada bir yalan vardı,hayatıyla ilgili bir yalan.Buna göz yumamazdı.
“Gerçeği öğrenmenin bir yolu olmalı” diye geçirdi içinden.Uzun süre düşündü,sonra doğruldu yerinde.”Tabi ya, ben bunu nasıl düşünemedim.” Yatağından kalktı,telefonu aldı eline.Rehberde Aslı yazısının üstüne geldi.Bir süre eli telefonda bekledi.Ani bir hareketle arama tuşuna bastı.Telefon çaldı bir süre, sonra açıldı.Karşıdan bir ses geldi.
Aslı: Alo?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:35 pm

3.Bölümden Bazı Kısımlar

3.BÖLÜM
BÜYÜK BULUŞMA


-Aslı: Alo? Kimsiniz?
Efe yutkundu, cesaretini topladı: Alo.
Aslı şok olmuştu


-Efe: Buluşabilir miyiz?

-Emre: Evet de nereye gideceğiz?
Efe: İstanbul’a.
Emre uykudan kısılmış gözlerini büyüterek Efe’ye baktı: İstanbul’a mı?

-Efe bakındı okulun bahçesine.Endişeliydi.

-Bu düşüncelerle etrafına bakınırken bir çift mavi göz takıldı gözlerine.Nedenini bilmeden bakmaya devam etti
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:36 pm

3.BÖLÜM
-BÜYÜK BULUŞMA-
Efe sustu, konuşmadı.Ne diyeceğini bilmiyordu ki.
Aslı: Alo? Kimsiniz?
Efe yutkundu, cesaretini topladı: Alo.
Aslı şok olmuştu,ağlamaya başladı.Eliyle ağzını kapadı,kendini tutmaya çalışıyordu.Hiçbir ses gelmemesi üzerine Efe tekrar seslendi: Alo.
Aslı ağlayarak: Efe.
Efe Aslı’nın sesinden ağladığını anlamıştı, nedenini bilmiyordu ama, kendini kötü hissetmişti.
Aslı: Nerdesin Efe?Neden hiç aramadın?
Ne diyecekti,nasıl anlatacaktı olanları,hiçbir fikri yoktu.Sustu.
Aslı: Orda mısın?
Düşüncelerinden sıyrılarak irkildi: E-Evet.Şey, ben…
Aslı sitemkar: Seni çok merak ettim,ama sen…Sen hiçbir haber bile vermeden ortadan kayboldun,arayıp sormadın.Ben bunu hak edecek ne yaptım Efe?
Efe düşündü, doğru kelimeleri bulmaya çalışıyordu.Ama olmuyordu işte, ne diyeceğini bilmiyordu.Yüz yüze görüşmenin daha doğru olduğunu düşündü.
Efe: Sizinle(duraksadı)… Seninle konuşmam lazım.Buluşabilir miyiz?
Aslı kızgındı Efe’ye, ama çok da özlemişti, hem bir açıklama yapacağını da umuyordu.
Aslı: Olur.Nerede, saat kaçta?
Efe: Im… Sen İstanbul’daydın, değil mi?
Aslı şaşkın: Evet, aynı yerdeyim.
Efe içinden: Sen aynı yerdesin de ben bilmiyorum ki.
Derin bir iç çekti, düşündü biraz.Alp ona Aslı’nın üniversitede okuduğunu söylemişti.
Efe: Sen hangi üniversitedeydin?
Aslı’nın şaşkınlığı daha da artmıştı: Çapa Tıp!
Efe: Tamam, ben yarın oraya gelirim, görüşürüz.Olur mu?
Aslı: Tamam.
Efe: Yarın görüşürüz.
Aslı: Görüşürüz.
Efe telefonu kapadı.
Aslı şaşkınlıktan kalakalmıştı: Ne bu şimdi, tanımıyormuş gibi.

Efe o gece erkenden yattı.Sabah kalkınca üzerini değiştirip aşağı indi.Şükran yeni uyanmıştı, çay demliyordu.
Şükran: Oğlum,erkencisin.Daha kahvaltı hazır değil ama birazdan hazır olur.Hadi otur.
Efe: Benim çıkmam lazım anne, sınavım var da birkaç güne.Arkadaşlarla ders çalışacağız buluşup, ben onlarla yaparım kahvaltı.Akşama da geç geleceğim, haberin olsun.
Şükran: İyi de oğlum, akşama Mehtap Hanım ile Pelin yemeğe gelecekler.Neden haber vermedin önceden?
Efe: Sen de bana haber vermedin anne, hem sınavım daha önemli. Erteleyemem, kusura bakma.
Şükran itiraz edecekti ama bunun bir faydası olmayacağını biliyordu,Efe bildiğini okuyacaktı yine nasılsa.
Şükran isteksiz: İyi, tamam.Yemeğe yetişmeye çalış bari.
Efe: Bakarız. Hadi çıktım ben.

Efe gölün yanına gitti.Emre onu bekliyordu.
Efe: Günaydın.
Emre esnedi, gözlerini kırpıştırarak Efe’ye baktı: Sana da kanka.Ne bu sabah sabah, sen hiç uyumaz mısın oğlum ya?
Efe güldü: Her normal insan bu saatler de uyanır.(tekrar güldü)Sen uykucuysan ben ne yapayım.
Emre uykulu uykulu baktı Efe’ye: Ee, acil iş dedin merak ettim.Ne oldu, ne işi?
Efe: Yolda anlatırım.Araba ayarladın mı?
Emre tekrar esnedi: Evet de nereye gideceğiz?
Efe: İstanbul’a.
Emre uykudan kısılmış gözlerini büyüterek Efe’ye baktı: İstanbul’a mı?(inanamayarak güldü) Şaka yapıyorsun herhalde.
Efe kendinden emin: Hayır, gayet ciddiyim.
Evet, ciddiydi.Bu hareketlerinden açıkça belli oluyordu.
Emre: Ee, okul?
Efe umursamaz: Bugünlük gitmeyiveririz.Ama sen gelmek istemezsen, anlarım.Başka araba ayarlayabilirim.
Emre kızgın bakışlar attı Efe’ye: olur mu öyle şey.Anca beraber, kanca beraber.Hadi gidelim.
Arabaya bindiler.Efe yolda tüm olanları anlattı.Emre duyduklarına inanmıyordu.
Emre güldü: Desene geçmişini arayan adam oldun he?
Efe sitemkar: Aynen öyle.Hala aklım almıyor, nasıl saklarla benden.
Emre sakinleştirmeye çalışarak: Vardır bir bildikleri kanka, hele sen şu kızla konuş da bir.Neydi adı?
Efe gülümsedi: Aslı.
Emre: Heh Aslı.Konuş bakalım, neler anlatacak.
Efe bir şey söylemedi, başını cama yaslayıp yolu izlemeye başladı.

Aslı hala inanamıyordu.Üç yıl, tam üç yıldır Efe ile hiç görüşmemişti, hatta sesini bile duymamıştı.Şimdi ise onunla buluşacaktı.Efe’yi görünce ne yapacaktı, ne tepki verecekti.Karşısında dururken ona sarılmamak için nasıl tutacaktı kendini.Kızgın olduğunu anlaması için mesafeli davranmalıydı, ama onu bu kadar çok özlemişken bunu nasıl başaracaktı?
Efe telefonda da bir tuhaf konuşmuştu zaten.Bu da ayrıca korkutuyordu Aslı’yı.Bir an önce dersin bitmesini istiyordu.Zamanın geçmesi için hem aşırı bir istek duyuyordu, hem de onunla yüz yüze gelmekten de ölesiye korkuyordu.
Araba üniversitenin önünde durdu.Efe ile Emre arabadan indiler.Efe bakındı okulun bahçesine.Endişeliydi, geçmişiyle yüzleşecekti.En çok da Aslı’yı merak ediyordu.”Nasıl biri acaba?” diye geçirdi içinden.Sonra endişeli bakışlarını Emre’ye çevirdi.Emre anlamıştı Efe’nin tereddüdünü.
Güven vermek isteyerek gülümsedi.Kafasını git der gibi sallayarak: Hadi.
Efe tekrar bahçeye baktı.Derin bir nefes aldı ve yavaş adımlarla yürümeye başladı.Bahçeye girdi,etrafına bakındı.”Ben bu kızı nasıl tanıyacağım.” Diye söylendi.
Bunu hiç düşünmemişti, onu hiç tanımıyordu ki.Bu düşüncelerle etrafına bakınırken bir çift mavi göz takıldı gözlerine.Nedenini bilmeden bakmaya devam etti.Aslı da ona bakıyordu tepkisiz.
Aslı ciddi durmaya çalışıyordu, Efe’nin ona ne kadar kırıldığını anlamasını istiyordu.Ama için için onu ne kadar özlediğini anlatıyordu kendine.
Efe gözlerini hiç ayırmadan Aslı’ya bakmaya devam etti.Farkında olmadan gülümsedi.Aslı da gülümsedi bunu üzerine.Yavaş adımlarla yanına geldi.Çok özlemişti.”Sarılsam mı?” diye geçirdi içinden.Ama kararlıydı,ne kadar kızgın olduğunu anlamalıydı.
Aslı gülümsemeyi kesti, ciddi bir tavırla: Merhaba.
Efe karşısındakinin Aslı olduğundan emindi artık, kalbinin atışları hızlanmıştı birden.Gülümseyerek: Merhaba.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:40 pm

4.BÖLÜM
-ANLATACAK ÇOK ŞEY VAR-
Aslı Efe’nin yüzüne baktı tepkisiz: Neden buluşmak istedin?
Efe gözlerini kaçırıp etrafına bakındı.Lafa nereden başlayacağını bilmiyordu.Tekrar Aslı’ya baktı: Bir yerde otursak.Sana anlatacaklarım var.
Aslı merak etmişti Efe’nin neler anlatacağını.Ciddiyetini hiç bozmadan: Olur.
Aslı hiçbir şey söylemeden az ilerdeki banka oturdu.Efe önce ayakta kalakaldı bir süre.”Bana çok kızgın yüzüme bile bakmıyor” diye geçirdi içinden.Sonra yavaş adımlarla yanına oturdu.
Aslı Efe’nin yüzüne bakmamaya çalışıyordu, onun yüzüne bakarsa yumuşayacağını biliyordu çünkü.
Etrafına bakınarak,aynı ciddi tavırla: Ee, ne anlatacaksın?
Efe düşündü bir süre, sonra Aslı’nın yüzüne baktı.Aslı Efe’nin kendine baktığını fark edince ona baktı.Bir süre birbirlerinin gözlerine baktılar.
Aslı gözlerini kaçırdı, başını öne eğip kısık sesle: Anlatmayacak mısın?
Efe: Ben…(sustu) Sonra bakışlarını tekrar Aslı’ya çevirdi.”Ben sizi hatırlamıyorum.”
Aslı şaşkınlığını gizleyemedi,kekeleyerek: Na-nasıl yani?
Efe sustu bir süre: Üç yıl önce bir kaza geçirmişim.Uyandığımda hiçbir şeyi hatırlamıyordum.Hala da hatırlamıyorum.
Aslı şok olmuştu, gözlerini iyice açarak Efe’ye baktı.Sonra rahatlayarak güldü: Deli, ben de ciddisin sandım.
Efe ciddi olduğunu belirten bir bakış attı Aslı’ya.
Aslı şaşkınlıkla yutkundu: Sen, sen ciddisin.
Efe kendi kendine: Neden bunu duyan herkes şaka yaptığımı düşünüyor, çok şakacı biriydim herhalde.
Aslı yan dönerek Efe’ye dikti gözlerini: Nasıl oldu peki? (sitem eder gibi) Bizim niye haberimiz yok?
Gözleri hesap soruyordu sanki.Aslı’nın bu hali Efe’ye çok dokunmuştu.Suçlu suçlu başını eğdi, Aslı’nın yüzüne bakamıyordu.
Aslı sorusunu yineledi: Bizim niye haberimiz yok Efe?
Efe: Bilmiyorum.
Aslı konuşmak için dudaklarını araladı ama konuşamadı.Gözleri dolmuştu, ağlamaklı: Beni de mi hatırlamıyorsun?
Efe Aslı’nın gözlerine baktı,sanki orada geçmişiyle, ikisiyle ilgili bir şeyler yakalamak ister gibi.Uzunca baktı, sonra yüzü asıldı,gözlerini yere dikti: Üzgünüm.
İkisi de sustu.Konuşacakları, birbirlerine soracakları o kadar çok şey vardı ki.Ama şimdi susuyorlardı istemeden.
Uzun süren sessizliği Aslı bozdu: Salih Amca’nın, Şükran Yenge’nin haberi yok mu?
Efe: Var tabiî ki.
Aslı inanamıyordu, şaşkınlığı ve öfkesi daha da artmıştı: Peki neden bize haber vermediler?Aklım almıyor.Üç yıl,tam üç yıldır senden bihaberiz.Aniden ortadan kayboldun,her telefonda belki sensindir diye, belki senden bir haberdir diye…
Sustu.Ağlamamak için zor tutuyordu kendini.
Efe üzgün üzgün: İnan ben de bilmiyorum, sizden bana bir arkadaş bahsetti.Adı Alp.
Aslı başını kaldırıp Efe’ye baktı: Alp mi?
Efe: Evet.Ankara’ya gelmiş tatil için.Tesadüfen karşılaştık.
Aslı: Siz, Ankara’da mı yaşıyorsunuz?
Efe: Evet.(çekinerek) Aslında aileme soracaktım ilk önce.Yani sizi, neden anlatmadıklarını…Ama yengem sorma dedi ısrarla.Ben de Alp’ten numaranı almıştım.Seninle konuşmam daha doğru olur diye düşündüm.
Aslı: Peki ne zaman hatırlamaya başlayacakmışsın?
Efe: Bilmiyorum ki.Doktorum ameliyattan hemen sonra hatıralar yardımıyla bir şeyler hatırlayabileceğimi söylemiş.Ailem de bu konuda çok yardımcı oldular, ama olmadı işte.Hiç bir şey hatırlayamadım.
Yine sustular.Efe düşündü biraz sonra heyecanla Aslı’ya döndü: Biri daha varmış, Deniz.O nerede?
Aslı ne diyeceğini bilmiyordu: Onunla son konuşmanızı da hatırlamıyorsun yani?
Efe kafasını salladı: Hayır.Nasıl biri olduğunu bile bilmiyorum.
Aslı tedirginleşti.Ne anlatacaktı ki, ne diyecekti.Efe’ye baktı.Efe meraklı gözlerle ona bakıyordu.
Aslı: Onun işi…(Sustu.Efe’yi kırmamak için yalan söylemek istedi,ama yeterince yalan söylenmişti zaten ona.Dürüst davranılmayı hak ediyordu.) Onun haberi yok seninle buluşacağımdan.
Efe şaşırmıştı: Neden ki?
Aslı çekinerek: Siz… Son konuşmanızda çok kötü kavga ettiniz.
Efe: Ne yani, bana kızgın mı?
Aslı gülümsedi: Hayır, sen ona kızgınsın, yani olman lazım.
Efe eliyle başını ovdu.Hiçbir şey hatırlayamamak delirtiyordu onu sanki.Bu yaşadıklarına inanamıyordu.Hele ailesinin ona yalan söylemesi.Onu en çok üzen buydu.
İsyan eder gibi: Ya ben… Ben hastaneden ilk çıktığımda hiçbir tane bile anı yoktu kafamda,sanki kafamın içi boş bir defter gibiydi.Bir şeyler öğrenmek,sayfalarını anılarımla doldurmak istiyordum.Ama şu son iki gündü yaşadıklarım, öğrendiklerim… Şimdi kafamın içine bakıyorum da o defter bir karalama defteri gibi. İçi dolu ama, karmakarışık.
Başını elleri arasına aldı.Aslı’nın eli Efe’nin başına uzandı, ama dokunamadan çekti elini.Bir süre böyle kaldılar.Sonra Aslı’nın gözü bir an Efe’nin eline takıldı.Nişan yüzüğünü görmüştü, nefesinin kesildiğini hissetti bir an.Kalbini tuttu sıkıca.Tekrar baktı yüzüğe,yutkundu: Sen… Nişanlandın mı?
Efe başını kaldırıp Aslı’ya baktı.Sonra da parmağındaki yüzüğe: Şey… Evet.
Aslı dolu dolu gözlerle gülümsedi: Sevindim senin adına.Kim peki, adı ne?
Efe: Pelin.Ankara’dan.
Aslı tekrar gülümsedi: Adı güzelmiş.Kendi de öyledir eminim.
Hışımla ayağa katlı.Ağlamamaya çalışarak: Ben… Benim gitmem lazım.
Efe ayağa kalktı, aslında konuşmak istediği o kadar çok şey vardı ki.Ama konuşmaya gücü yoktu.Çaresiz: Tamam.(elini uzattı) Tanıştığımıza…(duraksadı) Tekrar tanıştığımıza memnun oldum.
Aslı sesi titreyerek: Ben de.
Tokalaşıp ani bir hareketle elini çekti: Görüşürüz.
Aslı gidecekken Efe kolunu tuttu: Bir dakika.
Aslı dayanamıyordu artık bu duruma.Bir an önce kaçmak istiyordu oradan.Efe’ye bakmak, yanında olduğu halde eskisi gibi olamamak çok acı veriyordu.Göz göze gelmemeye çalışarak Efe’ye baktı.
Efe: Yine görüşebilir miyiz? Yani senin için sorun olmazsa.
Aslı gözleri dolu dolu gülümsedi: Tabi ki, ne zaman istersen.
Efe gülümseyerek Aslı’nın gözlerine baktı: Sağ ol, her şey için.
Aslı hafif gülümsedi ve hızlı adımlarla gitti.
Efe tekrar banka oturdu.Emre ise bu olanları uzaktan izliyordu.Aslı’nın gittiğini görünce hemen Efe’nin yanına koştu.Banka oturdu,merakla: Kanka, ne oldu?
Efe sabit yere baktı,sıkıntılı: Ben de bilmiyorum ki, kafam karıştı.Aslı da bilmiyormuş olanları.Ben üç yıl önce aniden ortadan kaybolmuşum ve onları hiç arayıp sormamışım.Olanları anlatınca o da çok şaşırdı.En çok da ailemin bana onları hiç anlatmamasına.(sesini yükselterek) Niye yaptılar böyle bir şeyi, niye?
Emre Efe’nin kolunu tuttu: Sakin ol oğlum ya.Doktorun dediğini unutma.
Efe aynı kızgınlıkla: Bırak Emre ya, ben bundan sonra onların anlattıklarına nasıl inanacağım?Her lafları, her hareketleri yalan gelecek bana.
Emre: Anlıyorum.(sonra düşündü biraz) Demek ondan ağlıyordu.
Efe Emre’ye baktı: Kim ağlıyordu?
Emre: Aslı.Sizi izliyordum.Senin yanında ayrılınca ağlamaya başladı, demek ki ailenin yaptıklarına içerlemiş.
Efe üzgün üzgün: Ağlıyordu demek.
Bir süre hiç bir şey söylemeden oturdular.
Emre ayağa kalktı: Kanka, hadi artık gidelim.
Efe etrafına bakındı,eve gitmeyi hiç istemiyordu: Akşama işin var mı?
Emre merakla: Yok, niye sordun?
Efe: Ya ben evdekilere bugün geç gideceğim söyledim.
Emre gülümsedi: Anladım, eve gitmek istemiyorsun.
Efe başını salladı: Aynen öyle.
Emre: Tamam, takılalım o zaman.Hadi gezelim.
Efe: Sen buraları biliyor musun?
Emre kendinden emin: Ayıpsın.
Efe güldü: İyi madem, rehber sensin.
Aslı sahile gitti.Banka oturdu, çantasını yanına bıraktı.Bir süre öylece denize baktı.Sonra ağlamaya başladı, tutamıyordu artık kendini, için için ağlıyordu.Çevresindeki insanların meraklı bakışları umurunda değildi,tek istediği ağlamaktı sadece.Efe’yi uzun süre sonra bulmuştu,tam bir şeyleri umut ederken nişanlı olduğunu, kendine yeni bir hayat kurduğunu öğrenmek tam bir yıkım olmuştu Aslı için.Sonra düşündü,kendini teselli etmeye çalışarak.”En azından o mutlu,buna sevinmem lazım.”Ama olmuyordu,kendini kandıramıyordu.Hiçbir düşünce acısını azaltmıyordu.Uzun süre ağladı,sonra telefonu çaldı.Gözlerini silip ekrana baktı.”Deniz”di arayan.
Bir süre sadece baktı.Sonra kapadı telefonunu.Konuşmaya mecali yoktu.Deniz’e de haksızlık yaptığını düşündü bir an.Kendine kızdı ama elinde değildi. Hava kararana kadar oturdu tek başına.
Hava karardıktan sonra yavaş adımlarla yürümeye başladı.Ayakları onu taşımıyordu sanki.Tek isteği eve gidip yatağına uzanmak ve sadece uyumaktı.Böylece kafasındaki düşüncelerden biraz olsun uzaklaşmayı umuyordu.Konağa vardığında Deniz onu kapının önünde bekliyordu.Aslı’yı görünce sert bakışlarını ona dikti.Aslı kaçamak bakışlarını yere indirdi suçlu suçlu.Bugün buluşmak için sözleşmişlerdi Deniz ile.Ama Aslı unutmuştu.Şimdi Deniz’i görünce gelmişti aklına.Yavaş yavaş yanına yaklaştı ve yüzüne baktı.
Deniz: Nerdesin sen Aslı?Telefonunu neden açmıyorsun?
Aslı halsiz halsiz Deniz’e baktı: Deniz, lütfen.Konuşacak halde değilim.
Deniz Aslı’nın yüzüne baktı.Gözleri, şişmiş ve kızarmıştı.Ağladığı her halinden belli oluyordu.Aslı’nın çenesinden tutup başını kaldırdı.Yumuşak bir ses tonuyla: Ne oldu sana?Ağlamışsın.
Aslı: Yok ya, öylesine.Dersler filan, canım sıkkın.
Deniz: Konuşmak ister misin?
Aslı: Hayır, sadece uyumak istiyorum.
Deniz: Tamam, dinlen o zaman.(Aslı’ya sarıldı)Yarın buluşur, konuşuruz.Tamam mı?
Aslı tamam der gibi kafasını salladı.Deniz Aslı’ya yaklaştı,tam öpecekken Aslı başını çevirdi.
Aslı: (soğuk bir ses tonuyla) İyi geceler.
Deniz sıkkın sıkkın: Sana da.
Deniz gitti.Aslı hemen odasına çıktı.Tekrar ağlamaya başladı.Efe’den uzun süre haber alamayınca Deniz’e bir şans daha vermişti.Ama bu kararından ilk anından itibaren hep pişmanlık duymuştu.Deniz’i oyaladığını düşünüyordu.En çok da bu yüzden kızıyordu kendine.
Eliyle yüzünü kapadı,hıçkırarak ağlıyordu artık.Kapı çalındı.Eliyle gözyaşlarını sildi.Boğuk bir sesle: Girin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:40 pm

4.bölümün devamı

Mine kapı arasından başını uzattı: Aslı müsait misin? Aslı’nın ağladığını fark edince kapıyı tamamen açıp içeri girdi.Yanına oturdu: Ne oldu?Niye ağlıyorsun?
Aslı tekrar ağlamaya başladı,tutamıyordu kendini.
Mine sırtını sıvazladı: Ağlama,ne oldu anlat hadi.
Aslı Mine’ye baktı.Anlatıp anlatmamak konusunda kararsızdı.Ama birilerine anlatmalıydı,daha fazla tutamazdı içinde.Mine’ye doğru döndü: Ben bugün…
Mine merakla yüzüne baktı.
Aslı bakışlarını kaçırdı,ağlamaklı: Ben bugün Efe’yle buluştum.
Mine şaşkın şaşkın baktı: Ne? Nasılmış peki?Neden aramamış hiç?Ne konuştunuz,anlatsana.
Aslı gözlerini sildi.
Mine üzgün üzgün: Kötü geçmiş anlaşılan.
Aslı bakışlarını yere çevirdi: İyi mi, kötü mü bilmiyorum aslında.Efe… O bir kaza geçirmiş,bu nedenle geçmişini hatırlamıyormuş.Ailesi de hiç bahsetmemiş bizden ona.
Mine şaşkınlıkla gözlerini büyüttü: Bizim varlığımızdan haberi bile yok muymuş yani?
Aslı: Aynen öyle. (gülümsedi) Bugün onu öyle karşımda görünce… Ben de kızgın olduğu anlasın diye tavır yaptım, soğuk davrandım.Ama aslında…(ağlamaklı) Onu o kadar çok özlemiştim ki.Ona doyasıya sarılamadım bile.
Tekrar ağlamaya başladı.Mine Aslı’ya sarıldı: Ya bir de iyi tarafından düşün.En azından kendi isteğiyle aramamazlık etmemiş.

Aslı sitem eder gibi: Benim asıl anlamadığım Efe’ye bizden neden hiç bahsetmediler.Neden ya.Aklım almıyor.Biz üç yıldır ondan bihaberiz.Ne kadar çok merak ettik,endişelendik.Bir telefon açıp anlatmak çok mu zordu? Efe de şok oldu zaten,çok kırıldı ailesine bizi anlatmadıkları için.
Mine derin bir iç çekti: Ee, peki seni nerden bulmuş,nasıl haberi olmuş bizden?
Aslı: Alp ile karşılaşmışlar Ankara’da.
Mine şaşkın şaşkın: Ankara’da mı?Orada mı yaşıyorlarmış?
Aslı evet der gibi kafasını salladı: Alp bahsetmiş bizden.Ondan numaramı almış, beni aradı buluşmak istedi.Bir tuhaf konuşuyordu zaten telefonda.
Mine tek kaşını kaldırdı: Nasıl tuhaf?
Aslı: Soğuk, tanımıyormuş gibi.Nedenini bugün anladım.(üzgün) Bizden uzaklaşmış Mine.Tanımıyor,hiçbir anımızı hatırlamıyor.
Mine: Ya inanamıyorum bu olanlara.(düşündü sonra doğruldu yerinde)Deniz.Deniz’in haberi var mı?
Aslı: Hayır senden başka kimse bilmiyor.
Mine:İyi, bence Deniz’e söyleme.
Aslı şaşırmıştı Mine’nin bu tepkisine,merakla: Neden?
Mine Aslı’ya baktı,kendinden emin: Nedeni mi var Aslı?Senin ondan gizli Efe’yle buluştuğunu öğrenirse,Deniz’in tepkisi ne olur,sen benden iyi bilirsin.
Aslı düşündü: Haklısın.
Mine: Ee, başka ne konuştunuz?Neler yapıyormuş anlatsana.
Aslı bakışlarını odanın içinde gezdirdi: Pek konuşamadık aslında.İkimiz de çok şaşkındık.Olanları anlattı işte.(Mine’ye baktı, gözleri dolmuştu yine,gözlerini kaçırdı,ağlamaklı)Nişanlanmış, biliyor musun?
Mine’nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü: Yok artık!
Aslı ağlamaya başladı.Mine Aslı’ya sarıldı.Üzgün üzgün: Ağlama demeyeceğim Aslı.İstediğin kadar ağla.Ben yanındayım.
Efe eve varmıştı, bahçeye baktı.Herkes dışarıdaydı.Pelin ile teyzesi Mehtap da oradaydı,çay içiyorlardı.Uzaktan onlara baktı.O kadar zoruna gidiyordu ki yanlarına gitmek, yüzlerine bakmak.Hepsine olan güvenini kaybetmişti bir anda.Bir süre ayakta bakakaldı,sonra yavaş adımlarla yanlarına gitti.
Şükran Efe’yi görünce gülümsedi: Oğlum, hoş geldin.Geciktin.
Efe soğuk bir ses tonuyla: Söylemiştim.
Şükran: Biliyorum da en azından yemeğe yetişirsin diye düşünmüştüm.Aç mısın?
Pelin ayağa kalktı: Ben sana bir şeyler hazırlayayım.
Şükran gülümseyerek Pelin’e baktı.
Efe: Yok, yemeyeceğim.Ben…(zor konuşuyordu,kendini toparladı)Ben hemen yatacağım,size iyi akşamlar.
Şükran şaşkın şaşkın: Ne yatması oğlum.(gözleriyle Mehtap ve Pelin’i göstererek) Misafirlerimiz var.
Efe masadakilere baktı,üstüne basa basa: İyi akşamlar.
Efe eve girdi.Pelin ile mehtap şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar.Mehtap hışımla ayağa kalktı,suratı asık: Biz gidelim artık.Hadi Pelin.
Salih: Nereye Mehtap Hanım?Daha çayınız bitmedi.
Pelin: Teyze, ben bir Efe’ye bakayım.
Mehtap sert bakışlarla Pelin’e baktı: Uyuyacağım dedi, duymadın mı?
Pelin Mehtap’a yaklaştı,sesini alçaltarak: belli ki canı sıkkın.Konuşmadan içim rahat etmez.
Yalvarır gibi baktı.Bu bakışlar Mehtap’ı yumuşatmaya yetmişti.Küçüklüğünden beri Pelin’e o bakıyordu.Bir dediğini iki etmemişti hiçbir zaman.Hafif gülümsedi: Tamam, bak gel hadi.
Pelin sevinçle masadan kalktı.Efe’nin odasına gitti.Kapıyı çaldı.
Efe yatağına uzanmış,düşünüyordu.Kapı sesiyle yerinde doğruldu: Gelin.
Pelin yavaşça içeri girdi.Gülümseyerek baktı Efe’ye: İyi misin?Canın sıkkın gibisin.
Efe: Sadece yorgunum(hafif gülümsedi) Merak etme.
Pelin rahatlamıştı: Tamam o zaman.Ben gideyim de sen dinlen.
Efe: Pelin?
Pelin Efe’ye baktı: Efendim canım?
Efe başını salladı: Boş ver.
Pelin Efe’nin yanına gitti.Gözlerine bakarak: Söyle.
Efe: Sen, sen benim geçmişim hakkında ne biliyorsun?
Pelin şaşırmıştı bu soruya.”Herhalde geçmişi hakkında bilgi edinmeye çalışıyor” diye geçirdi içinden: Sadece senin anlattıklarını ne yazık ki.
Efe üzgün üzgün başını eğdi: yani ailemin anlattıklarını.
Pelin Efe’nin yüzüne baktı: Sen iyi olduğuna emin misin?Yani eğer konuşmak istersen…
Efe gülümsedi: Sağ ol ama konuşacak bir şey yok.
Pelin: Tamam o zaman.Ben gideyim.Teyzem bekliyor.(yanağına bir öpücük kondurdu) Sana iyi uykular canım.
Efe: Sana da… Canım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:42 pm

5.BÖLÜM
-HİSSEDİYORUM, AMA BU DUYGU YENİ-
Sabah olmuştu.Efe üzerini giyindi,çantasını alıp aşağı indi.Salih,Şükran ve Gönül kahvaltı ediyorlardı.
Efe “Günaydın” diyerek masaya oturdu.
Salih - Gönül: Günaydın.
Şükran hiçbir şey söylemedi,Efe’nin yüzüne bile bakmıyordu.Efe güldü.”Bana kızmış” diye geçirdi içinden.Gönül çay doldurup Efe’ye uzattı: Al bakalım.
Efe bardağı aldı: Sağ ol yenge.(alaycı bir tavırla) Hayrola, aç değil misiniz?Bu masa bir benim için mi kuruldu?
Şükran kızgın bakışlar attı Efe’ye: İştah mı bırakıyorsun insanda.Neydi o dün gece yaptıkların?
Efe anlamamış gibi: Ne yapmışım?
Şükran: Allah’ın delireceğim, delirtecek bu çocuk beni.
Salih: Sakin ol Şükran.(Efe’ye döndü,sakin bir ses tonuyla) Efe dün akşam ne yaptığını sen gayet iyi biliyorsun.Çok ayıp ettin.Pelin’e de, Mehtap Hanım’a da.Kadın arkasına bile bakmadan kaçtı.Yarın bir gün Pelin ile evlendiğinizde hep yüz yüze geleceksiniz o kadınla.Hiç oldu mu bu yaptığın?
Efe dün öğrendiklerinde dolayı anne ve babasına çok öfkeliydi.Amacı onlara ne kadar kızgın olduğunu göstermekti.Her şeyi konuşmak istiyordu.Gerçekleri neden sakladıklarını öğrenmek istiyordu.Ama sonra “Daha zamanı var” diye geçirdi içinden.Gözlerini Salih’e dikti: İyi ya, senin de dediğin gibi ben Pelin ile evleneceğim, Mehtap’la değil.Onun ne düşündüğü niye umurumda olsun ki?
Şükran sesini yükselterek: Umurunda değil diye kadını kovmaktan beter etmen mi gerekiyordu?
Efe umursamaz: Bu kadar alıngan olmasın o da.Aynı lafı hepinize söyledim,bir o alındı.
Şükran sinirden kıpkırmızı olmuştu.Efe Şükran’ın kızgın bakışlarını görmüştü ama aldırmadan kahvaltı ediyordu.Ayağa kalktı: Ben doydum.Ellerine sağlık anneciğim.(masaya şöyle bir göz gezdirdi) Siz de kahvaltı yapın,aç kalmayın. (alaycı bir tavırla) Sonra çok üzülürüm.Hadi size afiyet olsun.
Efe çantasını alıp gitti.Şükran derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalışıyordu: Salih, ne oldu bu çocuğa ya?
Salih şaşkın şaşkın: İnan hiçbir fikrim yok Şükran.
Efe göle gitti,kıyısına oturdu.Annesini böyle kızdırmak hoşuna gitmişti ama yine de onlara olan öfkesi azalmıyordu.Düşündü biraz, canı hiç okula gitmek istemiyordu.Telefonu aldı eline.Tereddütle baktı telefona.
*********************************************************
Aslı çantasını eline aldı,okula gidecekti.Aynada son bir kez kendine baktı.Bu sırada telefonu çaldı.Ekrana baktı, arayan Efe’ydi.Gülümseyerek telefonu açtı:Alo?
Efe çekinerek: Alo, ben Efe.
Aslı güldü: Biliyorum.
Efe: Iıı, şey… Rahatsız etmiyorum değil mi?
Aslı: Hayır.
Efe: İyi sevindim.
Ne konuşacağını bilmiyordu, neden aradığından bile emin değildi,sadece sesini duymak istemişti.Sustu.
Aslı biraz bekledi,gülümseyerek: Ne için aramıştın?
Efe telaşlanmıştı, korktuğu soruyu sormuştu Aslı: Müsaitsen buluşalım mı? Dedi bir anda.Ama bunu neden dediğini kendi de bilmiyordu.
Efe: Şey, ama yeni… İşin varsa filan…
Aslı: Yok, buluşabiliriz,müsaidim.
Efe: Öyle mi?Tamam.
Aslı: Nerede,saat kaçta?
Efe düşündü: Aynı yerde,aynı saatte.(güldü)Oradan başka bir yere bilmiyorum.
Aslı da güldü: Tamam, o zaman saat birde aynı yerde.
Efe: Tamam.
Aslı: Şey, görüşürüz.
Efe: Görüşürüz.Telefonu kapadı.Ekrana bakıp gülümsedi.Aslı’yla konuşmak bile rahatlatmıştı onu.Sonra gülümsediğini fark edince şaşırdı kendine.Gülümsemeyi kesti,ciddi olmaya çalışarak: Ne oluyor bana ya?
Efe hislerinin şaşkınlığındayken telefonu çaldı.Arayan Emre’ydi.
Efe: Alo?
Emre: Kanka,nerdesin?
Efe: Gölün yanındayım.
Emre güldü: Tahmin etmiştim.
Efe merakla: Ne oldu, sen neden aradın?
Emre: Hiç, ne zaman geleceksin diye soracaktım.Uyku tutmadı,erken geldim.Saatlerdir buradayım.Canım sıkıldı.
Efe: Ben bugün gelmeyeceğim Emre.Bekleme beni.
Emre şaşırdı: Niye?
Efe: Ben.. Ben Aslı’yla buluşmaya gideceğim.
Emre’nin şaşkınlığı daha da artmıştı: Daha dün görüştünüz.(Sonra muzur muzur güldü) Ne çabuk özledin?
Efe kızgın: Emreeee.
Emre: Tamam ya şaka yaptım.
Efe kısık sesle: Aslında özledim de ne yalan söyleyeyim.
Emre: Hıı, ne dedin? Duyamadım.
Efe: İyi, isabet olmuş.
Emre bağırarak: Neee?
Efe güldü: Yok bir şey, benim kapmam lazım.
Emre düşündü: Dur, dur!
Efe: Ne oldu?
Emre: Ben de geleceğim?
Efe: Yok artık!
Emre: Ne var ya?
Efe: Ya sen bu firar işini fazla abarttın, farkında mısın?
Emre umursamaz: Hayır.Ya sen?
Efe: Tamam tamam.Sana laf yetiştiremeyeceğim şimdi.Hadi gel bekliyorum.
Emre gülümsedi: Hemen geliyorum.
Efe telefonu kapayıp güldü: Nerden buldum ben bu deliyi ya?

Aslı ile Mine konaktan çıktılar.Mine gülümseyerek etrafına baktı.Derin bir nefes aldı: Ne güzel bir gün değil mi?
Aslı dalgın dalgın gülümsedi: Evet, çok güzel bir gün.Mine şaşkın şaşkın Aslı’ya baktı: Ne oldu sana böyle?Ağzın kulaklarında.
Aslı kendini toparladı: Yo, sana öyle gelmiş.Yok bir şeyim.
Mine ısrarla: Hayır, hayır, var.Söyle bakalım ne oldu?
Aslı gülümseyerek göz ucuyla Mine’ye baktı: Bugün yine Efe ile buluşacağız.
Mine şaşkınlıkla gülümsedi: Öyle mi? (imalı imalı) Şimdi anlaşıldı mutluluğunun sebebi.
Aslı utangaç bakışlarını kaçırdı: Ya ne ilgisi var?
Mine güldü: Yok mu? (düşündü, hışımla döndü)Ben de geleceğim.
Aslı tek kaşını kaldırıp Mine’ye baktı: Neden?
Mine: Niyesi mi var kızım ya, çok özledim deliyi.(muzur muzur güldü) Belki beni hatırlayıp Pamela diye boynuma atlar, ne dersin?
Aslı bakışlarını yere indirdi,kısık sesle: Keşke, keşke hatırlasa.Sana sarılmasına bile razıyım.
Mine duymuştu Aslı’nın söyledikleri,güldü: Ne bu kıskançlık Aslı Hanım?Korkmayın, bizim birbirimize aşık olma olasılığımız(düşündü,Aslı’ya dönerek) sıfırdan daha düşük bir sayı var mı?
Aslı güldü: Tamam, tamam inadım.Hem… Kıskanmadım ki, onu nerden çıkardın?
Mine kendinden emin: O kadar da tanıyorum seni.Neyse nerede,saat kaçta?
Aslı: Saat birde, benim okulda.
Mine saatine baktı: Tamam, tam birde sizin okuldayım.(durdu) Ben buradan ayrılıyorum.
Aslı: Tamam, öğlen görüşürüz.
Mine: Görüşürüz.

Emre abasını alıp gelmişti, Efe yolun kenarında onu bekliyordu.Emre yanında durdu,camdan baktı: Hadi kanka, atla.
Efe arabaya yaklaştı, tedirgin: Ya Emre, yine senin arabayla mı gideceğiz?
Emre: Evet.Ne oldu ki?
Efe: Ya, ne bileyim.Başın derde girsin istemiyorum.Tamam dün acildi bu nedenle olur dedim ama…Hem iki gündür okula da gitmiyorsun benim yüzümden.Bir de arabaya bir şey olursa…
Emre: Senin için her şeyim feda, bir arabanın lafı mı olur?Hadi atla.
Efe gülümseyerek arabaya bindi.
Emre bir cd koydu: Müziksiz olmaz, değil mi?
Efe merakla: Kimin cdsi bu?
Emre yaramazlık yapmış bir çocuk gibi gülümsedi: Birazdan anlarsın.
Efe merakla şarkının çalmasını bekledi.Birden Ankara misket çalmaya başladı.Emre “hayda” diyerek arabanın içinde oynamaya başladı,bir yandan da göz ucuyla Efe’ye bakıyordu.Efe kendini tutamayıp gülmeye başladı: Sen harbi manyaksın.
Emre gururla kazağının yakasını kaldırdı: Öyleyimdir, övünmeyi sevmem ama (düşündü) Yo, severim aslında.
Efe tekrar güldü: Hadi, hadi.
Emre arabayı sürmeye başladı.Göz ucuyla Efe’ye baktı.Sonunda onu güldürebilmişti. Efe’yle tanışalı iki yıl olmuştu.Çok iyi çocuktu Efe Emre’ye göre.Ama çok da içine kapanıktı.Suskun, durgun…Emre hep Efe’nin özünde daha deli dolu birini olduğunu düşünüyordu tanıştıklarından beri.Ona göre Efe bir gün kabuğunu kıracak ve yine o deli dolu Efe olacaktı.O zamana kadar arada bir Efe’yi güldürmek için böyle muziplikler yapıyordu.
Efe ise başını cama yaslayıp yolu izlemeye başladı.Önceki hayatını düşünüyordu,hatırlayamadığı hayatını.”Ya ailemin bana anlatmaması için haklı gerekçeleri varsa…” diye geçirir içinden.”Belki de gerçekleri öğrenmeme daha kötü olacak,yoksa neden gizlesinler.”
Kafası karmakarışıktı, başını tuttu,dayanamıyordu artık bu belirsizliklere.
Emre Efe’ye baktı.”Yine kendiyle savaşıyor” diye geçirdi içinden.”Keşke onu mutlu etmenin bir yolu olsa.” Sonra hafif gülümsedi.”Nasılsa Aslı’yı görünce mutlu olur, neden bilmiyorum ama Aslı’yı görünce çok mutlu oluyor,bu kızın yanında çok mutlu.”Bakışlarını tekrar yola çevirdi.

Aslı dersteyken sürekli saatine bakıyordu.içi içine sığmıyordu.”Son on dakika, of ya bu zaman geçmek bilmiyor.”Levent Hoca sert bakışlarını sınıfa gezdirdi.Soğuk bir ses tonuyla: Ders bitmiştir, çıkabilirsiniz.Öğrenciler hocanın bu tepkisine şaşkın şaşkın bakarak tepki verirken,Aslı çantasını alıp koşar adımlarla sınıftan çıkmıştı bile.Tuvalete gitti.Aynanın karşısına geçip gülümseyerek saçını düzeltmeye başladı.Sonra aynadaki görüntüsüne takıldı gözü,yüzündeki gülümseme silindi.Şaşkın şaşkın baktı.Ne yaptığının yeni farkına varmıştı.Efe için süsleniyordu.Ama neden?”Aptallığın alemi yok Aslı.O nişanlı” dedi kendini azarlar gibi.Suratı asılmıştı,çantasını alıp yavaş adımlarla aşağı indi.Efe ile Emre bahçede bekliyorlardı.Emre etrafı inceliyordu.
Emre: Kanka?
Efe bakışlarını Emre’ye çevirdi: Efendim?
Emre: Ya ben çok acıktım.Aslı gelince bir şeyler yemeye gitsek.
Efe gülümsedi: Olur, gideriz.

Aslı uzaktan Efe’ye baktı bir süre.Tebessümle gülümsedi.Üç yıldır yüzünü bile görmemişti, şimdi ise karşısındaydı.Ona olan özlemi bitmemişti içinde.Daha doyasıya sarılamamıştı bile.Kendini toparladı, bu düşüncelerden sıyrılıp yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi ve yanlarına gitti.
Efe Aslı’yı görünce gülümseyerek ona yaklaştı: Merhaba.
Aslı hafif gülümsedi: Merhaba.
Efe çekinerek: Kusura bakma, yine rahatsız ettim.
Aslı: Yo, aramana çok sevindim.
Birbirlerinin gözlerine baktılar bir süre.”Keşke zaman dursa, böyle kalsak” diye geçirdi Aslı içinden.”Keşke sıkı sıkı sarılabilsem.” Ama bu imkansızdı.Efe’ye sarılırsa ya da gözlerine bakmaya devam ederse kendini tutamayacağını biliyordu.Onu deliler gibi sevdiğini haykırabilirdi elinde olmadan.Ama Deniz vardı arada…Ve Efe’nin nişanlısı.Suratı asıldı birden.
Efe tedirgin bakışlarla baktı: İyi misin?Canın sıkkın galiba.
Aslı Efe’nin gözlerine baktı.Gözleri dolmuştu,gözlerini kaçırıp etrafına bakındı.Sonra tekrar dikti gözlerini Ege’nin gözlerine: Ben… (duraksadı, gözlerini kapayıp başını salladı) Yok bir şeyim.Sana öyle gelmiş.
Efe üstelemedi,anlatmak istemediği düşündü.Aslı’nın gözü hemen arkalarında meraklı gözlerle onlara bakan gence takıldı.Efe Aslı’nın baktığı yöne baktı.Gülümseyerek: Bu Emre, benim en yakın arkadaşım.
Aslı: Öyle mi? (elini uzattı) Merhaba, ben Aslı.Tanıştığımıza memnun oldum.
Emre gülümsedi: Ben de memnun oldum.
Efe: Imm… Bir şeyler yemeğe gidelim mi?
Aslı: Olur, ama biraz beklememiz gerekecek.Biri daha gelecek.
Efe merakla: Kim?Benim tanıdığım, yani daha önceden tanıdığım biri mi?
Aslı gülümsedi.Bu sırada Mine koşarak yanlarına geldi.Nefes nefese: Gecikmedim değil mi?
Sonra gözleri Efe’ye takıldı.Efe şaşkın şaşkın ona bakıyordu.Mine sevinçle bağırdı: Efe!
Sıkı sıkı sarıldı, Efe ise soran gözlerle Aslı’ya bakıyordu.Aslı güldü.
Mine Efe’ye baktı: hatırlamadın mı?Ben Mine.(Efe tepkisizdi) Suellen. (tekrar Efe’ye baktı,ama Efe hala tanımıyor gibi bakıyordu) Pamela?
Emre: Adın hangisi, ben anlamadım.
Mine Emre’yi süzdü: Pardon, tanışıyor muyuz?
Aslı: mine, bu Emre.Efe’nin arkadaşı.
Mine: Öyle mi?(Elini uzattı) Memnun oldum.
Emre: Ben de.
Mine göz ucuyla Efe’ye baktı: Efe, bana bu lakaplarla hitap ederdi de…Belki hatırlar diye şansımı deneyeyim dedim.
Efe: Alp’ e de atom karınca dermişim.Nerden buluyordum bu isimleri, merak ettim.(düşündü) Benim lakabım var mıydı?
Aslı ile Mine gülerek birbirlerine baktı.
Mine: Vardı tabi.Mesela büyüklerimiz, ananem, Aslı’nın annesi filan sana “deli oğlan” derdi.(güldü)Biz de kısaca “deli” derdik.
Efe ile Emre de güldü.Aslı Efe’nin yüzüne baktı, kendinden emin: ben de “orijinal adam” derdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:42 pm

5.bölümün devamı

Efe gülümseyerek Aslı’ya baktı: Öyle mi? Neden?
Aslı gülümseyerek bakışlarını yere indirdi.
Mine: Türünün tek örneğiydin de ondan.
Güldüler.Mine küçük bir çocuk gibi dudağını büktü:Ya ben çok acıktım,bir şeyler yesek.
Emre: oh be, sonunda kafa dengi biri.Valla ben de çok açım, ama bunların bizi açlıktan öldürmek gibi bir niyetleri var sanırım.
Aslı: Tamam, hadi o zaman.Gidelim.
Mine: Sahildeki lokantaya gidelim mi?
Efe: Olur.

Lokantaya gittiler.Dışarıdaki masalardan birine yerleştiler.V;Burası tam sahilin yanı başında şirin bir lokantaydı.Denizin eşsiz güzelliği yemek yiyenlere eşlik ediyordu.
Efe etrafına bakındı, hayran hayran: Burası harika bir yer ya.
Emre güldü: Aslı, Efe sulak yerde büyüdü değil mi?
Aslı: evet, Urla da.(Efe’ye baktı) Bundan bahsetti mi ailen?
Efe: Evet.Liseden mezun olunca Ankara’ya taşınmışız.
Garson geldi yanlarına: Hoş geldiniz, ne alırdınız?
Mine düşündü: Ya biz henüz karar veremedik.Menü getirir misiniz?
Garson: Tabi ki, hemen getiriyorum.
Garson gitti, birkaç dakika sonra masaya gelip, elindeki menüleri dağıttı.Dördü de pür dikkat incelemeye başladılar menüyü.Bir süre sonra Emre elindeki menüyü masanın üzerine bıraktı: Ya bir sürü yemek var burada.Çoğunun adını bile bilmiyorum.
Efe: Aynen.
Emre garsona döndü: Abicim, ya sen bize yolla işte bir şeyler ya.
Garson düşündü: … ister misiniz?
Emre ile Efe şaşkın şaşkın birbirine baktı.Emre şaşkın bakışlarını garsona çevirdi: o ne ki?
Garson güldü.Düşündü biraz: Mantarlı makarna diyelim.
Emre: Olur, bana ondan olsun.
Garson: Siz?
Efe-Mine-Aslı: Bana da aynısından.
Birbirlerine bakıp gülmeye başladılar.Birkaç dakika sonra siparişler gelmişti.Yemeklerini yerlerken, bir yandan da sohbet ediyorlardı.
Yemekten sonra sahilde yürümeye başladılar.Emre ile Mine konuşarak önden gidiyorlardı.Efe ile Aslı onlardan biraz gerideydiler.
Efe gülümseyerek Aslı’ya baktı.Minnetle: sağ ol.
Aslı merakla: Ne için?
Efe bakışlarını kaçırdı Aslı’dan,etrafına bakınarak: Yanımda olduğun için.Bu… Bu benim çok önemliydi.
Aslı gülümsedi: Ben senin yanında olmaktan hep mutluydum zaten, şimdi de mutluyum.Bunun için teşekkür etmene gerek yok.
Efe gülümseyerek Aslı’nın gözlerine baktı.Aslı da mahcup mahcup gülüp kaçırdı gözlerini.

Mine kaçamak bir bakışla Aslı ile Efe’ye baktı.Gülümseyerek önüne döndü: Bunca yıl sonra Efe’yle yan yana olabildiğimize inanmıyorum.
Emre: Neden bilmiyorum ama Efe sizin yanınızda çok mutlu.
Mine gülümsedi: Öyle mi?
Emre: Evet, özellikle de…
Mine ağzından laf almak ister gibi: Özellikle de?
Emre az geride Aslı’yla konuşan Efe’ye baktı.Aslı bir şeyler anlatıyor,Efe de gülümseyerek onu dinliyordu: Özellikle de Aslı’ylayken.Bu nasıl olur? Yani… Bir insan biriyle yan yanayken,sadece gözlerine bakarak nasıl bu kadar mutlu olabilir?
Mine gülümseyerek Emre’nin gözlerine baktı,kendinden emin: İşte buna aşk diyorlar.
Emre Mine’ye baktı: Sen…Sen hiç aşık oldun mu?
Mine’nin suratı asılmıştı.Emre pot kırdığını anlayıp pişman oldu bu soruyu sorduğuna.
Emre: Ya pardon saçmaladım.Ben sadece…Of ya!
Mine gülümsedi.Emre’nin nasılda düşünceli olduğunu, nasılda karşısındaki insanı kırmaktan çekindiğini düşündü bir an: Tamam, sakin ol.Sorun değil.Soruna gelince…Evet,aşık oldum.Çok da sevdim.Ama… olmadı.Ona sahipken ben değerini bilmedim, o da bana sahipken değerimi bilmedi.Kaybettik birbirimizi.
Emre düşünceli düşünceli bakışlarını yere eğdi.Aklındaki soruyu sormamak için kendiyle savaşıyordu.
Mine anlamıştı Emre’nin ne sormak istediğini,gülümsedi.Kendinden emin: Ama artık aşık değilim.
Emre bunu duyunca farkında olmadan gülümsedi.Sevinmişti Mine’nin o kişiyi unutmuş olmasına.
Bir süre sustular.Sonra Mine Emre’den Efe ve nişanlısı hakkında bir şeyler öğrenmesi gerektiğini düşündü.Normal sohbet eder gibi: Ee, sen Efe’yle nasıl tanıştın?
Emre: Okulda tanıştık.Neden bilmiyorum Efe’yi görür görmez kanım kaynadı.O çok iyi biri.(Efe’ye bakarak) Hatta fazla iyi.
Mine güldü: O hep öyleydi zaten.(yüzüne tebessüm düştü) Tüm yaptıklarıma rağmen, Deniz yüzünden tüm yaşadıklarına rağmen bize hiç sırtını dönmedi biliyor musun?Ben onun yerinde olsam… Bu kadar iyi olamazdım.Ama o bizi affetmenin yolunu bulurdu hep.
Emre: Ne yaptın ki? (sonra tekrar kızdı kendine) Ya ben… Ya aslında böyle patavatsız değilimdir.Kusura bakma.Sormadım farz et.
Mine tebessümle gülümsedi: Sorun değil.Anlatmayı isterim.Ama… Şimdi değil, tamam mı?
Emre: Tabi ki, sen ne zaman istersen.

Efe az ilerideki Emre ile Mine’ye baktı.Gülerek: Çok iyi anlaştılar.
Aslı da Mine’lere baktı bunun üzerine.Gülümsedi: Evet.Mine normal de mesafelidir insanlara karşı ama…(imalı imalı)Neden bilmem Emre’ye kanı çabuk kaynadı.

Mine Emre’ye baktı.Emre daha fazla pot kırmamak için konuşmamaya karar vermiş, etrafını izliyordu.Mine: Konuşmayacak mısın?
Emre: Yok ya, ikimiz için en hayırlısı bu.Yoksa ben saçmalamaya devam edeceğim.
Mine güldü: Olsun saçmalamak sana yakışıyor, kızmam merak etme.
Emre gülümseyerek yere baktı.
Mine: şey… Ya ben sana bir şey soracaktım aslında.
Emre merakla: tabi kji sor.
Mine: Efe nişanlanmış,yüzüğü var parmağında.
Emre: Evet.
Mine: Kimle nişanladı?Sen tanıyorsundur büyük ihtimalle.Nasıl biri, nasıl tanıştılar?
Emre: Adı Pelin.Çok iyi biri,güzel, çalışkan, hamarat… Ne diyeyim bilmiyorum ki.On parmağından on marifet biri işte.Efe’yi de çok seviyor.Bence Efe için ideal biri.
Mine sıkkın sıkkın: Ya, demek o kadar iyi biri.Ee, peki nasıl tanıştılar,biliyor musun?
Emre: Evet.Bizim üniversitede okuyan bir arkadaşı vardı Pelin’in.Onu ziyarete geldiğinde tanıştık.Kantinde tek başına onu bekliyordu.Canı sıkkın gibiydi.Yanına gittik, konuştuk filan…(güldü) Zaten hemen Efe ile Pelin kaynaştı birbiriyle.Sohbetler, gülüşmeler…Sonra arkadaşının doğum günü varmış hafta sonu.Pelin bizi de davet etti.Öyle görüşmeye başladılar.Sonra Efe ailesiyle filan tanıştırdı.Ailesi Pelin’e bayıldı resmen.
Mine kendi kendine: Bayılırlar, Aslı’nın ne eksiği vardıysa.
Emre: Bir şey mi dedin?
Mine irkildi: Yok, bir şey demedim.Devam et.
Emre: Pelin’in anne-babası o üç yaşındayken ölmüş.Teyzesi büyüttü onu.Ama görsen çok düşkün Pelin’e.Hatta kimsenin onu kendisi gibi sevebileceğini düşünmediği için evlenmemiş kimseyle.İşte Efe ile Pelin görüşmeye başladı,sevgili oldular yani.Aileler nişan yapmak istediler.Efe ile Pelin zaten dünden razıydı.Bir ay önce nişanlandılar.
Mine şaşkın şaşkın: Bir ay mı?
Emre: Evet, daha yeni sayılır.
Mine düşünceli düşünceli: Hımm.(Emre’ye baktı) Peki, Efe de ona aşık mı?
Emre ne cevap vereceğini bilemedi: Şey, öyledir tabi ki.Yoksa neden nişanlansın?
Mine ofladı: Haklısın.Neyse hadi yanlarına gidelim.
Emre: Tamam.

Akşam olmak üzereydi.Efe ile Emre için gitme vaktiydi.
Efe: Çok güzel bir gün geçirdim.İkinize de çok teşekkür ederim.
Mine gülümsedi: Bizim için de öyleydi, emin ol.(Emre’ye elini uzattı) Seninle tanıştığıma çok memnun oldum)
Emre Mine’nin elini sıktı: Ben de.
Mine: Hafta sonu sözünü unutma.
Emre güldü: Unutmam.
Efe ile Aslı merakla onlara baktılar.Efe: Ne sözü?Biz bir şey mi kaçırdık?
Mine kollarını birbirine doladı, imalı imalı: Emre Bey, çok güzel yemek yaptığını iddia etti de.Hafta sonu bana yemek yapıp kanıtlayacak.
Emre Mine’nin gözlerine baktı: Kanıtlayacağım Mine Hanım ve bu sözünü de hatırlatacağım size.
Mine: Göreceğiz Emre Bey.
Aslı gülerek: Tamam, tamam.Gider ayak kavga etmeyin.
Emre: Kavga değil,atışma sadece.(Mine’nin gözlerine baktı gülümseyerek) Mine gibi bir arkadaş bulmuşum, kavga edip de onu kaybetmek istemem.
Mine gülümseyerek bakışlarını kaçırdı: Kaybetmeyeceksin zaten.
Emre: Kavga değil,atışma sadece.(Mine2nin gözlerine baktı gülümseyerek) Mine gibi bir arkadaş bulmuşum, kavga edip de onu kaybetmek istemem.
Mine gülümseyerek bakışlarını kaçırdı: Kaybetmeyeceksin zaten.
Sonra o da baktı Emre’nin gözlerine.Öylece gülümseyerek birbirlerine bakıyorlardı.
Efe güldü: Öhö öhö.
Emre ile Mine irkildi.
Aslı imalı imalı güldü: Hayrola, daldınız.
Mine ile Emre kızarmışlardı utangaçlıktan.
Aslı elini uzattı Emre’ye: Efe’ye iyi bak.O bizim için çok değerli.
Emre: Benim için de öyle,merak etmeyin.
Mine Efe’ye sarıldı: Deli, kendine iyi bak.Bundan sonra bizden kurtuluşun yok,bunu da unutma.
Efe güldü: Bundan şikayetim olduğunu söyleyemem.
Efe Aslı’ya baktı.Aslı da ona sarılmak istiyordu,ama cesaret edemedi.Elini uzattı: Görüşürüz.
Efe önce eline sonra da Aslı’ya baktı.Gülümseyerek sarıldı.Aslı şaşkın şaşkın gülümsedi.Sonra yavaş yavaş sardı kolları Efe’yi.Efe: Seni çok özleyeceğim.(yüzüne baktı, gülümseyerek) Bir daha ki görüşmemize kadar yani.
Aslı güldü: Ben de seni.
Efe: Neyse biz artık gidelim.(elini kaldırdı) Görüşürüz.
Aslı: Görüşürüz.
Emre ile Efe yürümeye başladılar.Aslı ile Mine’de diğer tarafa doğru yürüyorlardı.Efe arkasına dönüp bakmak için büyük bir istek duyuyordu.”Son bir kez baksam” diye geçirdi içinden.Aslı da farklı bir durumda değildi.Başını hafif çevirdi bakmak için ama hışımla önüne döndü geri.
Efe yavaş yavaş çevirdi kafasını.Bu sırada Aslı da arkasına baktı.Uzaktan göz göze geldiler.Efe olduğu yerde duraksadı,Aslı’ya bakmaya devam etti.Bakışlarını ilk kaçıran Aslı oldu.Gülümseyerek önüne döndü ve yürümeye devam etti.Efe de gülümsedi.Emre durdu,şaşkın şaşkın geride kalan Efe’ye baktı: Efe!
Efe irkildi: Geldim.
Efe Aslı’nın kendine hissettirdiklerinin şokundaydı.Onu ilk gördüğünden beri öyle yoğun duygular yaşamıştı ki.Aslı’yı her düşündüğünde ya da gördüğünde yüzünde engel olamadığı bir gülümseme oluyordu.Artık kalbi de kafası kadar karışıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:43 pm

Buyurun arkadaşlar.İki okumalar

ÖZEL BÖLÜM 1

3 YIL ÖNCE-HASTANE KORİDORU


Metin koridorda bir aşağı,bir yukarı dolanıp duruyordu.
Şükran ağlamaktan harap durumdaydı.Gönül ise onu teselli etmeye çalışıyordu.Salih, gözlerini sabit yere dikmiş, hiçbir şey söylemeden oturuyordu.Gönül göz ucuyla Metin’e baktı.Şükran’ın sırtını sıvazladı: Anneciğim ben şimdi geliyorum.
Ayağa kalktı.Metin’in yanına gitti.Kısık sesle: Metin, doktor hiçbir şey söylemedi mi?Yani annenlerin yanında da bir şey söylemek istemedim ama ben de meraklandım.
Metin Salih’le Şükran’a baktı.Konuştuklarını duymayacaklarından emin olunca Gönül’e döndü.Kısık sesle: Aslında…Konuştum doktorla.
Gönül merakla: Ee, ne dedi?
Metin üzgün üzgün başını eğdi yere: Şoför,Efe’nin bindiği taksinin şoförü olay yerinde ölmüş.Kaza çok ciddiymiş.(gözleri doldu) Sanım Efe’nin durumu da ağır.Bizimkilere söylemedim.
Gönül Metin’in elini tuttu: İyi yapmışsın.Söyleme.Şuan hepimizin umuda ihtiyacı var.
Bir süre sustular.
Gönül: Metin çocuklara haber verdin mi?
Metin: Çocuklar?
Gönül: Deniz ile Aslı.
Metin: Hayır, tüh ya.Nasıl unuttum?
Gönül: Hadi ara da haber ver.
Metin: Tamam, dışarıda konuşayım.Annemler duymasın.
Gönül: Tamam.
Metin dışarı çıktı.Telefonu çıkardı.Bir süre baktı ekrana.Önce kimi arayacağını,ne söyleyeceğini bilmiyordu.Derin bir nefes aldı,çevirdi numarayı.
Deniz: Alo?
Metin çekinerek: Alo,Deniz?
Derin sıkkın: Efendim Metin Abi?
Metin: Şey…Efe…
Deniz lafını kesti,kızgın kızgın: Bana Efe deme abi.Ben öyle birini tanımıyorum.
Metin: Ama…
Deniz: O artık öldü Metin Abi.Benim için Efe diye biri yok.Kapamam lazım kusura bakma.
Deniz kapadı.Metin telefon kulağında kalakalmıştı.(ağlayarak)Ölüyor zaten, kardeşim ölüyor.

Bir süre dışarıda durduktan sonra içeri girdi.Gönül yanına geldi.Merakla: Ne oldu?Aradın mı?Geliyorlar mı?
Metin: Yok,arayamadım.
Gönül: Neden?
Metin: Ya, şimdi telaşlandırmayalım.Efe uyansın,söyleriz.
Gönül: Olur mu öyle şey Metin?Haber vermeli.Merak etmişlerdir.
Metin sıkkın sıkkın: Gönül,dün olanları biliyorsun.Deniz’i aradım az önce.Beni dinlemedi bile.”Efe benim için öldü.” Dedi kapadı.
Gönül üzgün üzgün: Öyle mi?
Metin: Efe’nin durumu belli olana kadar söylemeyelim kimseye.Aslı filan ararsa,cevap verme lütfen.Şimdi öğrenip buraya gelirse,her şey daha kötü olabilir.Şuan bu en son isteyeceğimiz şey.
Gönül: Haklısın.Tamam.
Banka oturdular.Yaklaşık yarım saat sonra doktor geldi.Herkes merakla doktora bakıyor,güzel bir haber vermesini umuyorlardı.
Metin heyecanla: Doktor, durumu nasıl?Kurtuldu mu kardeşim?
Doktor: Buyurun odama geçelim.Sizinle konuşmak istediklerim var.
Metin,Şükran,Salih ve Gönül tedirgin bir şekilde birbirlerine baktılar.Hepsinin içine tarif edemedikleri bir korku yerleşmişti.Hep beraber odaya geçtiler,turdular.Doktor hepsinin yüzüne baktı tek tek.
Doktor: Bakın sizin anlamanız için çok basit konuşacağım.Hastanın beyninde çok ağır hasarlar oluşmuş. Şuan komada olduğu için hasarı tam bilemiyoruz ama…
Metin yutkundu,alacağı cevaptan korkarak: Ama?
Doktor: Açık konuşacağım.Uyanma ihtimali var.Her ne kadar düşük olsa da.
Şükran ağlamaya başladı: Oğlum ölecek mi doktor?
Doktor: Bazı ihtimaller var.Yani uyanamayabilir.Ya da uyanır ama sakat kalma, hafızasını yitirme,yürüyememe… Bu tür durumlar da olabilir.Eğer hasta böyle bir durumla karşı karşı kalırsa,size çok iş düşüyor.Özellikle yürüyememe gibi bir durumu olursa.Hiç olmadığınız kadar anlayışlı ve sabırlı olmak zorundasınız.Çünkü bu durumdaki hastalar genelde hayattan koparlar.
Gönül: Anladık Doktor Bey.Peki, görebilir miyiz kendisini?
Doktor: Dediğim gibi,komada.Ancak uyanınca görebilirsiniz.Zaten hasarı da ancak hasta uyanınca anlayabiliriz.
Metin: Sağ olun Doktor Bey.
Doktor: Rica ederim.


-2 HAFTA SONRA-

Metin hastane bahçesinde bankta oturuyordu.Telefonu çaldı.Arayan Aslı’ydı.Ekrana baktı,kapadı suratına.Aslı haftalardır durmadan arıyordu,ama Metin hiçbir telefonuna cevap vermemişti.Ne diyeceğini bilemiyordu.Yaşananlar kafasını karıştırmıştı.Aslı ile Deniz’in Efe’yi sırf böyle kötü bir durumda olduğu affetmelerini istemiyordu.Çok canını sıkıyordu bu durum.Doktorun dedikleri hiç aklından çıkmıyordu.Tek tek hayal ediyordu,o durumlarda olursa neler olacağını,Efe’nin ne tepki vereceğini.Efe gibi deli dolu biri elbette yarım hissedecekti kendini.Bundan adı gibi emindi.
Gönül dışarı çıktı,etrafına bakındı.Bankta düşünceli bir halde oturan Metin’i görünce yanına gitti,oturdu: Canım, iyi misin?
Metin: Bilmiyorum Gönül ya.Aslı sürekli arıyor,ama ben telefonu açamıyorum bile.Ne diyeceğimi bilemiyorum bir türlü.(ağlamaya başladı) Nasıl “Efe ölümle pençeleşiyor.” Diyeceğimi bilemiyorum.
Gönül Metin’in sırtını sıvazladı: Öyle düşünme.Efe iyileşecek.Efe’yi tek tanıyan ben miyim?
Metin ağlamaklı güldü: Haklısın, güçlüdür o.
Gönül: Ha şöyle.Hem bak annenle babanın senin desteğine ihtiyaçları var şu anda.Sen güçlü olmak zorundasın.Sadece onlar için değil,kendin için de.
Metin Gönül’ün elini tuttu sıkı sıkı: Haklısın.
Gönül: Hadi içeri girelim artık.


Doktor Efe’nin odasına girdi.Yatağın ucundaki dosyayı alıp inceledi.Sonra Efe’ye baktı.Efe kıpırdanıyordu yatağında.Koşar adımlarla yanına gitti,Efe yavaş yavaş açtı gözlerini.
Efe yutkundu,zorla: Ne oluyor?Nerdeyim?
Doktor: Sakin ol evlat.Hastanedesin şu an.Bir kaza geçirdin.Bir yerin ağrıyor mu?
Efe:Evet,her yerim.
Doktor Efe’nin gözlerine baktı.Sonra ayaklarını açtı: Ayaklarını oynatabilir misin?
Efe yavaş yavaş oynattı ayakları.
Doktor rahatlayarak gülümsedi: Harika.
Bu durumda tek bir olasılık kalıyordu.
Doktor: Adın ne?
Efe merakla gözlerle etrafına bakıyordu: Bilmiyorum.
Doktor: Peki…Hangi tarihteyiz?
Efe ofladı: Bilmiyorum ya bilmiyorum.
Doktor: Tamam,sakin ol.
Efe: Ya ne oluyor ya?Gitmem istiyorum buradan.
Doktor: Bak sakin ol,hafızanı kaybettin.Bu nedenle hiçbir şey hatırlamıyorsun?
Efe yerinde doğrulmaya çalıştı.
Doktor engel olmaya çalışarak: Dur,ne yapıyorsun?
Efe: Gitmek istiyorum.
Doktor: Ailen dışarıda.
Efe tedirgin: ne ailesi ya, hatırlamıyorum ben kimseyi.
Doktor: bak, anlıyorum şoktasın.Ama bana güven olur mu?
Efe duraksadı: Başka şansım var mı sanki?
Doktor: Ben ailene haber vereyim,tamam mı?Sen yerinden kalkma.
Efe çaresiz: Tamam.

Doktor dışarı çıktı.Salih ile Şükran yorgun bakışlarla baktılar.Eminlerdi efe’nin hala uyanmadığından,belki de boşa ümit ediyorlardı.Zaten artık hiç umutları kalmamıştı.Metin heyecanla doktorun yanına gitti: Var mı bir gelişme doktor?
Doktor gülümsedi: evet, uyandı.
Metin sevinçle bağırdı: Neee?Gerçekten mi?Yani…Yani uyandın mı?
Salih ile Şükran da sevinçle kalktılar yerlerinden.
Şükran: Doğru mu duyduk Doktor?Oğlum uyandı mı?
Doktor: Evet,uyandı.Ama…
Herkesin yüzündeki gülümseme silinmiş,yerini korku dolu bakışlar almıştı bir anda.
Metin korkuyla: Ama ne doktor?
Doktor: Size bazı ihtimallerden bahsetmiştim,hatırladınız mı?
Metin yutkundu: Evet,ne oldu?
Doktor: Aslında telaş edecek bir durum yok.Bu durum diğerleri arasında en iyisi sayılabilir.
Salih sabırsızlanarak: Hadi Doktor,söyle artık.Ne oldu oğluma?
Doktor: Hafızasını kaybetmiş.
Herkes rahatlayarak derin bir nefes aldı.
Şükran gülümsedi.Korkudan gözlerine dolan yaşlar, mutluluk gözyaşları olarak dökülüyordu: Oh,Allah’ım sana şükürler olsun.
Doktor: Fiziksel olarak bir hasar yok gibi.Yani hareket edebiliyor,herhangi bir sakatlık söz konusu değil.Ama yine de birkaç test yapmakta fayda var.
Salih: Tamam doktor,çok sağ ol.
Doktor: Rica ederim,görevim.Şimdi Efe’nin yanına gitseniz iyi olacak.Ona durumu anlatmalı,destek olmalısınız.Şuan kendini yalnız hissediyor ve kafası çok karışık.
Metin: Tamam.
Doktor gitti.
Gönül: Hepimiz girmeyelim.Anne,baba.Önce siz girin hadi.
Şükran: Tamam.
Şükran ile Salih odaya girdiler.Gönül Metin’e döndü: Metin, ne yapacağız?
Metin: Bilmiyorum ki.Duydun.Doktor kafası karışık dedi.Ailesi olduğumuza nasıl inandıracağız?
İkisi de düşündü.
Gönül: Buldum.Sen eve git.Hani aile albümü vardı ya bizim.Onların hepsini al gel.Resimleri gösterirsek ikna olabilir.
Metin: Harikasın ya,süper bir fikir.Sen de gir içeri.Beni sorarlarsa anlatırsın durumu.
Gönül: Tamam.Gecikme.

Metin arabasına binip hızla sürdü.Rahatlayarak derin bir nefes aldı.Gülümsedi: Aferin Efe.Bırakmadın bizi.

Eve vardı tam inecekken bir yandan eve bakıp,bir yandan yürüyen Aslı’yı gördü.Belli ki onlardan haber alamayınca eve gelmiş,ama kimseyi bulamamıştı.Arabada iyice eğildi görünmemek için.Aslı üzgün üzgün yürümeye devam etti.Gittiğinden emin olunca indi arabadan.Arkasından baktı,kötü hissediyordu böyle davrandığı için ama yaşananları unutmazdı da.Aslı’yla yüz üze gelse,ne konuşma yapacağını az çok tahmin ediyordu.Onu korkutan buydu.Eve girdi,bulabildiği tüm resimleri aldı.Sonra gözüne Efe’nin Aslı ve Deniz’le çekilmiş olduğu fotoğraflar çarptı.Efe kendine gelene kadar onlardan bahsetmemek en iyisiydi.Fotoğrafları ayırdı.Diğerlerini alıp çıktı evden.

Hastaneye vardı,koşar adımlarla odaya gitti.Salih ile Şükran Efe’ye bir şeyler anlatıyordu.Ama Efe umursamıyordu bile,belli ki onların anlattıklarına inanmıyordu.Metin gülümseyerek yaklaştı: Efe?
Efe göz ucuyla Metin’e baktı: Sen neyimsin?
Metin: Abinim.
Efe alaycı bir tavırla: Hadi ya.Size neden inanayım ki.
Metin: Bak kafan karışık biliyorum.Ama senin inandırmanın yolunu biliyorum.
Salih ve Şükran merakla birbirlerine baktılar.
Metin elindeki albümleri Efe’nin yanına bıraktı: Aile albümümüz.Hadi bak.
Efe önce Metin’e sonra da resimlere baktı.Bunlar kanıt olabilirdi.Resimlere bakmaya başladı.

2 SAAT SONRA

Doktor testlerin sonuçlarını almıştı.Masasının başında inceliyordu sonuçları.Metin kapıyı çaldı.
Doktor: Girin.
Metin içeri girdi,gülümseyerek: Merhaba.Siz test sonuçları iki saat sonra çıkar demiştiniz ya.İncelediyseniz eğer…
Doktor: Buyurun,oturun.Ben de sizi çağıracaktım.Kardeşiniz nasıl,kabullendi mi durumu?
Metin: evet,baya zor oldu ama inandı sonunda.
Doktor: İyi.Bakın, hasar sandığımdan büyük.Hafıza kaybı durumu çok ciddi olabilir.
Metin: Nasıl yani?
Doktor: Yani, hiç hatırlamayabilir.Tabi bu bir ihtimal.Ayrıca şu an beyni çok hassas bir durumda.Aşırı stres,üzüntü daha büyük hasarlara eden olabilir.Bu nedenle onu üzecek şeylerden uzak tutmalısınız.Ona karşı çok anlayışlı olmanız lazım, her birinizin.
Kesinlikle stres ve üzüntü yasak.Anlatabiliyor muyum?
Metin üzgün üzgün başını salladı:Anladım Doktor,sağ olun.
Doktorun yanından çıktı.Ailesi koridorda oturuyordu.Çok mutlulardı.
Metin sıkkın sıkkın gitti yanlarına: Ne oldu?
Salih: hiç, uyudu kaldı.Rahatsız etmeyelim dedik.
Metin: İyi yapmışsınız.
Şükran: Ee, çıkmış mı sonuçlar?Ne dedi Doktor?
Metin: evet,çıkmış.
Metin olanları anlattı: Kesinlikle üzülmemesi gerek dedi.
Düşündü biraz sonra doğruldu yerinde: Bence…Ona Aslı ile Deniz’den hiç bahsetmemeliyiz.
Gönül: Ne diyorsun sen Metin?Onlar Efe’nin en yakın arkadaşları.Nasıl gizleriz?
Metin: Gönül,doktor kesinlikle üzülmemeli dedi.Ya onları görünce hatırlarsa olanları.Efe bunları unutabilecek mi ya da kendini suçlamadan durabilecek mi?Doktor üzülürse daha kötü sonuçlar doğurabilir dedi.Hem zaten…Hiçbir zaman hatırlayamayabilirmiş de.Be bu riski göze alamam.
Salih: Haklısın.Olanları hatırlaması çok kötü olur,ama…Ya Aslı’dan Deniz’den nasıl saklarız?
Metin: Gideriz buradan,yeni bir hayat kurarız.Geçmişi sileriz,yeni bir hayat bizim istediğimiz gibi bir hayat.
Salih düşündü.Küçükken çok kötü davranmıştı Efe’ye.Asla iyi bir baba olamamıştı.Bu bir fırsattı onun için.Hep hayalindeki o anlayışlı, çocuğunu seven,destek olan baba olabilmesi için bir fırsat.Şükran aynı şeyi düşünüyordu.Mükemmel bir aile olabilirlerdi.Hem zaten Aslı ile Deniz’in durumdan haberdar olmaları yarardan çok zarar verecekti, hem Efe’ye hem de onlara.Gönül’ün ise kafası karışıktı.İçi rahat değildi ama Metin’e hak vermiyor da değildi.

Karar vermişlerdi.Yeni bir hayat kuracaklardı kendilerine. Yalan üzerine kurulu,ama sevgi ve mükemmel bir yaşayışın olduğu bir hayat.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:46 pm

Yeni bölüm geciktiği için hepinizden özür diliyorum.Ayrıca anlayışınız için de çok teşekkür ederim.İyi okumalar (:


[LEFT]6.BÖLÜM
-İSTİKAMET ANKARA-
Efe ile Emre arabaya binip yola koyuldular. Aslı ile Mine de konağa doğru yol aldılar. Mine Emre’den öğrendiklerini Aslı’ya anlatmak istiyordu ama tarifsiz bir nedenden dolayı susuyordu. Konağa vardıklarında kapıda Aslı’yı bekleyen Deniz ile karşılaşırlar. Deniz’in suratı asıktı, belli ki Aslıdan haber alamadığı için kızgındı da.
Aslı şaşkın şaşkın: Deniz ne işin var senin bu saatte burada?
Deniz: Sevgilimi görmeye geldim. Kendisi iki gündür beni arayıp sormuyor da. Bugün ki buluşmamıza da gelmedi.
Aslı, derin bir iç çekti: Deniz başlamayalım yine.
Deniz sesini yükselterek: ya neye başlamayalım aslı. Nasıl sevgiliyiz biz he söyler misin? Buluşmuyoruz bir yerlere gitmiyoruz. Beni arayıp sormuyorsun bile. Bu hep böyle mi devam edecek.
Aslı: böyle olacağını ikimizde biliyorduk Deniz. Gözlerini denizin gözlerine dikti kendinden emin. Seni kolay affetmeyeceğimi söylemiştim.
Mine gergin ortamı dağıtmak için araya girdi.
Mine: Kusura bakma Deniz hepsi benim suçum. Canım sıkkın da biraz. Aslı iki gündür benimle uğraşıyor.
Deniz doğrulamasını ister gibi Aslı’ya baktı.
Aslı ise kızgınlığını belli eden bir tavırla bakıyordu Deniz’e.
Deniz: Peki, öyle olsun.(üstüne basa basa) Ben sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim.
Aslı: isabet olur.
Deniz, kızgın kızgın Aslı’ya baktı. Bir şey söylemeden gitti.
Mine Deniz’in arkasından bakındı bir süre. Gittiğinden emin olunca Aslı’ya döndü. Aslı!
Aslı kendinden emin. Ne diyeceğini biliyorum Mine. O yüzden hiç söyleme. Hadi artık içeri girelim.
Efe evine yeni varmıştı. Çok yorulmuştu. Bir an önce yatağa uzanıp dinlenmek istiyordu. Ama bahçeye yaklaştığında bunun mümkün olmadığını anladı. Pelin gelmişti. Efe uzaktan baktı Pelin’e sonrada iki gündür yaptıklarını düşündü ve Aslı’yı. Çelişki içindeydi. Bu olanlardan Pelin’e bahsetmelimiydi. Yanlarına gitti. Sandalyeden birine oturdu. : iyi akşamlar
Pelin gülümseyerek ona baktı: hoş geldin
Şükran: Hoş geldin oğlum, geciktin.
Efe: Evet, şey ders işte.
Pelin Efe’nin yüzüne baktı şefkatle: çok yorgun görünüyorsun.
Efe hafif gülümsedi: Evet, yorgunum biraz.
Pelin ayağa kalktı. Ben gidiyorum o zaman(gülümsedi). Sende iyice dinlen.
Efede ayağa kalktı. Aslında… Biraz konuşalım mı?
Pelin şaşkın şaşkın gülümsedi: olur.
Yürümeye başladılar. Efe dalgın dalgın etrafını seyrediyordu. Pelin ise merakla Efe’nin yapacağı konuşmayı bekliyordu.
Pelin: Anlatmayacak mısın?
Efe irkildi. Pelin’e bakarak. Efendim? Anlamadım
Pelin gülümsedi: bana anlatmak istediğin bir şeyler olduğunu söyledin ya. Ne anlatacaktın?
Efe bakışlarını kaçırıp etrafına bakındı tekrar. Sonra suçlu suçlu bakışlarla Pelin’e baktı: Ben sana yalan söyledim.
Pelin şaşkın şaşkın: Hangi konuda.
Efe: Seninle buluşacaktık ya, ben sınav var arkadaşlarla çalışacağız demiştim.
Pelin: He, evet.
Efe: işte o gün ders filan çalışmadık. Ben gölün oraya gittim yalnız kalmak istiyordum. O yüzden sana yalan söyledim. Özür dilerim.
Pelin gülümsedi. Eliyle Efe’nin yanağını okşadı. Bana açıkça söyleyebilirdin. Hem bu yüzden özür dileme (gülerek elini çekti). Ne kadar zor biri olduğumu biliyorum. Arada sırada benden kaçmak istersen anlayış gösteririm yani.
Efe gülümsedi: İyi de seninle ilgisi yok ki. Ben herkesten kaçmak istedim o gün. Hem… Sandığın gibi çekilmez biri değilsin. En azından benim için.
Pelin gülümseyerek Efe’ye sarıldı.
Kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki. İyi ki karşıma çıktın.
Efe’de Pelin’e sarıldı. Farklı hissediyordu kendini. Aslı’ya hissettiğinden farklı.
Peki kime ne hissediyordu. Kime aşıktı, ya da ikisinden birine aşık mıydı? Yoksa sadece hissettiklerimi onları vazgeçilmez kılıyordu.
Pelin’in yanında özgür hissediyor du kendini ve güvende. Aslı’nın yanındaysa bütünlenmiş gibi, eksiksiz, kendi gibi.
Üç yıldır aynaya her baktığında gördüğü yabancı Efe’den çok kendi gibi.
Efe Pelin’in yüzüne baktı: Daha anlatacaklarım bitmedi aslında.
Efe tüm olanları anlattı. Pelin Efe’nin elini tutmuş onu dinliyordu. Canım benim, peki ne oldu? Bir işe yaradı mı? O kızı yani Aslı’yı görünce bir şeyler hatırladın mı?
Efe üzgün üzgün başını salladı: Hayır, konuştuk bana eskileri anlattılar. Bakışlarını az ilerideki göle çevirdi. Derin bir nefes aldı. Boğuluyorum sanki ya. Aklım almıyor bu olanları.
Pelin şefkatle yüzüne baktı: Anlıyorum canım. Kendini kandırılmış gibi hissediyorsun değil mi? Geçmişin senden çalınmış gibi. Kimseye güvenemeyeceğini düşünüyorsun. Çelişkiler içindesin.
Efe şaşkın şaşkın gülümseyerek Pelin’e baktı. Nasıl da biliyordu içinden geçenleri.
Efe’nin yüzünü ellerinin arasına aldı: Üzülme, tamam mı?(gülümseyerek)
Bak arkadaşlarını bulmuşsun. Belki onların anlattıklarıyla bir şeyler hatırlayabilirsin. Hem belki ailenin de haklı nedenleri vardır. Onlara sormadan bilemezsin.
Efe yavaş adımlarla yürümeye başladı. Birkaç adımdan sonra duraksadı. Gözlerini kapadı: Duyacaklarımdan korkuyorum aslında. Ya geçmişimi bilmemem gerekiyorsa. Ya eski ben kötü biriyse. Ya da olmaktan hoşlanmadığım biriyse.
Pelin gözlerini kısarak Efe’ye baktı: Evet, ya sen seri bir katilsen, abin de senin cinayetlerini ört bas ediyorsa, Baban da Tony Soprano'nun Türkiye koluysa mesela.
Efe güldü. Pelin Efe’ye yaklaştı: Valla öyleysen bile sorun değil benim için. Sen liste yaparsın beraber öldürürüz.
Efe tekrar güldü: Delisin sen, biliyorsun değil mi?
Pelin Efe’nin gözlerine baktı: Eee ne demişler. Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine deli ol dünya senin kahrını çeksin.
Efe: Allah Allah kim demiş.
Pelin dudağını büktü: Bilmiyorum ama kim demişse çok doğru söylemiş.
Efe Pelin’e sarıldı: Sağ ol ya, seninle konuşmak çok iyi geldi.
Pelin: Ne zaman istersen(saatine baktı). Aşkım, geç oldu. Hadi artık, gidelim, sende dinlen(dudağına bir öpücük kondurdu). Ve sakın kendini üzme, her şey düzelecek, buna inan.
Efe Pelin’i eve bırakıp eve döndü. Odasına çıkıp yatağına uzandı. Pelin’e her şeyi anlattığı için rahatlamıştı. O hayatında olduğu için mutluydu. Sonra aklına Aslı geldi. Neden bu kadar sık düşünür olmuştu Aslı’yı. Buna bir anlam veremiyordu.
Geçmişiyle ilgili yaşadıkları yetmezmiş gibi, şimdi de Aslı ve Pelin arasında ikilem yaşıyordu.
Aslı da yatağına uzanmıştı. O da Efe’yi düşünmekteydi. Oflayarak doğruldu yerinden. Uyuyamıyordu. Pencereye yaklaştı ve gökyüzünü seyretmeye başladı.
Sonra Efe ile gittikleri akşam yemeği geldi aklına. Balonları, havai fişeklerini hatırladı. Gülümsedi. Yaşadıkları bile yetiyordu Aslı’ya. O Efe’nin kendini deliler gibi sevdiğini biliyordu ve bununla avunuyordu.
Sabah olmuştu.Efe aşağı indi.Telefonu çaldı bu sırada,arayan Emre’ydi.Efe telefonu açtı: Alo kanka?
Emre: Kanka, günaydın.
Efe: Günaydın.Hayrola sabah sabah?
Emre: Ya ben diyecektim ki gel kahvaltıyı dışarıda yapalım.Evde durmak istemiyorum.
Efe: Olur.Nerede buluşalım?
Emre: Bizim kafeye gel.Ben yarım saate orada olurum.
Efe: Tamam.Ben de şimdi çıkıyorum, orada görüşürüz.
Efe telefonu kapayıp dışarı çıktı.Salih tek başına oturuyordu.
Efe: Günaydın.
Salih gülümseyerek Efe’ye baktı:Günaydın oğlum.
Efe: Annemler nerede?
Salih: Kahvaltı hazırlıyorlar,mutfaktalar.
Efe çantasına şöyle bir göz attı: Ben çıkıyorum.Emre’yle buluşacağız.
Salih: Ee kahvaltı?
Efe: Zaten kahvaltı etmek için buluşacağız.
Salih: Paran var mı?
Efe güldü: Var, merak etme.Hadi kaçtım ben.Annemlere söylersin.
Salih: Tamam.Selam söyle Emre’ye.Akşam yemeğe bize gelsin.
Efe: Tamam,söylerim.
Efe yavaş adımlarla yürümeye başladı.Nasılsa Emre’nin gelmesi biraz uzun sürecekti.Göle gitti.Etrafına bakındı.Sonra bir ağaca yaslanıp gölü seyretmeye başladı.Pelin’in dediklerini düşünüyordu.Ne kadar da anlayışlı davranıyordu ona karşı.Pelin’in kendini ne kadar çok sevdiğini biliyordu,ama kendisi…Sıkılmıştı artık bu karışıklıktan.Bir an önce duygularından emin olmak istiyordu,ama nasıl?
Efe böyle düşünceler içindeyken omzunda bir el hissetti, irkilerek arkasına baktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:46 pm

6.bölümün devamı
Pelin gülümsedi: Günaydın.Hayrola erkencisin.
Efe de gülümsedi: Emre’yle buluşacağız kahvaltı için.Yarım saate gelirim dedi.Bekliyorum.
Pelin Efe’ye baktı: İyi misin canım?Yani dünden sonra…
Efe: Sağ ol,çok iyiyim.Sen de gelsene kahvaltıya.
Pelin Efe’nin elini tuttu: Çok isterdim aşkım,ama Serap ile buluşacağım ben de.
Efe güldü: Emre’den selam söylersin.
Pelin de güldü: Ya söyleyeyim de boğsun beni.
Pelin saatine baktı,Efe’yi öptü: Aşkım ben gideyim,biliyorsun Serap bekletimekten hoşlanmaz.
Efe: tamam canım,selam söyle.
Pelin: Söylerim.
Pelin yürümeye başladı,sonra duraksadı.Efe’nin yanına geldi tekrar:Aşkım?
Efe arkasını döndü,Pelin’e baktı: Efendim canım?
Pelin: Baksana ben ne diyeceğim?Teyzem bu Cuma günü Antalya’ya gidecek.Hani çocukluk arkadaşı vardı ya, onun kızı evleniyormuş.Cuma akşamı gidecek, pazartesi dönecek.Yani bütün hafta sonu yalnızım.Ben de düşündüm belki… Arkadaşlarını davet etsek buraya,hafta sonunu beraber geçirsek…Hem ben tanışmış olurum,hem de senin onlarla vaktin geçirmen iyi olabilir.Geceleri de bende kalırlar.Ne dersin?
Efe düşündü: İyi fikir aslında.Ama Mine ile Aslı ne der bilmiyorum.
Pelin güldü: İkna etmek sana düşüyor canım.(yanağından öptü) Hadi kaçtım ben.
Efe gülerek Pelin’in arkasından baktı.Kendi kendine:Gelirler mi acaba?Gelirler tabi,neden gelmesinler ki?(tedirgin) Pelin’le Aslı bir araya gelince ne olacak?Aman Efe be, ne olacak ki?En fazla kalpten giderim.Offf….
Telefonu aldı eline,çevirdi bir süre.Cesaretini toplayıp Aslı’yı aradı.
Aslı: Alo, günaydın.
Efe: Günaydın.Nasılsın?
Aslı: İyiyim.Sen?
Efe: Ben de.Ya ben sana, daha doğrusu Mine’yle sana bir şey soracaktım?
Aslı merakla: Öyle mi?Ne?
Efe derin bir nefes aldı: Dün nişanlıma sizden bahsettim.Teyzesi bu hafta sonu bir arkadaşının düğünü için şehir dışına çıkıyor da,Pelin de diyor ki arkadaşların gelsin,hem biz tanışırız, hem de siz görüşmüş olursunuz.(alacağı cevaptan korkarak) Ne dersiniz?
Aslı sinirden tutulup kalmıştı.Ne diyeceğini bilmiyordu.Kendi kendine: “Nişanlısına söylemişmiş,arkadaşların gelsinmişmiş.”
Efe: Bir şey mi dedin?
Aslı: Yok,yani şey dedim…Geliriz.
Efe sevinçle gülümsedi: tamam o halde.Hafta sonu görüşürüz.
Aslı: Görüşürüz.
Aslı telefonu kapadı,sinirle olduğu yerde tepindi: Offff…
Mine Aslı’ya baktı şaşkın şaşkın: İyi saatte olsunlar mı geldi?
Aslı Mine’ye döndü hışımla: Efe’nin nişanlısı hanımefendi lütfetmişler hafta sonu onların yanlarına gidecekmişiz.Hem biz Efe’yle görüşmüş olurmuşuz,hem de onunla tanışmış olurmuşuz.(bağırarak) Kıza bak ya,pes…
Mine Aslı’yı sakinleştirmek isteyerek: Ya sakin Aslı.Gelemeyiz deseydin.
Aslı sıkkın sıkkın: Tamam dedim bile.
Mine: Ee, niye öyle dedin o zaman?
Aslı ofladı: Efe’ye ne zaman hayır diyebildim ki ben?
Mine imalı imalı güldü: Desene hafta sonu Ankara yolcusuyuz.

-CUMA AKŞAMI,20:38-
Efe çok heyecanlıydı.Pelin göz ucuyla Efe’ye baktı, gülümseyerek:Bu seni rahatlatır mı bilmiyorum ama ben de çok heyecanlıyım.
Efe: Neden ki?
Pelin tedirgin: Arkadaşlarınla tanışacağım.Ya beni sevmezlerse.
Efe Pelin’e baktı: Bence severler.
Pelin mahcuh mahcup gülümsedi.
Bu sırada otobüs geldi.Yolcular teker teker inmeye başladılar.Efe hepsinin yüzüne bakıyordu dikkatlice,aynı zamanda heyecandan yerinde duramıyordu.Mine ile Aslı etraflarına bakınarak indiler arabadan.Efe Aslı’yı görünce duraksadı.bir an nefesinin kesildiğini,kalp atışlarının hızlandığını hissetti.Gülümseyerek: Geldiler.
Pelin Efe’nin baktığı tarafa baktı.Aslı ile Mine Efe’yi görmüştü.Mine Aslı’nın kulağına eğilerek: Yanındaki nişanlısı galiba.
Aslı sert bakışlarla Pelin’e baktı: Galiba.
Yavaş adımlarla yanlarına gittiler.Mine gülümseyerek Efe’ye sarıldı: Naber ya?Özlettin kendini.
Efe de gülümsedi: Ben de sizi özledim.(pelin’e baktı)Bu nişanlım, Pelin.
Mine elini uzattı: Memnun oldum.
Pelin elini sıktı: Ben de.
Aslı kollarını birbirine dolamış sert sert bakıyordu hala Pelin’e.
Mine: Aslı’cığım, bak bu Pelin.Efe’nin…
Aslı lafını keserek: Anladım Mine.(Sertçe Pelin’in elini sıktı) Merhaba.
Pelin şaşkın şaşkın: Merhaba.
Pelin Aslı’nın tavırlarına anlam verememişti.Tedirgin gözlerle Efe’ye baktı.Efe de şaşkındı.
Aslı ise önce Efe’ye,sonra Pelin’e baktı aynı sert bakışlarla.
Bu bakışlar Mine’yi korkutmuştu.İçinden “Bu hafta sonu çok zor geçecek.Çok zor hem de…”[/LEFT]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:48 pm

İşte 7.bölüm,geciktiği için özür diliyorum,fazla da uzun olmadı ama kusuruma bakmazsınız artık (:
İYİ OKUMALAR

7.BÖLÜM
-ANILARA YOLCULUK-
Mine etrafına bakındı,Efe'ye döndü: Emre nerede?O da gelir diye düşünmüştüm.
Efe ile Pelin gülerek birbirlerine baktılar.
Efe: Sana yemek hazırlayacakmış kendi elleriyle.Şuan Pelin'lerde yemek yapıyor.
Mine şaşkın şaşkın: Hadi canım!
Efe: Gerçekten.Sana yemek sözü varmış.Sabah erkenden mutfağa girdi,hala orada.
Pelin: ee hadi.Gidelim artık.
Efe bavulları aldı.Hep beraber Pelin'lere gittiler.Aslı ile Mine etrafı inceleyerek içeri girdiler.
Pelin: İşte bizim fakirhane.
Aslı: Güzelmiş,şirin bir yer.
Pelin gülümsedi: Teşekkür ederim.Gelin size odanızı göstereyim.
Pelin önden gitti,Aslı ile Mine de peşinden.Bir odaya girdiler.Pelin onlara döndü: İşte burası da odanız.Yatakların üstüne birer pijama bıraktım.(gülümsedi)Hediye olarak,ben kendim yaptım.
Mine şaşkın şaşkın: Gerçekten mi?
Pelin mahcup mahcup gülümsedi: Evet.
Mine: Çok teşekkür ederim.(yatağa yaklaştı,pijamanın birini alıp üzerine tuttu,sevinçle Pelin'e baktı) Harika ya,bayıldım.
Aslı imalı imalı: Bakıyorum çok sevindin Mine,pijaman yoktu galiba.
Mine elindeki pijamayı yatağın üzerine bıraktı.Pelin kendini kötü hissetmişti,korktuğu başına gelmişti işte,Aslı onu sevmemişti.
Mine: Şey, banyo ne tarafta acaba?
Pelin: Gel göstereyim.
Pelin ile Mine odadan çıktılar.Aslı sinirli sinirli yatağın üzerine oturdu,kendi kendine: Ya benim burada ne işim var ya.Onları böyle yan yana görmenin bu kadar çok acı vereceğini bilirken neden geldim ki?Aptal kafam…Uffff…
Bu sırada kapı çalındı.Pelin kapı aralığından başını uzattı: Gelebilir miyim?
Aslı soğuk bir tavırla: Tabi.
Pelin içeri girdi,yavaş adımlarla Aslı'ya yaklaştı.Üzgün üzgün: Sana yanlış bir şey mi yaptım?
Aslı şaşkın şaşkın: Ne?
Pelin:Yani,bana davranışların...Ben nedenini anlayamadım.Eğer farkında olmadan seni kırdıysam...
Aslı Pelin'e baktı,çok üzgün görünüyordu,nasıl da çabalıyordu kendini sevdirmek için.Aslı kendini kötü hissetmişti.Pelin'e tavır almak,onu kendinden uzak tutmak istemişti ama bu durumda çok zordu.
Aslı yumuşak bir ses tonuyla: yok,seninle ilgili değil.Ya kusura bakma.Canım başka meseleye sıkkındı.Hem Efe'yi korumak konusunda ciddi olduğumuz anla istedim.(başını eğdi) Ama fazla oldu sanırım.Özür dilerim.
Pelin gülümsedi: Özür dileme.Haklısın.Ben de hiç dayanamam Efe'nin üzülmesine.Sizin için ne kadar değerli olduğunu da biliyorum.Emin ol,onu hiç üzmeyeceğim.
Aslı zoraki gülümsedi: Ne güzel.
Pelin: Yemeğe kadar biraz dinlenin.Yemek hazır olunca haber veririm.
Aslı: sağ ol.
Pelin gülümsedi: Rica ederim.
Pelin dışarı çıktı.
Aslı: Off ya of...
Mine odaya girdi.Aslı'nın yanına oturdu: Kızım senin neyin var ya?Nasıl davranıyorsun öyle?
Aslı ofladı: Biliyorum Mine.Özür diledim zaten.(suratı asık) Ya ama ne yapayım,dayanamıyorum onları böyle yan yana görünce.Canım çok acıyor.Onlara karşı kendimi başka türlü nasıl koruyabilirim bilmiyorum.
Mine üzgün üzgün Aslı'ya baktı: Haklısın.(düşündü,kızgın kızgın)Ya o kız bizim düşmanımız.İyi davranmamalıyız.
Aslı gözlerini devirip Mine'ye baktı: yok daha neler?Düşman nerden çıktı ya.
Mine: Hayır,hayır.Yok öyle, sen gel yıllar sonra.Çocuğun hafızasını kaybetmesinden faydalan.Git nişanlan.(ayağa kalktı,sesini yükselterek)Bu kız resmen Efe'ye tuzak kurmuş tuzak.
Aslı Mine'yi kolundan tutup hışımla yatağa oturttu: sus,bağırma.Amma abarttın ya.
Mine gülerek Aslı’ya baktı.Aslı da güldü: Delisin kızım sen.
Mine Aslı’ya sarıldı: Biliyorum.Ya ne kadar üzüldüğünü de biliyorum ama…
Aslı ofladı: Ama Efe için…Onun mutluluğu için kabullenmeliyim.Hem Pelin iyi biri,Efe yi de çok seviyor.
Mine: Evet,bu çok belli.Hadi içeri gidelim.
Aslı: Tamam.
Aslı ile Mine içeri girdiler.Pelin ile Efe koltukta oturmuş konuşuyorlardı.Aslı’ları görünce Pelin gülümseyerek ayağa kalktı.
Pelin: Gelin.
Mine: Ya ben Emre’ye baksam.Mutfak nerede?
Pelin: Ben de bakayım.(güldü)mutfak ne durumda çok merak ediyorum.
Pelin ile Mine mutfağa gittiler.Emre bir yandan şarkı söyleyip,bir yandan yemek hazırlıyordu.
Efe ile Aslı ise iki yabancı gibi susuyorlardı sadece.Aslı yavaş adımlarla gidip koltuğa oturdu.Efe göz ucuyla Aslı’ya baktı.Bir şeyler konuşmak istiyordu ama aklına hiçbir şey gelmiyordu.
Efe: ee,yolculuk nasıldı?
Aslı: iyiydi.
Tekrar sustular.İkisi de içinde bulunduğu garip durumu düşünüyordu.
Emre onu izleyen Pelin ile Mine’yi görünce gülümsedi:Ooo, Mine Hanım.Siz mi geldiniz?
Mine: Evet,Emre Bey.(imalı imalı)Duydum ki benim için yemek hazırlıyormuşsunuz.
Emre: Evet,size yemek sözüm vardı hatırlarsanız.
Mine güldü: Gayet iyi hatırlıyorum.
Emre: (etrafına bakındı) Immm…Salata yapmamda bana yardım eder misiniz,zahmet olmazsa?
Mine: Memnuniyetle.
Emre’nin yanına gitti.Emre elindeki bıçağı uzattı gülümseyerek.
Pelin içeri gitti.Gülerek Efe’nin yanına oturdu.
Efe merakla: ne oldu?
Pelin: Hiç.(Aslı’ya baktı)Ee Aslı,demek Efe’yle çocukluk arkadaşıydınız?
Aslı: Evet.
Pelin: Anlatsana,Efe nasıl bir çocuktu?
Aslı gülümseyerek Efe,’ye baktı: valla,çok yaramaz bir çocuktu.
Efe: Aaa, Aslı!
Aslı güldü: Ama öyleydin.Hiç itiraz etme.Urla’yı birbirine katardı habire.
Pelin güldü: desene Urla Halkı çok çekmiş Efe’den.
Aslı: evet.Ama öyle tatlı bir çocuktu ki,kimse kızamıyordu ona.Gerçi kızsalar da Efe takmazdı,aklına koyduğunu yapardı.
Pelin Efe’ye baktı: Hala öyle aslında.
Efe gülümsedi.Geçmişinden izler taşıdığını bilmek hoşuna gitmişti.En azından tamamen yabancı değildi eski Efe’ye.
Mine ile Emre yemeği hazırlarken,Efe,Aslı ve Pelin de sohbet ediyorlardı.
-1 SAAT SONRA-
Emre: Hadi bakalım,harikulade masamız hazır.(böbürlenerek)Dikkat edin de parmaklarınızı da yemeyin.
Efe alaycı bir tavırla: Ne kadar da mütevazısın.
Emre: Öyleyimdir.
Efe güldü.Beraber salona geçtiler.Masa gerçekten de harika görünüyordu.
Pelin: vay…Emre.Sende ne cevherler varmış ya.
Emre: Sağ ol yenge.
Pelin güldü.Emre: Hadi oturun,ben servise başlayayım.Herkes masaya yerleşti.
Emre: Hadi bakalım.Hepimize afiyet olsun.
Yemeğe başladılar.Aslı çorbadan bir kaşık aldı: AY bu çorba harika olmuş(Emre’ye baktı) Cidden sen mi yaptın?
Emre: Evet.(mine’ye baktı,imalı imalı) Gerçi yapabileceğime inanmayanlar da oldu ama umarım artık ikna olmuşlardır.Mine hiçbir şey söylemeden yemeğe devam etti.
Pelin: salata da süper.Ya sen cidden iyi anlıyorsun bu yemek işinden.
Emre: Biliyorum.(imalı imalı)Gerçi bana inanmayıp beni kıranlar da oldu ama…
Mine: Uf… Tama ya haklısın.Harika yemek yapıyormuşsun.İnandım,oldu mu?
Emre güldü: heh şöyle,kabullen gerçekleri.
Mine: niye bu kadar böbürleniyorsun ki,salatayı beraber yapmadık mı?
Emre alaycı bir tavırla: Sırf bir şeyler doğramakla salata yapmış olmuyorsun canım,salatayı salata yapan sosudur.Ee,sosu yapan ben olduğuma göre,salatayı da ben yapmış sayılırım.
Mine kızgın kızgın: Uff…. Sinir.
Efe,Emre,Pelin ve Aslı güldüler.
Yemek bitmiş,masa toplanmıştı.Pelin,Aslı ve Mine mutfağı toparlıyorlardı.

Efe derin bir nefes aldı,tedirgin: Of…Çok kötü bir fikirdi bu ya.Neden kabul ettim ki?
Emre güldü: Sakin ol kanka, her şey yolunda boşa evham yapıyorsun.
Efe: Bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim.Emre Efe’ye yaklaştı,sesini alçaltarak: Senin kafan neden karışık?Hani Pelin’le mutluydun!
Efe: öyleyim,ama Aslı…O farklı ya.Ne bileyim.Ne hissettiğimi bilmiyorum ki.
Emre: Merak etme,şu an kafan karışık sadece.Elbet,düşüncelerinin durulduğu zamanlar da gelecek.
Pelin gülümsedi,minnetle Aslı ve Mine’ye baktı: İyi ki geldiniz.Efe’ye iyi geldi bu buluşma.
Aslı: Bize de.
Mine göz ucuyla Pelin’e baktı: Siz…Nasıl…Yani nişanlanmanız nasıl oldu?Efe evlenme teklifimi etti sana?
Pelin: yo, biz tanıştık,sevgili olduk.Sonra aileler tanıştı.”Aranızdakinin adını koyalım” dediler.Biz de “olur” dedik.
Mine imalı imalı: hımm…
Pelin etrafına bakındı: Hadi içeri girelim artık yapacak bir şey kalmadı.(düşündü) Aa, ben çay koyacaktım.
Mine: Bence daha erken.
Aslı: evet,biraz vakit geçsin.
Pelin: Tamam, o zaman.Hadi içeri geçelim.
Mine Aslı ve Pelin içeri girdiler.Koltuğa yerleştiler.
Pelin gülerek Emre’ye baktı: Aferin Emre,mutfağı fazla dağıtmamışsın. Yoksa sana temizletirdim.
Emre de güldü: Yok,ben tertipliyimdir.
Pelin düşündü:,gülümseyerek ayağa kalktı:Ben geliyorum şimdi.İçeri gitti.Birkaç dakika sonra elinde bir teyp ve bir keseyle geri döndü.Herkes merakla ne yaptığına bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:48 pm

7.bölümün devamı

Efe: onlar ne Pelin?
Pelin teybi masaya bırakıp döndü.Elindeki keseyi salladı: bunların içinde isimlerimiz yazılı.Herkes bir isim seçecek,radyoda çalan parça o kişiye hediye olacak çeken kişi tarafından.
Mine küçük bir çocuk gibi sevinçle gülümsedi: be çok sevdim bu oyunu.Hadi başlayalım.
Pelin: tamam,ilk kim başlamak istiyor peki?
Mine heyecanla:Ben,ben…
Pelin güldü: Tamam.(Mine’nin yanına geldi,keseyi uzattı) Çek bakalım.
Mine kağıtları iyice karıştı kesenin içinde,gözünü kapayıp birini seçti.heyecanla kağıda baktı: Pelin.
Emre: Bakalım,Pelin sana ne armağan etmiş.
Mine: Bakalım.
Çalan şarkı bitti.Hepsi merakla sıradaki şarkıyı beklemeye başladılar.
“Cüneyt Tek-Gidersen” çalmaya başladı.Mine içinden: Bu şarkının Emre’den gelmesi için neler vermezdim.Gele gele Pelin Hanım’dan geliyor.
Şarkının sonlarına doğru Pelin ayağa kalktı.Keseyi Emre’ye uzattı: Şarkı bitmek üzere,hadi sen de seç.Sıradaki şarkı senin.
Emre yerinde doğruldu heyecanla.İyice karıştırdı,bir kağıt çekti: Aslı.
Aslı gülümsedi: Güzel bir parça armağan edersin umarım.
Efe güldü: Valla Emre’nin şansı hiç belli olmaz.
Emre: Aynen.Her şeye hazırlıklı olun yani.
Şarkı bitmişti herkes merakla şarkının çalmasını bekledi.
“Ozan-Arkadaş” çalmaya başladı.
Aslı: Çok severim,sağ ol.
Emre güldü: Rica ederim.
Şarkının bitmesine yakın Pelin keseyi Aslı’ya uzattı: Al bakalım Aslı’cığım.Şimdi de sen çek.
Aslı bir kağıt çekti.kağıda baktı: Şey… Efe.
Emre: Bakalım Efe’den Aslı’ya hangi şarkı gelecek?
Mine imalı imalı güldü: Bence Şakşuka.
Efe,Emre ve Pelin şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar.
Efe: ne alaka?
Aslı kızgın kızgın: Mine!
Mine: Tamam ya,sadece şakaydı.
Pelin: hıh,çalıyor.
Şarkıyı dinlemeye başladılar.
“Bu sabah yerini kimler almış diye düşündüm kalktığımda,
Hiçbiri seni,hiçbiri beni,hiçbiri bizi anlamamış…”
Pelin: Aaaa, “gül ki sevgilim” bayılırım bu şarkıya.
Emre gülerek Aslı’ya baktı: Süper bir seçim Aslı,tebrikler.
Aslı’nın gözleri dolmuştu.Hepsi Aslı’ya baktı.Aslı dokunsalar ağlayacak gibiydi.
Efe: Aslı,iyi misin?
Aslı ağlamaklı: izninizle (ayağa kalktı,koşar adımlarla içeri geçti)
Pelin de peşinden.Aslı koridorda duraksadı,nereye gideceğini şaşırmıştı.Etrafına bakındı.
Pelin: iyi misin?
Aslı evet der gibi başını salladı,ağlayarak: Banyo neresi?
Pelin eliyle göstererek: şurası.
Aslı banyoya girdi.Mine geldi: Ne oldu?
Pelin: Banyoya girdi,sanırım ağlıyor.
Mine: Tamam,şey…Bizi yalnız bırakır mısın?
Pelin: tabi ki.
Pelin içeri gitti.Efe merakla: ne oldu?Aslı iyi mi?
Pelin Efe’nin yanına oturdu: bilmiyorum.Mine ilgileniyor.
Mine kapıya vurdu hafifçe: Aslı,iyi misin canım?
Aslı ağlayarak: iyiyim,lütfen içeri git.Geliyorum ben birazdan.
Mine: konuşmak ister misin?
Aslı: gerek yok,teşekkürler.Hadi git.
Mine çaresiz: tamam.
Aslı aynada kendine baktı,gözlerinden yaşlar dökülüyordu ve buna engel olamıyordu.Yüzüne su çarptı,tekrar aynadaki görüntüsüne baktı.
Nerdeyse on dakika olmuştu ve Aslı hala banyodaydı.Herkes çok endişelenmişti ama en çok Efe merak etmişti Aslı’yı.Tedirgin: Ya Mine, bir baksana Aslı’ya.
Plein: Aşkım,bırakın ağlasın,rahatlasın.
Efe: Ama on dakika oldu.Ya bir şey olduysa.
Mine göz ucuyla Efe’ye baktı.Aslı’yı bu kadar düşünmesi,onun için bu kadar endişelenmesi çok hoşuna gitmişti: Merak etme Efe’ciğim,gelir birazdan.
Pelin: Bu arada Aslı gelince üstüne gitmeyin.Belli ki konuşmak istemediği bir konu.
Mine: evet,Pelin haklı.Hiçbir şey olmamış gibi davranın.
Emre: tamam.
Bu sırada Aslı içeri girdi.
Pelin: Bakın geldi işte.(ayağa kalktı) Ben bize çay yapayım.
Emre: İyi olur valla.
Mine de kalktı: ben sana yardım edeyim.
Aslı: ben de…
Mine :sen dur Alsı,alt üstü çay hazırlayacağız.
Pelin: Evet,siz de Efe’yle sohbet edin.Emre gelsene bir.
Pelin Emre ve Mine mutfağa gittiler.
Aslı ayakta kalakalmıştı.
Efe: otursana.
Aslı yavaş adımlarla Efe’nin yanına gidip oturdu.Efe Aslı’nın yüzüne baktı.Gözleri kızarmıştı.Kendini çok kötü hissetti.Nedenini bilmiyordu ama Aslı’nın üzülmesine hiç dayanamıyordu: Canın mı sıkkın?
Aslı Efe’ye baktı: Yok ya,sadece…
Efe: Bu şarkının sende anısı mı var yoksa?
Aslı tebessümle gülümsedi: evet.
Efe: peki şimdi iyi misin?
Aslı : iyiyim teşekkür ederim.

Emre: ne oldu?
Pelin: Ya Emre,birkaç şey alınması lazım.Alır mısın?
Emre: tabi ki!
Pelin: bak karışık kuru pasta al,Efe’nin sevdiği kurabiyelerden al….(düşündü,Mine’ye döçndü)Aslı ne sever?
Mine: Ya sevdiği bir kurabiye var ama adını bilmiyorum,görmem lazım.
Pelin: O zaman zahmet olmazsa sen de Emre’yle git olur mu?
Mine: olur da, bu kadar şeye ne gerek var.Sadece çay yeter.
Pelin: Olsun, çayla güzle gider.Hem Aslı’nın morali bozuk,sevdiği şeyleri yemek iyi gelir.
Mine: haklısın.
Emre: Gidelim mi?
Mine: tamam.
Emre ile Mine gitti.Pelin etrafına bakındı,yapacak bir şey yoktu:Ben de içeri gideyim bari.

Efe Aslı’ya baktı,gülümsedi.
Aslı da efe’ye baktı,merakla: neden güldün?
Efe: çok garip.Senin yanındayken hissettiklerim…(sustu)
Aslı ağzından laf almak ister gibi: benim yanımda ne hissediyorsun ki?
Pelin kapıya yaklaşınca duraksadı.Aslı’nın bu sorunun cevabını o da merak etmişti.Acaba Efe ne cevap verecekti?





Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:50 pm

Valla biraz aceleye geldi ama gitmeden eklemek istedim.Eğer biryerlerde bir eksiklik ya da saçmalık olmuşsa kusuruma bakmayın artık,hadi iyi okumalar :img-wink:

8.BÖLÜM
-EKSİK BİR BEN VE BENİ TAMAMLAYAN SEN-
Aslı: evet,benim yanımdayken ne hissediyorsun?
Efe güldü: Bilmem ki…Yani sanki seni çok iyi tanıyormuşum gibi.Seninle ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum ama sanki sen benim…
Aslı gülümsedi: Ben senin?
Efe: Sanki sen benim bir parçammışsın gibi.Yani senin yanındayken kendimi tamlanmış hissediyorum.Sen yokken ise boşlukta gibi.Bir tarafım hep eksik gibi.Seninle tanışmadan önce de böyleydim.Ta ki seninle ilk karşılaşmamıza kadar.(Aslı’nın gözlerine baktı,gülümsedi)Seni hiç tanımadığım halde ilk görüşmemizde gözlerine takılıp kalmamın nedeni bu sanırım.
Aslı da gülümseyerek mahcup mahcup Efe’nin gözlerine baktı.
Pelin ise donup kalmıştı.Efe’nin konuşmalarına bir anlam verememişti.Tekrar mutfağa gitti,sandalyeye oturdu,kendi kendine: Neydi şimdi bu?Yoksa…Yok canım daha neler.Saçmalıyorum.

Mine ile Emre pastaneden çıkıp yürümeye başladılar.Emre göz ucuyla Mine’ye baktı.Çekinerek: Aslı neden ağladı?
Mine: Boş ver.Canı sıkkın biraz.
Bir süre sustular.Mine durdu.Emre önce ne olduğunu anlamadı,sonra o da duraksadı:Ne oldu?
Mine: Emre,sana bir şey soracağım.Sen Efe’nin en iyi arkadaşısın.Bunun cevabını en iyi sen bilirsin.
Emre merakla Mine’ye baktı.
Mine: Efe Pelin’e aşık mı?
Emre şaşırmıştı bu soruya:Neden sordun?
Mine gözlerini devirdi.Anlamıştı Emre’nin onu yanlış anladığını: Düşündüğün gibi değil,yanlış anlama.Sadece…Ne bileyim Pelin Efe’ye aşık,bu çok açık.Ama Efe Pelin’e aşık değil gibi geldi bana.Gerçi bir yandan da aşık gibi.Kafam karıştı.
Emre böyle bir cevap aldığı için sevinmişti: Bilmiyorum.
Mine: Nasıl bilmezsin,Efe senin en yakın arkadaşın.İnsan en yakın arkadaşının birine aşık olup olmadığını bilmez mi?
Emre: Eğer arkadaşı emin değilse,bilmez.
Mine şaşkın şaşkın: Nasıl yani?
Emre: Yanisi,Efe’nin aklı karışık.Pelin’le çok mutlu,onu çok seviyor,çok değer veriyor.Ama…(sustu)
Mine gülümsedi: tamam,ben cevabımı aldım.Hadi gidelim.

Efe ile Aslı güldü.
Aslı: hiç değişmemişsin aslında.Yaptıklarına baksana.
Efe: Sorma ya,bizimkiler az çekmedi benden.Böyle suskun görünmeme aldanan çok oluyor.
Pelin yanlarına geldi,hiçbir şey söylemeden koltuğa oturdu.Efe Pelin’e baktı: Emre ile Mine nerede?
Pelin soğuk bir tavırla: bir şeyler almaya gönderdim.(Bir Aslı’ya bir Efe’ye baktı) Ne konuşuyordunuz?
Aslı güldü: efe okulda yaptıklarını anlatıyordu.
Pelin:Hımm…
Efe: Emre ile Serap’ı da anlattım.
Pelin: Öyle mi?
Efe şaşkın şaşkın Pelin’e baktı: Ne oldu?
Pelin: yok bir şey.(ayağa kalktı)Ben bir çaya bakayım.
Pelin gitti,Efe ters bir şeyler olduğunu anlamıştı,tabi Aslı da.
Efe: Ben bir bakayım.
Aslı: Olur.
Efe mutfağa gitti.Pelin kızgın kızgın sandalyede oturuyordu.Efe yaklaştı:Pelin?
Pelin göz ucuyla Efe’ye baktı.
Efe: ne oldu?Canın sıkkın.
Pelin hiçbir şey söylemeden başını çevirdi.
Efe yanına geldi:ne oldu?Cevap vermeyecek misin?
Pelin Efe’ye baktı:Sizin aranızda ne var Efe?
Efe şaşkın şaşkın: Anlamadım?
Pelin sabırsızlanarak:Aslı’yla aranda ne var?
Efe: bu nerden çıktı şimdi?
Pelin gözlerini kapadı: Cevap ver lütfen.
Efe kızgın kızgın: Yok Pelin,Aslı’yla aramda bir şey yok.Tamam mı?
Pelin: (bir süre hiçbir şey söylemeden durdu)Tamam.Sana inanıyorum.Şimdi içeri git lütfen.Çay hazır olunca gelirim.
Efe bir şey söylemeden mutfaktan çıktı.Koridorda duraksadı.Böyle bir tepki vermesi onu bile şaşırtmıştı.Neden bu kadar aşırı bir tepki vermişti ki?Cidden neydi Aslı’yla aralarındaki?Bir şey var mıydı,yok muydu?Bu konuda bile tereddüdü vardı.
İçeri gitti,oflayarak yerine oturdu.
Aslı merakla: Ne oldu?
Efe sıkkın sıkkın: Yok bir şey.
Emre ile Mine gelmişlerdi.Aldıklarını mutfağa bıraktılar.
Emre: Pelin,kontrol et,eksik bir şey varsa alırım ben.
Mine:ya abartmayın,aldıklarımız yeterli.
Pelin sıkkın:Tamam,siz geçin içeri.Ben hazırlayıp getiririm.
Mine: Ben de yardım…
Pelin lafını keserek: Gerek yok,lütfen.Siz gidin.Ben hazırlarım.
Mine ile Emre neye uğradıklarını şaşırmışlardı.Şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar.
Mine: Tamam biz… İçerdeyiz o zaman.
Pelin tamam der gibi başını salladı.
Mine ile Emre içeri gittiler.
Efe: Nerdesiniz siz?
Emre: çayın yanına bir şeyler almaya gittik.
Aslı: Ne gerek vardı?
Emre:Valla bize bir şey söylemeyin.Pelin istedi(Efe’ye baktı)Bu arada onun neyi var?Bir tuhaf.
Efe: Boş ver.Ofladı.Pelin’e bağırdığı için kendi hissetmişti kendini,mutfağa gitti.Pelin yiyecekleri ayarlıyordu.Kapıdan Pelin’e baktı.Yanına geldi.Bir süre hiçbir şey söylemeden durdu.Pelin Efe’nin geldiğini fark etmişti ama görmezlikten geliyordu.
Efe: Özür dilerim.Bağırmak istemiştim.Yani…Ne diyeceğimi bilmiyorum aslında.Haklısın hatalıyım.Özür dilerim.
Pelin göz ucuyla Efe’ye baktı: Asıl ben özür dilerim.Sadece senin yanında şöyle hissediyorum,böyle hissediyorum diyince…Kıskandım.
Efe: sen bizi mi dinledin?
Pelin kulak misafiri oldum
Efe güldü:Tabi.
Pelin de güldü:tamam,bilerek dinledim.Cevabının ne olacağını merak etmiştim.Gerçekten Aslı için böyle mi hissediyorsun?
Efe evet der gibi başını salladı.
Pelin üzgün üzgün başını eğdi.Efe pot kırdığını anlamıştı.Durumu düzeltmeye çalışarak: Yani…O benim çocukluk arkadaşım ya,ondan öyle hissediyorum sanırım.Beni iyi tanıyor,benim hakkımda çoğu şeyi biliyor.
Pelin: Haklısın.Kıskanmakla aptallık ettim.(Efe’nin gözlerine baktı)Ama ne yapayım,çok seviyorum seni.Kıskanıyorum.Ama söz bir daha olmayacak.
Dudağından öptü.
Efe gülümsedi: ben gidiyorum,sen de çabuk gel.
Pelin: Nereye?
Efe: İçeri.
Pelin: madem geldin,bana yardım edeceksin.
Efe: yok artık.
Pelin: Hadi çok konuşma.(tabakları işaret ederek) Al bakalım şunları.
Efe oflayarak tabakları aldı.
Pelin: Oflama,hadi.
İçeri girdiler.Efe elindekileri masaya bıraktı.Emre güldü:Kanka, bu ne hizmet aşkı ya?
Efe: sorma,cezalandırılıyorum.
Pelin güldü:Aşk olsun ya,alt üstü iki tabak.Hadi gelin bakalım,çayımız hazır.
Mine Aslı’ya yaklaştı,alçak sesle: Barışmışlar sanırım.Baksana az önce ikisinin de suratı yerleri süpürüyordu,şimdi nasıl mutlulular.
Aslı hiçbir şey söylemeden Pelin’le Efe’ye baktı.
Herkes masaya yerleşti.Çay içerken,bir yandan da sohbet ediyorlardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:50 pm

8.bölümün devamı

Mine: Efe ya,ben sana ne soracağım?
Efe merakla Mine’ye baktı.
Mine: Sen hiç mi bir şey hatırlamıyorsun?
Aslı: Evet,ya.Ben de merak ettim.
Efe: Hayır,ne yazık ki.
Pelin: Ee, kutu var ya aşkım.
Mine-Aslı şaşkın şaşkın: kutu mu?
Efe: ya o rüya Pelin.Gerçek değil ki?
Pelin: ne biliyorsun Efe?Belki gerçek.
Mine: Ne kutusu ya?Anlamadım ben bir şey.
Efe: Ya ben bir kutu hatırlıyorum,denizin dibinden çıkarıyordum.Üstünde böyle boncuklar filan var.Ama o kutu neyin nesi,içinde ne var,kime ait…Bilmiyorum.
Aslı hafif hafif gülümsedi.
Mine dudağını büzüştürdü: Valla ben öyle bir şey hatırlamıyorum Efe.
Efe üzgün üzgün: Rüya demek ki.
Bir süre daha sohbet ettiler.
Efe saatine baktı: çok geç olmuş,biz artık gidelim.
Emre esnedi: Bence de.Çok uykum geldi.
Pelin: Aşkım,yarın pikniğe gideceğiz unutma.Sabah sekizde burada olun ,tamam mı?
Efe: Tamam,biz ne getirelim.
Pelin güldü:Kendinizi.
Efe de güldü:Tamam.Hadi iyi akşamlar.
Emre:İyi akşamlar.
Aslı-Mine:Size de.
Efe ile Emre gitti.Pelin kapıyı kapayıp Aslı ile Mine’ye döndü:Geç oldu,yatalım isterseniz.
Mine omuzlarını tuttu:Valla iyi olur.Ben baya yorulmuşum.
Aslı:Yatalım o zaman.
Pelin eliyle odayı gösterdi:Benim odam şurası.Bir şey lazım olursa,çekinmeden isteyebilirsiniz.
Mine:Tamam,sağ ol.
Aslı ile Mine odalarına gittiler.Aslı yatağın üstüne oturdu üzgün üzgün,ofladı:.Mine de yanına oturdu.Gülümseyerek:Aslı,sana bir şey diyeceğim.
Aslı sıkkın sıkkın:Sonra konuşalım Mine.Ne olur!
Mine:Ama sevineceğin bir şey.
Aslı:Öyle mi?Ne?
Mine Aslı’ya daha da yaklaştı,heyecanla:Emre’yle konuştum.Ona Efe’nin Pelin’e aşık olup olmadığını sordum.
Aslı heyecanla doğruldu yerinde,gülümseyerek:Yoksa aşık değil miymiş.
Mine:Yok,yani…Tam olarak öyle söylemedi.Efe’nin kafası karışık dedi.
Aslı:Nasıl yani?
Mine:Yanisi şu.Efe Pelin’e olan aşkından emin değil.
Aslı’nın suratı asıldı: Yani ona aşık olma ihtimali var.
Mine:Evet,ama olmama ihtimali de var.Hem hiç mi dikkat etmedin Efe’nin hareketlerine.Aşık biri gibi mi davranıyor sence?Pelin’e bir kere bile ”aşkım,sevgilim” dediğini duydun mu?Ya çocuk kıza “canım” bile demiyor.
Aslı’nın kafası iyice karışmıştı.Heyecan,mutluluk,tedirginlik…Hepsini bir arada yaşıyordu:Neyse Mine,kapatalım bu konuyu.
Mine:Ama…
Aslı:Lütfen.
Mine: Sen bilirsin.Ben yatıyorum,iyi geceler.
Aslı:Sana da.Mine yattı.Aslı da yatağına uzandı,Mine’nin dediklerini düşünüyordu.Acaba Efe Pelin’e aşık değil miydi?Peki o zaman neden onunla nişanlanmıştı.Ama Mine’nin dedikleri de doğruydu.Pelin’e nişanlısı gibi davranmıyordu hiç,daha çok arkadaşlarmış gibiydi.
Ofladı.Yatağında döndü durdu.
Efe de farklı bir durumda değildi.Bu buluşmanın onun için bir şeyleri açıklığa kavuşturacağını düşünmüştü ama aklı daha da karışmıştı.Yataktan kalktı,pencereye doğru gitti.Dışarı seyretmeye başladı.Farkında olmadan gülümsedi.Aslı düşmüştü yine aklına.Sonra suratı asıldı,kötü hissetmişti kendini.Aslı’yı her düşündüğünde,suçlu hissediyordu kendini.Pelin’e haksızlık yaptığını düşünüyordu.
Aslı da Efe de o gece kendileriyle büyük bir savaş halindeydiler.Bu savaş gözleri uykuya yenilip kapanana kadar devam etti.
Sabahın ilk ışıklarıyla Efe uyandı.Üzerini değiştirip hemen aşağı indi.Ailesine haber verip Emre ile buluşacakları parka gitti.Emre gelmiş,banka uykulu uykulu oturuyordu.
Efe güldü:Günaydın,uykucu.
Emre gözlerini açtı yavaş yavaş: He…He kanka.sen mi geldin ya?
Efe:Evet.Ne oldu,gece beşik mi salladın?
Emre esnedi: Yok ya, gider gitmez uyudum ama…Neyse(ayağa kalktı)Hadi gidelim.Kızlar bekler.
Efe:Tamam.

Mine:Günaydın Pelin.
Pelin gülümseyerek Mine’ye baktı:Günaydın.Aslı kalkmadı mı?
Mine:Banyoda.
Bu sırada kapı çaldı.Pelin sevinçle:Geldiler.
Kapıya koştu.Emre ile Efe gelmişti.
Pelin gülümsedi:Günaydın aşkım.Hoş geldiniz.Günaydın Emre.
Efe:Günaydın.Hazır mısınız?
Pelin:Evet.
Emre: Ee,ne götüreceğiz?
Pelin:Mutfakta,hepsi hazır.
Emre:Ben alayım da arabaya yerleştireyim.
Emre mutfağa gitti.
Efe:Ee,ne yaptınız akşam biz gidince?
Pelin:Hiç.
Efe güldü:Bizi çekiştirdiniz mi?,Pelin de güldü:Tabi ki çekiştirdik.
Efe:Ne konuştunuz peki?
Pelin:Söyleyemem aramızda.
Efe Pelin’e baktı.Solgun görünüyordu:Neyin var?Hasta mısın?(elini Pelin’in alnına koydu.)
Efe’nin kendiyle böyle ilgilenmesi ve telaşlanması Pelin’in çok hoşuma gitmişti.Efe’nin ellerini elleri arasına aldı.Gülümseyerek:Sadece biraz yorgunum.Bir şeyim yok.merak etme.
Efe gülümseyerek baktı Pelin’e.Aslı ile Mine Efe’yle Pelin’i el ele gülümseyerek birbirlerine bakarken görünce duraksadılar.Aslı beyninden vurulmuşa dönmüştü.Dün geceki “acaba” da anlamını yitirmişti.Artık Efe’nin de Pelin’e aşık olduğundan kesinlikle emindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:51 pm

İşte yeni bölüm (:
Yeni bir geçmişe yolculuk daha
İYİ OKUMALAR
ÖZEL BÖLÜM 2
3YIL ÖNCE-İZMİR/URLA
Aslı yatağının üstünde oturuyordu.Tir tir titriyordu ve neredeyse ağlayacak haldeydi.Canan telaşla içeri girdi:Küçük fare,ne oldu?Annem kötü göründüğünü söyledi.
Aslı Canan’a baktı:Efe yok abla.
Canan şaşkın şaşkın:Nasıl yok?
Aslı kızgın kızgın:Baya yok işte.Gitmiş.Evlerine gittim az önce,bomboştu.(bağırarak)Ya bunu bana nasıl yapar abla?Nasıl haber bile vermeden çekip gider.
Canan ne diyeceğini bilemiyordu.Aslı’nın yanına oturdu:Ya güzelim, bir dur.Hemen yargılama çocuğu.(tereddütle)Arar mutlaka.
Aslı alaycı bir tavırla güldü:Baksana sen bile inanmıyorsun bu söylediğine.(sinirle yatağı yumrukladı) Nasıl yapar bunu nasıl?
Canan Aslı’ya sarıldı:Ya Aslı,yapma böyle.
Aslı da Canan’a sarılıp hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Deniz salonda volta atıp duruyordu.Kaç hafta geçmişti ama Efe’ye olan kızgınlığı geçmemişti.Leman Deniz’e baktı gözlerini devirerek: Deniz,yeter artık oğluşum.Otur,bir sakinleş.
Deniz kızgın kızgın:Nasıl sakin olayım anne ya.O… O benim kardeşimdi.Aslı’ya aşık olmak ne demek?
Leman: Ben Efe’nin suçlu olduğunu sanmıyorum Deniz.Kesin Aslı aklını çelmek için bir şeyler yapmıştır çocuğa.Yoksa Efe böyle şeyler yapacak çocuk değildi.
Deniz sesini yükselterek: Anne Aslı’yla ne ilgisi var ya.Kızın bir şeyden haberi yok.Aslı hala beni seviyor.Ama Efe…(derin bir nefes aldı)Hala inanamıyorum ya.Aklım almıyor bir türlü.
Sertçe koltuğa attı kendini:Ama bitti.Artık Efe diye biri yok benim için.
Aslı yavaş adımlarla yürümeye başladı.Yalnız kalmak istiyordu,sahile gitmeye karar verdi.Ama farkında olmadan Efe’lerin evin önünde buldu kendini bir anda.Buraya nasıl geldiğini bile bilmiyordu.Üzgün üzgün eve baktı.Sonra sevinçle gülümsedi.Işıklar yanıyordu:Gelmiş,geri dönmüş.
Koşarak eve gitti.Kapının önünde durdu,kalbi heyecandan duracaktı sanki.Gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu.Gözlerini sildi,derin bir nefes alıp zili çaldı.Umutla kapının açılmasını bekledi.Orta yaşlı bir adam kapıyı açtı,Aslı’nın yüzü düştü,Adam şaşkın şaşkın Aslı’ya baktı:buyurun.
Aslı:Şey…Ben…Efe yok mu?
Adam: Burada öyle biri yok.
Aslı ağlamamak için zor tutuyordu kendini:Burada oturuyorlardı.
Adam:He… Yok onlar taşındı.Artık biz oturuyoruz burada.
Aslı son bir umutla: Peki nereye gittiler?
Adam:Valla hiçbir fikrim yok.Kusura bakma.
Aslı ağlamaklı: Sağ olun,rahatsız ettim kusura bakmayın.
Adam:Önemli değil,iyi akşamlar.
Adam kapıyı kapattı.Aslı ise öylece kalakalmıştı.İnanamıyordu yaşadıklarına.Telefonuna sarıldı hemen.Efe'yi aradı.ama hattı iptal edilmişti,sonra Metin'i ve Salih'i aradı ama onların hattı da iptal olmuştu.Son olarak Gönül'ü aradı,telefonu çalıyordu,büyük bir umutla açmasını bekledi,uzun uzun çaldırdı ama Gönül telefonu açmıyordu.Canan’a “beni nasıl bırakıp gider?”derken bile aslında içinde bir umut vardı ama artık o umutta bitmişti.Koşarak eve gitti.Hiçbir şey söylemeden odasına çıkıp yatağın üstüne attı kendini.Hüngür hüngür ağlıyordu.
Canan ile Hafize Aslı’nın ağladığını duyunca odasına geldiler.İkisi de çok telaşlanmıştı.
Hafize:Aslı,yavrum ne oldu?
Aslı ağlayarak:Yalnız bırakın beni.
Canan:Ama Aslı…
Aslı:Ya lütfen!Tekrar yastığına gömülüp ağlamaya devam etti.
Canan kısık sesle:Anne bizi biraz yalnız bırakır mısın?
Hafize Aslı’ya baktı,üzgün üzgün:Tamam.
Hafize çıkınca Canan Aslı’nın yanına geldi,şefkatla başını okşadı:Aslı,canım.Anlat hadi,ne oldu?Neden ağlıyorsun?
Aslı başını kaldırdı:Gitmiş abla,gerçekten gitmiş.Hiçbir haber vermeden gitmiş.
Canan:Kim?Efe mi?
Aslı:Evet.Dolaşmaya çıktım ya hani.Evlerine gittim.Baktım ışık yanıyor.Geri döndü diye sevindim.Gittim çaldım kapıyı,başka biri çıktı.Onlar taşındı dedi.Nereye gittiklerini de söylememişler.(tekrar ağlamaya başladı) Sonra telefon ettim.Efe’ye,Metin Abi’ye,Saih Amca’ya…
Canan merakla:ee?
Aslı:Hatlarını iptal ettirmişler.Ya neden yapıyorlar bunu ya neden?Gönül Hoca'nın telefonu açıktı,kaç kere aradım ama açmadı.
Canan:Tamam Aslı.Ya…Ararlar mutlaka,acil bir şey olmuştur belki.(gülümsedi)Bak aklıma ne geldi.Yarın Metin çalıştığı karakola gidelim.Onlar mutlaka biliyorlardır nereye gittiklerini.
Aslı gülümseyerek gözlerini sildi:haklısın.(ayağa kalktı)Hadi gidelim.
Canan Kolundan tutup yatağa oturttu,gülümseyerek:Kızım yarın dedik.Otur.
Aslı yalvaran gözlerle Canan’a baktı:Hadi abla ya,şimdi gidelim.Ben yarına kadar bekleyemem.
Canan:Aslı,delirdin iyice.Annem ikimizi de keser valla,saat kaç oldu.
Aslı ofladı.
Canan: Oflama küçük fare,hadi kalk.Annem merak etti seni iyice,yanına gidelim de içi rahat etsin.
Aslı:Tamam.
Sabah olunca Aslı erkenden uyanıp kahvaltıyı hazırladı.Canan ile Hafize masayı görünce şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar.
Canan:Aslı,hayrola güzelim,saksı mı düştü kafana?
Aslı:Neden saksı düşsün ya,ben hep hazırlamıyorum kahvaltı,neyi acayip bunun?
Hafize:Kendiyle karıştırıyor,ondandır.
Canan ofladı:Tamam ya,şaka yaptım,hemen kurdunuz ittifakı.
Aslı güldü:Hadi oturun artık,geç kalacağız.
Hafize:Nereye?
Canan gözlerini büyüterek Aslı’ya baktı kızgın kızgın.Aslı lafı toparlamak ister gibi:Şey…Biraz dolaşacağız ablamla.
Hafize:Kızım ne dolaşması,bir sürü işimiz var.Evi dipten köşeden temizleyelim bugün.
Aslı:Temizleriz anne ya.Birkaç saatliğine nolur!
Hafize Aslı’nın bu haline çok şaşırmıştı,ama nasılsa sorsa da söylemeyecekti:İyi gidin bakalım.
Aslı sevinçle Hafize’ye sarıldı:Sağ ol annem.
Hafize:Tamam,tamam.Ben fikrimi değiştirmeden kahvaltınızı yapın,hadi.
Aslı ile Canan birbirlerine bakıp gülümseyerek masaya yerleştiler.
-ANKARA-
Herkes içeri girdi,Efe kapıda kalakalmıştı.Metin arkasını döndü:Efe,gelsene ağabeycim.
Efe çekinerek içeri girdi,etrafına baktı bir süre,sonra Metin’e döndü:Bizim evimiz burası mı?
Metin:Evet…
Efe tekrar etrafına baktı:Hiçbirşey hatırlamıyorum.
Metin:Hemen hatırlayacaksın diye bir kural yok ki.Zamanla.
Efe:Ya en azından bir şeyler hatırlarım diye umut etmiştim.Bir tane,sadece tek
bir anı…(üzgün üzgün) Ama yok.
Metin Salih’le Şükran’a baktı.Sonra Efe’ye döndü:Hadi,gel sana odanı göstereyim.
Yukarı çıktılar.Uzun bir koridordan geçip bir odaya gittiler.Metin kapıyı açtı gülümseyerek:İşte burası.
Efe içeri girdi.İyice inceledi,yabancı olduğu bu yeri.Hiç yuvasıymış gibi hissetmiyordu.Tedirgin gözlerle Metin’e baktı.Metin anlayabiliyordu Efe’nin yaşadıklarını.Ama hiçbir şey yapamıyordu ve bu durum onu çok üzüyordu onu.Ayrıca oynadıkları bu oyunun sonuçlarının neler olacağını kestirememek de ayrı bir korkuydu onun için.Tek tesellisi bunu Efe’nin iyiliği için yapıyor olmasıydı.
Efe odanın içinde şöyle bir dolandı.Metin ise vereceği tepkiyi merak ederek onu izliyordu.Yalanının daha inandırıcı olması için:Ee,hatırlayabildin mi bir şeyler?
Efe:Hayır.Hiçbir şey hatırlayamıyorum.(Metin’e baktı) Doktor ne dedi?Ne zaman hatırlayacakmışım?
Metin:Sana söylediğinin aynısı.Zamanla anılar yardımıyla hatırlayabilirmişsin.
Efe ofladı.
Metin Efe'nin yanına geldi,gülümseyerek omzunu sıvazladı:Sıkma canını,herşey zamanla.Hadi aşağı inelim,yemek birazdan hazır olur.
Efe:Yok,ben yemeyeceğim,sağ olun.
Metin güldü:Ya niye yabancı gibi konuşuyorsun benimle.
Efe çekinerek:Adını unuttum.
Metin tekrar güldü:Adım Metin.Ayrıca adımı ne yapacaksın ki,”abi” de.
Efe:Yok,Metin iyi.
Metin :iyi tamam,nasıl istersen öyle seslen.Ama yemek yememek olmaz,hadi gel aşağı.
Efe:Yok,ben uyumak istiyorum,çok yorgunum.
Metin çaresiz:Tamam,dinlen.Ben iniyorum,iyi geceler.
Efe tamam der gibi başını salladı.
Metin odadan çıktı.Efe etrafına bakındı tekrar.Sonra gözü bir an dolabın üstündeki resimlere takıldı.Ailesiyle beraber çekilmiş bir sürü fotoğraf vardı.Efe fotoğraftaki görüntüsüne baktı.Ama sanki baktığı kişi kendisi değildi.Uzun süre baktı kendisine benzeyen yabancıya.Kendini zorluyordu bir şeyler hatırlamak için.Ama olmuyordu, bir tülü hatırlayamıyordu.Sonunda pes etti,çok yorgundu.Yatağına uzandı.Kısa bir süre içinde uykuya dalmıştı bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:52 pm

özel bölümün devamı

Metin,Şükran,Gönül ve Salih koltukta oturuyorlardı.
Salih etrafına baktı: Ev de çok güzelmiş.
Metin:evet,baya uğraştım bulmak için.Eşyaları getirtmem,yerleştirmem baya uğraştırdı ama değdi.
Gönül tedirgin:Ya bu yaptığımızın Efe için doğru olduğundan emin misiniz?Baksanıza çocuk ne kadar çok üzülüyor.Belki Deniz’le Aslı’yı görürse…
Metin lafını kesti:Gönül,bizim çok mu hoşumuza gidiyor,insanlara yalan söylemek.Ya Efe eve ilk geldiğinde nasıl baktı.(başını eğdi,üzgün üzgün)İçim gitti ya.Nasıl umutla bakıyordu.
Gönül:Siz de haklısınız,bunu isteyerek yapmadığınızı da biliyorum ama yolu bu değil.
Metin Gönül’e baktı:Gönül,sana tek bir şey söyleyeceğim.Eğer Efe bu durumu senden öğrenirse ve bu nedenle ona bir şey olursa seni asla affetmem.Anladın mı beni?
Gönül şok olmuştu,Salih ile Şükran da.Hiçbiri Metin’den böyle bir tepki beklemiyordu.
Gönül çaresiz:Tamam Metin,söylemem.
Metin:Söz mü?
Gönül isteksiz:Söz.

-İZMİR/URLA-

Aslı ağlayarak yürüyordu,Canan Aslı’ya baktı göz ucuyla:Ya Aslı,ağlama.
Aslısinirli sinirli: Söyleyemem diyor ya,adama bak.
Canan:Kızım adam ne yapsın,Metin sıkı sıkı tembih etmiş,sen de duydun.
Aslı hışımla Canan’a döndü:Ya devlet sırrı istemiyoruz,alt üstü arkadaşımın nerde olduğunu öğrenmek istedim.
Canan:İyi de güzelim,sen arkadaşının sırrını söyler misin?
Aslı çaresiz: Haklısın.Ya abla,Efe’yi nasıl bulacağım ben?
Canan tebessümle gülümsedi,Aslı’nın omzunu sıvazladı:Merak etme küçük fare,Efe sensizliğe dayanamaz ki.Bak sana söylüyorum en geç bir hafta içinde seni arar.
Aslı umutla Canan’a baktı:Arar değil mi?
Canan gülümsedi:Arar.Hadi,eve gidelim artık,annem bizi öldürecek yoksa.
Aslı:Tamam.

Efe aşağı indi.Salih,Şükran,Gönül ve Metin kahvaltı ediyorlardı.Efe ayakta durdu.
Salih Efe’yi görünce gülümseyerek ona baktı:Günaydın oğlum,iyi uyudun mu?
Efe: hı hı.
Şükran: Nasıl odan iyi mi,istersen değiştirebilirsin.
Efe çekinerek:Yok sağ olun.
Salih: E hadi gel kahvaltı yap.
Efe:Yok sağ olun.
Metin güldü:”Yok sağ olun” dan başka laf söylemeyecek misin?
Efe hiçbir şey söylemeden çekingen bir tavırla baktı.
Metin:Hadi,bak akşam yemedin ama hiç itiraz yok kahvaltı edeceksin.(yanındaki sandalyeyi çekti)Gel.
Efe çekinerek oturdu.Herkes ona bakıyordu,tek tek baktı hepsine:Niye bana öyle bakıyorsunuz?
Şükran: Hiç,sadece yine böyle bizimle oturuyorsun,yine bizim yanımızdasın…(ağlamaya başladı)
Salih:Aa Şükran,ne yapıyorsun sen çocuğun gözünün önünde ya.
Efe ”Beni ne kadar da çok seviyorlar” diye geçirdi içinden bir an.İlk kez onlarla bir aile olduğuna dair bir şeyler hissetmişti,içinde bir aile sıcaklığı vardı.Gülümseyerek kahvaltıya başladı.

Aslı lunaparka baktı uzaktan,gözleri dolmuştu.Kendini suçluyordu Efe’nin gidişi yüzünden.Uzun süre lunaparkı seyretti,anılara dalıyordu oraya her baktığında.Gözlerini sildi,arkasını döndü.Deniz’le yüz yüze gelmişlerdi.Aslı duraksadı.
Deniz:Aslı,konuşmamız lazım.
Aslı: Deniz,hiç sırası değil,lütfen.
Gitmeye çalıştı ama Deniz onu durdurdu.(üstüne basa basa) Aslı,konuşmamız lazım dedim.
Aslı ofladı:İyi tamam,konuşalım.Seni dinliyorum.
Deniz:Bak,ben yokken neler oldu bilmiyorum.Umurumda da değil.Efe bir şeyler hissetmiş,aşk sanmış.Ama değil Aslı,bunu hepimiz çok iyi biliyoruz.Hep öyle olmaz mı zaten?Efe birilerine aşık olur,sonra başka birisi...Efe2nin ne hissettiği önemli değil,nasılsa sen bana...
Aslıkendini tutamayarak: Efe beni gerçekten sevdi tamam mı?
Deniz Aslı’nın tepkisi karşısında şok olmuştu,ne diyeceğini bilemedi bir süre.Sonra kendini toparladı kekeleyerek: Ne-Ne demek şimdi bu?
Aslı kendinden emin baktı Deniz’in gözlerine:Ne anladıysan o demek Deniz.Yine de açıklamamı istiyorsan söyleyeyim.(Gözlerini gözlerinden ayırmadan Deniz’e doğru bir adım attı) Efe’nin hisleri karşılıksız değil.Ben de onu seviyorum.
Deniz resmen donup kalmıştı,Aslı ise kendinde emin ve gururlu bir şekilde Deniz’in yanından ayrıldı.Artık sadece Efe'nin değil,Aslı ile Deniz'in hayatı da büyük bir değişime uğrayacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:53 pm

Efe gülümseyerek baktı Pelin’e.Aslı ile Mine Efe’yle Pelin’i el ele gülümseyerek birbirlerine bakarken görünce duraksadılar.Aslı beyninden vurulmuşa dönmüştü.Dün geceki “acaba” da anlamını yitirmişti.Artık Efe’nin de Pelin’e aşık olduğundan kesinlikle emindi.

9.BÖLÜM
-VEDA ZAMANI-
Pelin gülümseyerek elini çekti.Aslı ile Mine'ye baktı:Hazır mısınız?
Mine soğuk bir tavırla:Evet.
Aslı hiçbir şey söylemedi.
Efe:Aslı!İyi misin?
Aslı:Evet.Hadi gidelim.
Pelin bağırarak:Emre,hadi.
Emre:Bulamadım ya.Hani masanın üstündeydi.
Pelin güldü:Ben yardım edeyim şuna.Siz çıkın.
Efe:Tamam.
Mine önden gidip arabaya bindi.Aslı yavaş yavaş yürüyordu,Efe de ona uymak için adımlarını yavaşlaştırmıştı.Göz ucuyla Aslı'yla baktı:Sen gerçekten iyi misin?Sanki canın sıkkın gibi.
Aslı:İyiyim.(Efe'ye baktı) Çok şanslısın.Pelin gibi bir nişanlın olduğu için yani.Sana deliler gibi aşık.
Efe'ye baktı.Tepkisini ölçmeye çalışıyordu.Ya da en azından "ben de ona aşığım" filan demesini bekliyordu ama Efe sessizdi.
Aslı alacağı cevaptan korkarak:Sen?
Efe göz ucuyla Aslı'ya baktı,ne diyeceğini bilemiyordu,gözlerini kaçırdı:Hadi arabaya binelim.Şimdi gelirler.
Efe adımlarını hızlandırıp arabaya bindi.Aslı'nın içine ise bir umut doğmuştu.Eğer aşık olsaydı "aşığım" derdi ama Efe cevap vermekten kaçınmıştı.Aslı da gülümseyerek arabaya bindi.
Gölün oraya varınca arabadan indiler.Pelin,Aslı ve Mine etraflarına bakındılar.
Efe: Eee,nereye oturalım?
Aslı bir yeri gösterdi:Şurası iyiye benziyor,ne dersiniz?
Pelin:Bence de.
Efe:Tamam.Siz geçin,biz Emre'yle malzemeleri getirelim.
Mine:Tamam.
Efe ile Emre arabadan eşyaları alıp Aslı'ların yanına gittiler.Kızlar sofrayı hazırlarken,Emre ile Efe de mangalı yakmaya çalışıyorlardı.Aslı'nın gözü bir an Efe'ye takıldı.Mangalı yakmaya çalışırken ne kadar da sevimli göründüğünü düşündü,sonra aklına Sapanca'da mangal yapmalrı geldi.Gülümsedi.Pelin önce gülümseyen Aslı'ya,sonra da baktı tarafa baktı.Aslı'nın Efe'yi gülümseyerek izlemesi tuhafına gitmişti.İster istemez aklı karışıyordu."Acaba geçmişte neler yaşadılar?" diye düşündü bir an.Sonra kendine gelmek istercesine başını salladı."Saçmalıyorum."
Masa hazırdı,mangal da yanmıştı.Mine ile Pelin sofranın başında bekliyorlardı.Aslı Emre ile Efe'nin yanına gitti.Gülümseyerek:Yakamadınız mı hala?
Emre:yaktık,yaktık.Baya uğraştık ama...
Efe:Yak-tık mı?Kusura bakma da senin bana ne yardımın oldu ki?Yok "Ben dumanı sevmem" yok "Ben mangal yakmaktan anlamam".Başımı şişirdin durdun.
Emre:Öyle deme kanka ya,benim bu manevi desteğim olmasa zor yakardın.
Efe alaycı bir tavırla:Tabi canım,ben onu nasıl unuttum.
Gülüştüler.Emre:Neyse ben kızlara bakayım,bir denetim yapayım,bakalım nasıl hazırlamışlar sofrayı.
Efe:Tamam.
Emre gitti,Aslı gülümseyerek baktı arkasından,sonra Efe'ye döndü: Çok iyi biri.
Efe:Evet,öyle.Onun gibi bir arkadaşım olduğu için çok şanslıyım.Bana her konuda çok yardımcı oldu.
Aslı:Sana çok değer veriyor.
Efe gülümsedi:Evet.

Emre Mine'nin yanına oturdu,göz ucuyla Mine'ye baktı:Ihım ıhım...Merhaba hanımefendi.Burası boşsa oturabilir miyim?
Mine güldü:Oturdun ya zaten.
Emre:İstemezseniz kalkabilirim.
Mine gülmemeye çalışarak:İyi olur,lütfen kalkın,tanımadığım erkeklerin yanımda oturmasından hiç hoşlanmam.
Emre hışımla Mine'ye döndü:Tanışalım o zaman.(elini uzattı)Ben Emre.(böbürlenerek etrafına baktı) Tüm buralar benim.
Mine:Hadi canım,çok zenginsiniz demek ki.
Emre: Yo,benim gönlüm zengin.
Mine Emre'ye baktı:Bence öylesi en güzeli.
Emre de Mine'nin gözlerine baktı: Öyle mi?Böyle düşünmene sevindim.
Mine gülümseyerek gözlerini kaçırdı.
Pelin ise az ilerdeki konuşup gülüşen Aslı ile Efe'ye bakıyordu.En çok da Efe'ye.Ne kadar da mutlu görünüyordu.Aslı ile Efe'nin birbirlerine olan bakışlarını gördükçe aralarında bir şey olduğunu düşünüyor ve bu aşk da kendini fazla hissediyordu.Ayağa kalktı,arabaya doğru yürüdü.Arabanın içine geçip oturdu.Kendiyle baş başa kalmak istiyordu.
Etler hazır olunca Aslı ile Efe Emre'lerin yanına gittiler.
Efe:İşte,hazır.
Mine sevinçle ellerini çırptı:Oh be,çok acıkmıştım.
Efe tabağı yere bırakıp etrafına bakındı.Emre'ye döndü:Pelin nerede?

Mine ile Emre önce etraflarına sonra birbirlerine baktılar şaşkın şaşkın.Sohbete öyle bir dalmışlardı ki,Pelin gittiğini bile fark etmemişlerdi.
Mine çekinerek:Bilmem.
Efe ofladı,telaşla ayağa kalktı:Ben bir bakayım.
Emre:Tamam.
Efe etrafına bakınarak yürümeye başladı.Efe’nin hareketleri Aslı’nın kafasını karıştırıyordu.Ne kadar da endişelenmişti Pelin için.
Emre:Ya hakikaten nerde bu kız?Ben de merak ettim.
Mine:Ben de.

Efe tekrar bakındı etrafına,iyice endişelenmişti:Nerdesin Pelin,nerdesin?
Arabaya bakmak hiç aklına gelmemişti.Sıkıldığını,bu nedenle dolaşmaya çıktığını düşünüyordu:Kayboldu mu acaba?
Tekrar etrafına bakındı.Pelin arabanın içinden Efe’yi gördü:Aa Efe!Ne arıyor acaba?
Dışarı çıktı,bağırarak:Efe…
Efe Pelin’e baktı.Rahatlamıştı,koşarak yanına gitti.
Pelin:ne arıyorsun?
Efe:Seni.
Pelin şaşkın şaşkın:Beni mi?
Efe:Evet(kızgın kızgın) Nerdesin sen ya,neden haber vermeden gidiyorsun.Ne kadar korktum,kayboldun başına bir şey geldi diye.Aklım çıktı.
Pelin güldü.
Efe:Ya niye gülüyorsun?
Pelin Efe’yi yanağından öptü,gülümseyerek:Hadi gidelim.
Pelin yürümeye başladı,Efe şaşkın şaşkın peşinden bakakaldı bir süre,sonra o da peşinden gitti.Diğerlerinin yanına gittiler.Emre Pelin’i görünce kaşlarını çattı:Nerdesin kızım sen ya?
Pelin gülümsedi:Sağ ol Emre ben almayayım.Efe’den yeterince fırça yedim zaten.
Efe:Haber vermeden gidersen,yersin.
Pelin:Özür dilerim,canım sıkıldı biraz müzik dinlemek istedim.Gördünüz sandım gittiğimi.
Efe:Tamam neyse.Hadi başlayalım.
Mine:Bence de,öldüm açlıktan.
Efe:Hadi uzatın tabaklarınızı.
Efe etleri servis etti,yemeğe başladılar.Aslı bir Efe’ye bir de Pelin’e baktı.Pelin Efe’ye bakıp gülümsedi.Efe de Pelin’e baktı gülümseyerek.
Akşam olmak üzereydi.Araba Pelin’lerin evin önünde durdu.
Mine gülümsedi:Harika bir gündü,çok teşekkürler.
Emre de gülümsedi:Bizim için de öyleydi.
Efe:Otobüsünüz kaçta?
Mine: 22’de.Ama yarım saat önceden orada olmamız gerekiyor.
Efe saatine baktı: Daha üç saat var,biz iki buçuk saat sonra geliriz o zaman.
Pelin:Ya aşkım nereye.Siz de gelin,çay yapacağım.İçeriz.
Mine:Evet ya hadi.Son saatlerimiz.Ne kadar çabuk sıkıldınız bizden.
Efe güldü:Yok canım ne sıkılması,ben belki dinlenmek istersiniz diye…
Mine:İstanbul’da dinleriz,(Aslı’ya baktı) değil mi Aslı?Sen de bir şeyler söylesene ya.
Aslı:Hı hı.
Pelin:Hadi ya,amma konuştuk.Hadi inin.
Emre:Siz inin.Ben arabayı iyi bir yere park edip geleyim.
Efe:Tamam.
Arabadan inip,eve gittiler.
Pelin:Siz salona geçin,(elindekileri gösterdi) Ben şunları bırakayım.
Mine Efe ve Aslı salona geçtiler.Koltuğa oturdular,Aslı durgundu.Efe Aslı’ya baktı göz ucuyla.Mine önce Efe’ye,sonra da Aslı’ya baktı.Onları yalnız bırakmanın iyi olacağını düşündü,ayağa kalktı:Ben Pelin’e yardım edeyim.
Efe:tamam.
Aslı ellerini birbirine dolamış ileri bakıyordu.
Efe çekinerek:Bir şey mi oldu?
Aslı Efe’ye baktı,soğuk bir tavırla:Hayır.

Mine mutfağa gitti.
Pelin:Ne oldu?Bir şey mi isteyecektin?
Mine:Şey…Yo.Çaya yardım için geldim.
Pelin gülümsedi:Teşekkür ederim ama koydum çayı,su kaynasın demleriz.Hadi içeri gidelim.
Mine bağırdı:Olmaz.
Pelin şaşkın şaşkın Mine’ye baktı:Neden?
Mine:Şey…(düşünerek etrafına bakındı) Ya benim canım kurabiye çekti.
Pelin:Tamam,sizin aldıklarınızdan baya var.
Mine:yok,onlar olmaz.Benim canımın istediği kurabiye başka,ev yapımı.
Pelin:Nasıl bir şey,yapalım istersen?
Mine gülümsedi:Harika olur (mahcup mahcup Pelin’e baktı) Sen yapar mısın?
Pelin şaşkın şaşkın gülümsedi:Olur.Söyle bakalım,malzemeleri neler.
Mine düşündü “İçeri gitmesin diye bahane buldum da ne diyeceğim ki şimdi,kurabiyeye ne konur hiç bilmiyorum”
Pelin:Evet?
Mine düşünmeye devam etti. “Kurabiyede ne olur,ne olur?Hı,tabi ya” (sevinçle)Şeker.
Pelin:Tamam,ne kadar?
Mine anlamamıştı:Ne,ne kadar?
Pelin:Şeker.Ne kadar katacağız?
Mine dudağını büktü: Bilmem.Sanırım 6.
Pelin şaşkın şaşkın:6 ne?
Mine ofladı: Ne, ne ya?
Pelin:Bardak mı,kaşık mı?
Mine:Bardak.
Pelin:Emin misin?Yani 6 bardak olduğuna,fazla gelebilir de.
Mine:Hadi ya.Of…Ya ne bilim,sen yap bir kurabiye.
Pelin:iyi ama sen dedin ki…
Mine lafını kesti:Ev yapımı olsun da gerisi önemli değil,yeter ki sen yap.
Pelin:Neden ki?
Mine:Şey…Yani senin elin lezzetli.Çok güzel yapıyorsun,o bakımdan.
Pelin güldü:iyi tamam.Sen git hadi,ben yaparım.
Mine:Olmaz.

Pelin:Artık “neden?” demekten sıkıldım ama neden?
Mine:Hiç,sen yaparken bakayım da ben de öğreneyim.
Pelin:Peki.
Kapı çaldı.Mine:Emre geldi,sen başla ben açarım.
Mine kapıyı açtı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:54 pm

9.bölümün devamı

Emre:üf ya bir park yeri bulamadım bu kadar olur.Bizimkiler nerede?
İçeri gidecekken Mine kolundan tuttu:Gitme.
Emre şaşkın şaşkın:Neden?
Mine Emre’ye yaklaştı,sesini alçalttı: Ya Efe ile Aslı’nın arası bozuk sanki.Yalnız bıraktım ben de konuşsunlar diye.
Emre:Hım…İyi yapmışsın.Pelin nerde peki?
Mine:Mutfakta,kurabiye istedim,onu yapıyor.Sen de gel yanımıza.
Emre:Tamam.
Emre ile Mine mutfağa gittiler.
Efe Aslı’ya baktı tekrar,Aslı ise ona hiç bakmıyordu.
Efe yerinden kalktı,Aslı’nın yanına oturdu.Aslı başını diğer yöne çevirdi Efe’ye kızgın olduğunu göstermek ister gibi.Efe kalktı,Aslı’nın diğer tarafına oturdu.Aslı bu sefer de başını öbür yöne çevirdi.Efe tekrar yerinden kalktı,diğer yöne oturdu:Oyun oynamak istersen bana uyar Aslı,siz gidene kadar sen başını çevir,ben de yer değiştireyim böyle.
Aslı:Bana da uyar.
Tekrar başını çevirdi.
Efe:Aslı!Lütfen bana bakar mısın?
Aslı duymazlıktan geliyordu.
Efe:Aslı!
Aslı hala tepkisizdi.
Efe diğer tarafa oturdu.Aslı başını çevirecekken Efe engel oldu:Ya ne oldu,neden kızdın bana?
Aslı Efe’ye baktı.Evet kızgındı,ama Efe’ye ne diyebilirdi ki?Nişanlısıyla ilgilendiği için ona kızamazdı ki.Sıkkın sıkkın başını eğdi:Boş ver ya.Seninle ilgisi yok.
Efe şaşkın şaşkın:nasıl benimle ilgisi yok,yüzüme bile bakmıyorsun.
Aslı:Boş ver Efe lütfen.Sorma bana bir şey.Bir açıklamam yok çünkü.
Efe üstelemek istemedi:Tamam Aslı,sen nasıl istersen.
Aslı ayağa kalktı:Ben bir bakayım,belki yardıma ihtiyaçları vardır.
Efe:Tamam.
Aslı mutfağa gitti:Yardıma geldim.
Emre Mine’ye baktı.
Mine:Aslı,iyi misin canım?Sıkkın gibisin.
Aslı:Yok,yorgunum sadece.
Emre:Şey,ben içeri gideyim.
Mine:Tamam.

Emre salona gitti.Efe düşünceli düşünceli oturuyordu.Emre yanına oturdu:Ne oldu?
Efe:Ya…Aslı.Onu kıracak bir şey yaptım sanırım.Bana kızgın.
Emre:nedenmiş peki?
Efe dudağını büktü: Bilmem.Nedenini açıklayamam diyor.Ya düşünüyorum düşünüyorum yanlış bir şey yaptım mı diye…Aklıma hiçbir şey gelmiyor ki.Mangal yaparken gelmişti yanıma,gayet iyiydi aramız.Sonra yemeğe geçtik.(düşündü)O zaman onu kıracak bir şeyler mi yaptım acaba?
Emre de düşündü:Bilmem ki…(sonra hafif hafif gülümsemeye başladı)
Efe Emre’ye baktı:Neden gülümsüyorsun?
Emre kendini toparladı:Yok gülümsemiyorum ben,sana öyle gelmiş.
Efe:hım…
Emre:Ya bence Aslı’nın canı başka bir şeye sıkkın.Seninle ilgisi olduğunu sanmıyorum.Mine’ye sordum İstanbul’da canını sıkan bir şey olmuş,o nedenle böyle davranıyor dedi.
Efe:Öyle mi?
Emre:evet.(omzunu sıvazladı)sıkma canını.
Efe rahatlamıştı.Gülümsedi.
Otobüs saati gelmişti.
Aslı bağırdı: Mine,hadi.Geç kalacağız.
Mine elinde bavulla etrafa çarpa çarpa geldi:Ay geldim.(bavulu yere bıraktı,nefes nefese kalmıştı)
Diğerleri güldü.
Efe:Tamam sakin ol.
Mine dağılmış saçlarını arkaya attı:elim ayağım birbirine dolaştı ya.
Aslı:Kızım yarım saattir hazır ol diyorum sana.
Mine:Uf tamam ya,hazırım işte.
Emre:Hadi çıkalım artık,geç kalacağız yoksa.
Hep beraber gara gittiler.Otobüs gelmişti,bavulları koydular.
Vedalaşma vakti gelmişti.Birbirlerine baktılar bir süre gülümseyerek.
Pelin:Sizinle tanıştığıma çok sevindim.(göz kırpıp gülümsedi)Vaktiniz oldukça kaçıp kaçıp gelin,tamam mı?
Aslı hafif gülümsedi: Olur.Çok güzel bir hafta sonuydu,hepinize teşekkür ederim.
Emre:Bizim için de öyleydi.Arayı açmayalım.
Mine güldü:Tamam,ama sıra sizde.
Pelin de güldü:Tabi ki geliriz.
Muavin:Hanımlar artık kalkıyoruz.
Mine: tamam.
Aslı Efe’ye baktı,tebessümle gülümsedi:Kendine iyi bak.
Efe de gülümsedi:Sen de.İkiniz de…(Aslı’ya baktı) ve kimse için kendinizi üzmeyin.
Mine:Hadi,görüşürüz.
Emre:Görüşürüz.
Aslı ile Mine otobüse binip koltuklarına yerleştiler.Aslı uzun uzun baktı pencereden.Sonra hafif gülümseyerek elini salladı Efe’ye bakarak.
Efe de elini kaldırdı,öyle bakakalmıştı.Birbirlerine baktılar bir süre.Otobüs hareket etti.Efe içinden bir şeylerin koptuğunu hissetmişti.Daha şimdiden Aslı’yı özlemeye başlamıştı bile.


10.BÖLÜM ÖZETİ
-EN GÜZEL BÖLÜM-

-Aslı ile Efe bir arabanın içindeydiler.Efe meraklı gözlerle etrafına bakınıyordu.

-Efe resimlere döndü tekrar.Hepsine tek tek dikkatlice baktı.Aslı ise umutla yüzüne bakıyordu.Efe Aslı’nın ona baktığını fark edince Aslı’ya döndü

-Aslı:Daha sürprizim bitmedi.Hadi gel.

-Sonra durdular,gözleri hala birbirlerinde kenetliydi.Yavaş yavaş yaklaştılar,dudaklarının buluşmasına az kalmıştı.

İşte yeni bölüm + sonraki bölümün özeti (:
buyurun iki okumalar...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:55 pm

Yorumlarınız için teşekküler.İçimden geldi bu bölümü erken eklemek istedim (:
Kısa ama güzel olduğuna inandığım bir bölüm
İYİ OKUMALAR Wink
10.BÖLÜM
-EN GÜZEL BÖLÜM-
Aradan iki hafta geçmişti.Geçen bu süre içinde Aslı ile Efe sık sık görüşmüşlerdi.Efe’ye geçmişi hatırlatmak son günlerde Aslı’nın takıntısı haline gelmişti.Bunun için sürekli planlar kuruyordu kafasında.En sonunda kararını vermişti,hazırlıklarını yaptı.
Aslı ile Efe bir arabanın içindeydiler.Efe meraklı gözlerle etrafına bakınıyordu.Aslı’yla buluşmaya geldiğinde Aslı onu apar topar arabaya bindirmişti.Ancak neler olduğunu defalarca sormasına rağmen hiçbir cevap alamamıştı.
Aslı gülümseyerek Efe’ye baktı.Efe’nin bu şaşkın halleri çok hoşuna gidiyordu.Yaklaşık bir saat sonra yeşillikler içinde bir yere geldiler.
Arabadan indiler,Efe etrafına bakındı.
Aslı şoföre:Sağ olun,siz gidebilirsiniz.
Şoför:Tamam efendim.
Efe Aslı’ya döndü,sabırsızlanarak:Artık söylemeyecek misin?Neresi burası?
Aslı gülümseyerek etrafına baktı,sonra Efe’ye döndü:Görürsün.Hadi gel.
Kapıyı açtı,içeri girdiler.Efe çekinerek yürüyordu.Yabancı bir yerdi burası Efe için.Tekrar Aslı’ya baktı soran gözlerle.
Aslı: Burası anılarımızın geçtiği bir yer.Belki bir şeyler hatırlarsın diye düşündüm.Lütfen etrafına bak.
Efe derin bir nefes aldı:Tamam,madem sen öyle istiyorsun.
Aslı gülümsedi:Teşekkür ederim.(elinden tuttu)Hadi gel.
Başka bir odaya geçtiler.Efe şaşkın şaşkın bakındı.Karşı duvar boydan boya resimlerle kaplıydı.Efe gülümseyerek duvara yaklaştı,resimlerden birini eline aldı.Birbirlerine sarılmış gülümsüyorlardı resimde.Sonra Aslı’ya baktı,hiçbir şey söylemeden sadece gülümsedi.Aslı da gülümsedi bunun üzerine.
Efe resimlere döndü tekrar.Hepsine tek tek dikkatlice baktı.Aslı ise umutla yüzüne bakıyordu.Efe Aslı’nın ona baktığını fark edince Aslı’ya döndü,üzgün üzgün:Bir şeyler hatırlamamı umduğunu biliyorum,ama… özür dilerim.
Aslı tebessümle gülümsedi:Olsun,sıkma canını.Zamanla hatırlarsın.Hem…(Efe’nin gözlerine baktı)Geçmişini hatırlayamasan da yeni yeni anılarımız var seninle.Onlar hatırlaman da yeter.
Efe gülümsedi:Şüphen olmasın,hiç unutmayacağım (düşündü)Yani tekrar hafıza kaybı yaşamadığım sürece asla.
Güldüler.Sonra Efe’nin gözü az ilerideki masanın üzerinde duran kutuya takıldı.Masaya yaklaştı.Kutuyu aldı eline,şaşkın şaşkın baktı.Aslı yanına geldi gülümseyerek.Efe inanamayan gözlerle kutuya baktı:Ama bu kutu?(sonra Aslı’ya baktı) Rüya değilmiş.
Aslı gülümsedi: Evet,rüya değil.Bu kutuya bana sen getirmiştin.İçinde benim için çok değerli olan bir kolye vardı.Ben o kolyeyi küçükken kaybetmiştim ve sen onu bulup bana geri getirmiştin.
Efe: İyi de rüyamda…Yani hayalimde ben bu kolyeyi denizin dibinden çıkardım.Bu kutunun denizin dibinde ne işi vardı?
Aslı:Hiçbir fikrim yok.Bunun cevabını sen olanları hatırlayınca öğreneceğiz.Neyse daha sürprizim bitmedi.Hadi gel.
Başka bir odaya geçtiler.Özenle hazırlanmış bir masa vardı.
Aslı:Umarım acıkmışsındır.Senin için bir sürü yemek hazırladım çünkü.
Efe gülümsedi.
Aslı:Otur da başlayalım.
Efe masaya göz atarak sandalyeye oturdu.Aslı da servisi yaptıktan sonra karşısına geçti.Yemeğe başladılar.Uzun uzun sohbet ettiler.
Efe güldü:Hadi ya,cidden yaptım mı ben bunu?
Aslı gülerek başını salladı:Evet,yaptın.Aslında yapan sen olunca şaşırmamak lazım.Ama sen hep bizi şaşırtırdın.Çünkü hep ummadığımız,aklımızın ucundan bile geçmeyecek fikirler senden çıkardı.Hani “Bana neden orijinal adam diyorsun?” diye sormuştun ya.İşte bu yüzden.
Efe:Vay be.Desene azcık deliymişim.
Aslı:Öyle deme,deli olmak da bir marifettir ve bunu senden iyi başaran çıkmadı şimdiye kadar.
Güldüler.Aslı suyundan bir yudum aldı,gözlerini kısıp etrafına baktı.Sonra ayağa kalktı.Müzik açıp Efe’nin yanına geldi. gülümseyerek elini uzattı:Dans edelim mi Orijinal Adam.
Efe:Edelim.
Efe de ayağa kalktı.Salonun ortasına geçtiler.Efe elini Aslı’nın beline koydu,diğer eliyle de Aslı’nın elini tuttu.Birbirlerine baktılar,Aslı mahcup bakışlarını kaçırdı.Dansa başladılar.İkisi de sadece birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı.Uzun süre dans ettiler,şarkı bitmişti ama Efe ile Aslı farkında bile değildi.
Sonra durdular,gözleri hala birbirlerinde kenetliydi.Yavaş yavaş yaklaştılar,dudaklarının buluşmasına az kalmıştı.Aslı kendine gelerek geri çekildi.Böyle bir şey olmamalıydı,Efe nişanlıydı.
Efe kötü hissetmişti kendini.Kim bilir Aslı hakkında neler düşünmüştü.
Aslı:şey…Artık gidelim mi?
Efe çaresiz:Olur.
Diğer odaya geçtiler.Aslı çantasını ve kazağını aldı:Hadi gidelim.
Efe tamam der gibi kafasını salladı.
Aslı kapıyı açtı,dışarıda deli gibi yağmur yağıyordu.
Efe Aslı’ya baktı: Ne yapacağız?
Aslı yağan yağmura bakıp ofladı:Dinene kadar bekleyeceğiz,başka çare yok.
Tekrar içeri girdiler.Aslı kazağını ve çantasını koltuğa fırlattı:Şöminenin önünde oturalım mı?
Efe:Tamam.
Şöminenin önüne geçtiler,yerdeki minderlere oturdular.Bir süre hiç konuşmadılar,ikisi de çok düşünceliydi.Sonra Aslı gülmeye başladı.Efe şaşkın şaşkın baktı.Merakla:Ne oldu?
Aslı Efe’ye baktı:Hiç…Sadece, önceki gelişimizde de yine böyle yağmur yağmıştı ve biz yine burada mahsur kalmıştık.Şimdi de aynısı oldu.Biz ne zaman buraya gelsek yağmur yağıyor.
Aslı tekrar güldü,Efe gülümseyerek Aslı’ya baktı:bunun bir anlamı olmalı değil mi?Sence kader bize bir şey mi söylemeye çalışıyor.
Aslı dudağını büktü:Bilmem,sence?
Efe:Bence öyle.
Aslı ağzından laf almak ister gibi:Peki…Sence bize ne anlatmaya çalışıyor.
Efe gülümseyerek bakışlarını kaçırdı:Henüz bilmiyorum,ama öğreneceğim.(Aslı’nın gözlerine baktı)Hatta belki beraber öğreniriz.
Aslı da Efe’nin gözlerine baktı:Belki de.
Bir süre sustular.
Efe Aslı’ya baktı:Aslı!
Aslı:Efendim?
Efe:Bana anılarımızı anlatsana.
Aslı gülümsedi anlatayım.

-BİRKAÇ SAAT SONRA-
Efe şöminenin önünde,Aslı da Efe’nin omzunda uyuyakalmışlardı.Aslı gözlerini araladı,Efe’ye sarılmış uyuduğunu fark edince irkildi bir an.Sonra Efe’nin uyuduğunu görünce gülümseyerek tekrar sarıldı.Efe’yle tekrar yan yana olabildiği için mutluydu.Onu tamamen kaybettiğini düşündüğü bir an,Efe tekrar ansızın girivermişti hayatına.Bunları düşündükçe daha da sıkı sarıldı.Onu bıraktığı zaman tekrar kaybedeceğini düşünüyordu.Ama Aslı kararlıydı,bu sefer Efe’yi kaybetmeyecekti.Ne pahasına olursa olsun,kaybetmeyecekti.
Aslı bu düşünceler içindeyken çalan telefonun sesiyle irkildi yerinde.Telefonu aldı eline,arayan Deniz’di.Efe’ye baktı,hala uyuyordu.Telefonu alıp koşar adımlarla diğer odaya geçti.
Deniz:Alo,Aslı?
Aslı:Efendim?
Deniz:Bu saatte rahatsız ettim kusura bakma.
Aslı:Önemli değil,ne oldu?Neden aradın?
Deniz:Ya konağın önünden geçiyordum.Mine dışarıdaydı,seni sordum.Evde olmadığını,arkadaşınla buluşmaya gittiğini söyledi.
Aslı:Şey…Evet,ders çalıştık.Ama sonra yağmur başladı,mahsur kaldım.
Deniz gülümsedi:Anladım,yağmur sabaha diner sanırım.
Aslı:Galiba.
Deniz çekinerek:Aslı!
Aslı:Efendim?
Deniz:Yarın buluşsak,ne dersin?
Aslı: …..
Deniz: Aslı?
Aslı:Şey…Deniz ben seni yarın arayıp haber versem.
Deniz: Tamam,senden haber bekleyeceğim.
Aslı:Tamam.
Deniz:İyi geceler…sevgilim.
Aslı:İyi geceler…Deniz.
Aslı telefonu kapadı,derin bir nefes aldı.Tekrar odaya gitti.Efe uyanmış,şöminenin önünde ateşi seyrediyordu.
Aslı yanına gitti,gülümseyerek yanına oturdu:uyanmışsın.
Efe uykulu uykulu başını salladı:Yağmur hala dinmedi mi?
Aslı:Hayır,sabaha anca diner sanırım.
Efe Aslı’ya baktı:Hadi dışarı çıkalım.
Aslı şaşkın şaşkın gülümsedi:Şaka yapıyorsun herhalde.
Efe:Hayır,gayet ciddiyim (ayağa kalktı) Hadi gel.
Aslı da yağa kalktı:Ya Efe,delirme.
Efe kapıyı açıp dışarı çıktı.Aslı kapının eşiğinden bakıyordu.
Efe yağmurun altına geçti,yağmur öyle şiddetliydi ki anında ıslanmıştı.Bağırarak:Aslı,sen de gel.
Aslı tedirgin: Efe,hasta olacaksın,hadi gel içeri.
Efe gülümseyerek bağırdı:Buna değmez mi?(elini uzattı)Hadi gel.
Aslı önce yağan yağmura sonra Efe’ye baktı.Düşünmenin anlamı yoktu,içinden geleni yapacaktı.Gülümseyerek attı kendini yağmurun altına.Koşar adımlarla Efe’nin yanına gidip elini tuttu.Gözlerini kapayıp başını kaldırdı,yüzü yağmurda ıslanıyordu.
Efe gülümseyerek Aslı’ya baktı.Bak gördün mü?(Aslı da Efe’ye baktı) Artık sen de benim kadar delisin.
Aslı gülümsedi.Doğru,ama aşk da bir delilik değil miydi zaten...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:56 pm

Biraz kısa oldu ama devamı gelecek Wink
İYİ OKUMALAR

11.BÖLÜM
-ESKİ DOSTUM-

Efe sahilde bekliyordu.Bir çift el gözlerini kapadı.
"Bil bakalım ben kimim?"
Efe güldü:Bilmem,kimsin acaba?
"Tahmin et."
Efe yüzündeki ele dokundu:Im...İnce narin bir el,güzel bir ses...(düşündü)Sen olsan olsan...Cadı Aslı olursun.
Aslı ellerini çekip vurdu Efe'ye bir tane:Cadı demek.
Efe gülereke arkasını döndü:Cadı ama,tatlı cadı.
Aslı da güldü:Çok bekletmedim değil mi?
Efe:Yok canım,sadece (saatine baktı) iki buçuk saat.
Aslı telaşla:Hadi canım,ciddi misin sen?
Efe yine güldü.
Aslı rahatlayarak: Deli ben de ciddisin sandım.
Efe:İki buçuk saat olmadı ama olsaydı da sorun olmazdı,ben yine de beklerdim.
Aslı göz ucuyla Efe'ye baktı:Öyle mi?
Efe evet der gibi başını salladı Aslı'nın gözlerine bakarak.İkisi de mahcup mahcup gülümsedi.
Efe: Eee,ne yapıyoruz,var mı bir planın?
Aslı:Aslında seni konağa götürmeye geldim.
Efe şaşkın şaşkın:Konak mı?
Aslı:evet,ben...Ayşe Teyze'ye anlattım seninle görüştüğümüzü filan.O da seni görmek istedi,çok özlemiş.
Efe:Ayşe Teyze Mine'nin anneannesi değil mi?
Aslı:evet,hani hep anlatıyordum ya buluşmalarımızda.
Efe güldü:Senin için ameliyathane hazırlamamda yardım eden kadın değil mi?
Aslı da güldü:Evet,o.
Efe heyecanla gülümsedi: Desene geçmişimden biriyle daha tanışacağım.
Aslı:Heyecanlı mısın?
Efe düşündü:Biraz.(güldü)Ne birazı ya,çok heyecanlıyım.
Aslı şefkatla Efe'nin yüzüne baktı,destek vermek ister gibi kolunu tuttu:Merak etme,herşey çok güzel olacak.Buna inan.
Efe:Biliyorum.
Aslı:Hadi gidelim.
Efe:Tamam.

Ayşe masaya şöyle bir göz attı:Tamam,herşey hazır.(sabırsızlanarak) Daha gelmediler mi?
Mine:Gelirler birazdan anane ya,sakin ol.
Ayşe:Ay kızım ne yapayım,çok özledim Deli Oğlan'ı.
Mine gülümsedi:İlk buluşacağımız zaman ben de senden farklı değildim.(Ayşe'ye döndü)Anane bak,olanları sorma çocuğa tamam mı?Yani "neden aramadın,ailen neden gizlemiş?" filan deme.
Ayşe ofladı:Anladım Mine,elli kere söyledin kızım.
Bu sırada kapı çalındı.
Mine sevinçle:Geldiler!
Ayşe:Hadi hadi,aç kapıyı.
Mine:Tamam.
Mine koşar adımlarla kapıya yöneldi.Kapıyı açtı.
Aslı:Biz geldik.
Mine:Hoşgeldiniz,geçin.
Aslı ile Efe içeri girdiler.Efe etrafına bakındı,gülümseyerek Mine'ye döndü:Eviniz çok güzelmiş.
Mine:Öyledir.Ayşe geldi,gülümseyerek Efde'ye baktı:Efe!Oğlum,hoşgeldin.
Efe:Hoşbulduk.
Ayşe kollarını açtı:Gel buraya deli oğlan.
Efe şaşkın şaşkın Aslı'ya baktı.
Ayşe:Hadi.
Efe gülümseyerek Ayşe'ye sarıldı.Ayşe Efe'nin yüzünü elleri arasına aldı,hasretle baktı:Ne kadar çok özlemişim.Alıştık deliliklerine.
Efe güldü.
Ayşe'nin gözleri dolmuştu,lafı değiştirmek ister gibi:E hadi,masa hazır.Siz geçin içeri.Ben de birazdna geliyorum.
Mine Aslı ile Efe'ye:Hadi.
Aslı,Efe ve Mine mutfağa geçtiler.Haşmet Efe'yi görünce gülümseyerek ayağa kalktı:Efe,hoşgeldin oğlum.
Efe de gülümsedi:Hoşbulduk.
Mine:Bu annemin dayısı,ananemin abisi yani.
Haşmet:Adım Haşmet.
Efe:Memnun oldum.
Mine masanın başında oturan Osman'ı gösterdi:Bu da dedem.
Osman:Neden tanıştırıyorsunuz ki,sanki beni tanımıyor,hıh.
Mine: Dede!
Osman:Hee...Sen aklını kaybetmiştin,değil mi?
Efe:Ne!
Haşmet:Aklını değil,hafızasını.
Osman:Aman,ne bileyim ben.
Haşmet Efe'ye döndü:Adı Osman ama biz kısaca "ihtiyar keçi" deriz.
Osman:Sensin keçi.
Mine:Tamam ya,başlamayın yine.
Aslı ile Efe gülerek birbirlerilerine baktılar.
Ayşe içeri geldi:Aa,siz niye hala ayaktasın yavrum,otursanıza.
Hepsi masaya yerleştiler.Yemek yerken bir yandan da sohbet ediyorlardı.Herkes Efe'yi üzecek şeyler söylemekten çekindiği için söyleyecekleri her kelimeyi dikkatle seçiyordu.Osman hariç herkes.
Efe çorbasından bir kaşık aldı,tam ağzına götürürken.
Osman: Neden kaçırmış seni ailen?
Efe şaşkın şaşkın Osman'a bakarak kaşığını tabağa bıraktı:Bilmem.
Yemeğe devam ettiler.Efe tekrar çorbasından aldı,tam yiyecekken.
Osman: Peki neden kimseye haber vememişler?
Efe kaşığı bıraktı tekrar: Onu da bilmiyorum.
Ayşe kızgın kızgın: Osman Bey!Sussana sen.
Osman:ne var yahu,sen demedin mi "çocuk gelince sohbet edin" diye.
Ayşe:vazgeçtim.Sen sus yeter.Başka birşey istemiyorum.
Osman:Tamam,sustum.Hıh.
Ayşe Efe'ye döndü:Sen Osman Amca'nın kusuruna bakma,E mi yavrum?
Efe hafif gülümsedi:Yok,sorun değil.O da haklı,merak etmesi de doğal.(üzgün üzgün)Ama sorduğu soruların cevabını ben de bilmiyorum.
Ayşe Efe'nin omzunu sıvazladı:Ailene kızma oğlum.Vardır bir bildikleri,kötü niyetle böyle birşey yapmazlar...Neyse şimdi bunları düşünme.Hadi yemeğine devam et.
Bu sırada kapı çalındı.
Mine:Ben bakarım.
Masadan kalktı,kapıyı açtı.Neye uğradığını şaşırmıştı karşısındakini görünce: De-Deniz!

Deniz:iyi akşamlar.
Mine:Ne işin var burada?
Deniz:Hiç,geçerken uğradım.Aslı yok mu?
Mne:Şey...Bir dakika.(Bağırarak)Aslı!
Aslı da geldi kapıya:Ne oldu mine? Neden bağı...
Deniz'i görünce duraksadı:Deniz!Ne işin var burada?
Deniz güldü:neden herkes bu soruyu soruyor?Seni görmeye geldim.Bunda bu kadar şaşıracak ne var?
Aslı telaşla içeri baktı,sonra Deniz'e döndü:Yok şaşırmadım da...
Mine:Ben...Sizi yalnız bırakayım.
Mine içeri girdi.
Ayşe:Kim gelmiş kızım?
Mine:Şey...Aslı'nın bir arkadaşı.Neyse biz devam edelim.Aslı da birazdan gelir.

Deniz gülümseyerek Aslı'ya baktı:Seni çok özledim.
Aslı telaşla:Ya Deniz...Yarın görüşsek.
Deniz sitem eder gibi:Aslı ben sana "seni özledim" diyorum sen bana ne diyorsun ya?
Aslı: Deniz,halletmem gereken işler var.Hadi,git yarın görüşürüz.
Deniz ofladı:İyi tamam,ama gitmeden bir Ayşe Teyze'leri göreyim.Buraya kadar geldim,selam vermezsem ayıp olur.
Aslı ne diyeceğini bilemiyordu,hemen Deniz'i göndermeliydi: Birşey demezler merak etme.
Deniz şaşkın şaşkın:Aslı sen iyi misin?Yani nerdeyse beni kovmaya çalıştığını düşüneceğim.
Aslı:Ya ne ilgisi var?
Deniz:Tamam,birşey demedim kızma.Neyse ben gideyim.İyi akşamlar.
Aslı rahatlayarak gülümsedi:iyi akşamlar.

Osman bağırarak:Aslı,hadi Efe yalnız kaldı nerdesin?
Mine kızgın kızgın:Ya dede,sen ne yapıyorsun ya?

Deniz şok olmuştu.Aslı'ya baktı:Aslı...Yoksa?
Aslı: Deniz lütfen.Bak şimdi git,yarın sana herşeyi anlatacağım,söz.Ama şimdi git.
Deniz Aslı'ya baktı kızgın kızgın.Hışımla içeri girdi.Aslı da peşinden.
Deniz mutfağa geldi.Masada duran Efe'yi görünce duraksadı.Kızgın kızgın baktı Efe'ye.Efe de şaşkınlıkla bakıyordu ilk kez gördüğü bu yabancıya onun eski dostu olduğunu bilmeden...
Geçmişinden biri ile daha karşılaşmıştı Efe,ama bu karşılaşma iyi mi olacaktı acaba?Aslı ile Mine bunun tedirginliğiyle kalakalmışlardı oldukları yerde.Herkes sus pus Deniz'in vereceği tepkiyi bekliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 4:57 pm

Deniz bağırarak: Sen...Sen hangi yüzle buraya geliyorsun he?
Efe Deniz'in neyden bahsettiğini anlamamıştı,şaşkın şaşkın masadakilere baktı.
Deniz:Yaptığın onca şeyden sonra ne yüzle...
Mine hışımla masadan kalktı,Deniz'i kolundan tutup çekiştirerek dışarı çıkardı.Aslı da gitti peşlerinden.
Efe yaşadığı şoktan kurtulmaya çalıştı bir süre,sonra Ayşe'ye baktı:Bu kim?Neden kızgın bana?
Osman:Hatırlamıyorusun tabi sen,ne fırtınalar koptu sizin aranızda.
Efe:Ne oldu ki?
Ayşe Osman'ın ayağına vurdu.
Efe:O çocuk kim?Aramızda ne oldu,söylemeyecek misiniz?
Ayşe ne diyeceğini bilemeden bakışlarını kaçırdı.

Deniz kolunu çekti:Bırak beni.
Mine kızgın kızgın:Sen ne yapıyorsun ya?
Deniz:Ne?Şimdi de onu mu savunuyorsun?Gerçi senden beklenir.
Aslı da geldi yanlarına:Deniz ya,sen ne yaptığını sanıyorsun?
Deniz:Al işte!Sen de beni suçla hemen.
Mine:Deniz,olanları bilmiyorsun.
Deniz:Gayet iyi biliyorum.Resmen arkamdan iş çevirdiniz,gözümün içine baka baka yalan söylediniz.
Aslı:Deniz,sakin ol.
Deniz:Nasıl sakin olayım Aslı ya.Sen...Sen nasıl onunla görüşürsün aklım almıyor.Yaptıklarını ne çabuk unuttun.Haber bile vermeden çekip giden Efe değil miydi?
Aslı:Hayır Deniz.Öyle olmamış.Hiçbirşey sandığın gibi değil.
Deniz:Nasılmış peki?
Aslı derin bir nefes aldı,kaçmak çare değildi.Artık gerçekleri anlatmanın zamanı gelmişti.
Efe sorduğu soruların cevabını alamamıştı.Herkes suspustu:Neden sürekli birşeyler gizliyorsunuz benden?
Ayşe:Saklamak değil oğlum...
Efe:E o zaman?Kim bu,niye bana kızgın?Ne geçti aramızda?Bunların cevabını vermek çok mu zor?
Deniz şok olmuştu,duyduklarına inanamıyordu.
Aslı:İşte...Öğrendin herşeyi.Şimdi lütfen git.
Mine:Aslında...Artık tanışmalarının vakti geldi bence.Zaten Efe de sürekli Deniz'i soruyordu.(Deniz'e döndü)Ne dersin Deniz?
Deniz tepkisiz duruyordu öylece.
Aslı:Deniz!
Deniz koşar adımlarla içeri girdi.Aslı ile Mine de peşinden.
Mine:Deniz dur!
Deniz mutfağa girdi.
Mine:Deniz,lütfen.
Efe:Deniz mi?(gülümseyerek ayağa kalktı)Demek Deniz sensin.(elini uzattı)Ben Efe(güldü)Gerçi sen beni tanıyorsun ama.
Deniz gözlerini dikmiş Efe'ye bakıyordu.Efe'nin eli boşlukta kalmıştı,çekti elini.
Herkes suspustu.
Deniz'in gözleri dolmuştu.Efe'ye sarıldı:Kardeşim.
Herkes şaşırmıştı Deniz'in bu tepkisine.Efe önce ne olduğunu anlamamıştı,sonra o da sarıldı Deniz'e gülümseyerek.
Deniz gözlerini sildi:Az önce söylediklerim için kusura bakma.Ben...(Aslı'ya baktı,sonra başını eğdi)Ben haber vermeden çekip gittiğin için kızgındım sana.
Aslı ile Mine rahatlamışlardı.
Efe güldü:Anlaşılan sana durumumdan bahsetmişler.
Deniz:Evet,anlattılar.
Ayşe:Ee hadi oturun.Deniz oğlum (masanın başındaki sandalyeyi gösterdi) sen de şuraya geç.
Deniz gülümseyerek Efe'ye baktı:Yok,ben kardeşimin yanına oturacağım.Konuşacak çok şeyimiz var çünkü.
Efe de gülümsedi.
Herkes tekrar masaya yerleşti.Deniz ile Efe yemek boyunca sohbet ettiler kendi aralarında.
Aslı ise sadece ikisini uzaktan izlemekle yetiniyordu.Karşılaşmaları umduğpu gibi geçmemişti ama yine de herşeyin daha da kötüye gideceğini düşünmeden edemiyordu.

Yemek bitmişti.Aslı,Efe ve Deniz bahçeye çıktılar.
Masaya yerleştiler.
Deniz güldü:Ya inanamıyorum bu olanlara.Neler olmuş neler.Üniveristeye gidiyorsun,hem de mimarlık.Nişanlanmışsın.Yeni bir hayat kurmuşsun kendine.Nişanlının adı ne?Nerde tanıştınız?
Efe:Pelin adı.Bir arkadaşı bizim üniversitede okuyor,onu ziyarete geldiğinde tanıştık.
Deniz:Eee, biz ne zaman tanışıyoruz peki?
Efe güldü:Bilmem.
Deniz:Onu bunu anlamam,en kısa zamanda tanışmak istiyoruz,değil mi Aslı?
Aslı:Şey...Biz tanıştık zaten.
Deniz'in yüzü asıldı:Öyle mi?Benim bundan niye haberim yok?
Aslı:Sonra konuşuruz Deniz.(ayağa kalktı)Ben Mine'lere yardım edeyim.
Aslı içeri girdi,oflayarak Mine'nin yanına gitti.
Mine:Nerdeler?
AslıVery Happyışarıdalar.Sence doğru mu yaptık?
Mine:Bilmiyorum,ama böyle olmak zorundaydı.En azından kötü birşey olmadı.(düşündü)Yani şimdilik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
eylem.i
Site Admin
Site Admin
eylem.i


Mesaj Sayısı : 321
Ruh Hali : Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Geveze10il5
Kayıt tarihi : 03/10/08

Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Empty
MesajKonu: Geri: Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar   Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar Icon_minitime1Salı Şub. 10, 2009 5:25 pm

11.bölümün devam

Efe Deniz'e baktı göz ucuyla.Deniz'e sormak istediği çok şey vardı,ama çekinmiyor değildi:Deniz!Ya ben sana birşey sormak istiyorum.
Deniz merakla:Sor.
Efe:Biz...Biz seninle niye kavga ettik.
Deniz:Şey...Ne kavgası Efe,o da nerden çıktı.
Efe:Beni ilk gördüğünde söylediklerin...
Deniz lafını kesti:Dedim ya, haber vermeden gittiğin için kızgındım sana.
Efe:Bu kadar mı?
Deniz:Nasıl yani.
Efe:Aslı ile ilk buluştuğumuzda seni sordum.O da bana buluşmamızdan haberin olmadığını çünkü seninle kavgalı olduğumuz söyledi.Sen geldiğinde Mine'ler seni dışarı çıkarınca sordum neden bana kızgın olduğunu Osman Amca aramızda çok büyük sorunlar olduğunu bu nedenle kızgın olduğunu ima etti.
Deniz:Kavga ettiğimiz doğru.
Efe:Neden peki?
Deniz:Bilmem ki,yani hatırlamıyorum.Önemsiz birşeymiş demek ki.
Efe:Ya da söyleyemeyeceğin kadar önemliymiş.Neyse...Bunu da diğerleri gibi zamanla öğreneceğim anlaşılan.
Deniz:Ya ne önemi var Efe.Ne olmuşsa olmuş.Şimdi yanımızdasın ya,önemli olan o.
Bu sırada Aslı ile Mine geldi.Mine'nin elinde tepsi vardı:Çaylar geldi.
Mine elindeki tepsiyi bırakıp masaya oturdu.Aslı da yanına.
Mine durumu anlayabilmek için:Ee,neler konuştunuz bakalım?
Deniz:Hiç.Sohbet ettik.
Mine:Hım...İyi.

Saat hayli geç olmuştu.
Efe:ben artık kalkayım.
Deniz: Nereye bu saatte?Gel bende kal istersen.
Efe:Yok sağol ama bu gece dönmem lazım Ankara'ya.Otobüsün kalkmasına bir saat kaldı.
Deniz:Hadi ya,hemen dönüyor musun ya.
Efe:Mecbur,yarın okul var.
Deniz:Peki.Hadi beraber gidelim o zaman gara.
Efe:Sağ ol ama gerek yok.(ayağa kalktı,elini uzattı)Tanıştığıma çok sevindim.Seninle sohbet etmek güzledi.
Deniz gülümsedi:Seninle de öyle kardeşim,çok özlemişim sohbetlerini.Bana bak bundan sonra arayı açmak yok,tamam mı?
Efe güldü:Tamam.(Mine'ye döndü)Sen de kendine iyi bak.
Mine:Sen de.Emre'ye selamımı söyle.
Efe:Söylerim.
Aslı'ya baktı,gülümsedi:Herşey için çok teşekkür ederim.Çok güzel bir akşamdı.
Aslı da gülümsedi:Bizim için de öyleydi.
Deniz Aslı'ya baktı,Aslı Deniz'in kızgın bakışlarını farkedince tedirginleşti bir an.
Efe:Neyse ben artık gideyim.Çok teşekkür ederim hepinize.O kadar sıcakkanlı o kadar iyisiniz ki...Sizi hatırlayamadığım için çok kızıyorum kendime.
Deniz:Takma kafana,zamanla hatırlarsın.Hem...(Aslı'ya baktı)Bazen unutmak en iyisi,inan bana.
Efe:Ben...Ayşe Teyze'lerle vedalaşayım.
Mine:Ben de seninle geleyim.
Efe ile Mine içeri girdiler.Aslı gittiklerinden emin olunca hışımla Deniz'e döndü:Ya Deniz ne yapıyorsun sen?
Deniz umursamaz:Ne yapıyormuşum?
Aslı:Ne o imalı imalı laflar.
Deniz:Aslı bu gece olanları konuşursak sen altta kalırsın,o yüzden hiç açmadan kapayalım bu konuyu.

Efe ile Ayşe sarıldı birbirine.
Efe:çok teşekkür ederim herşey için.
Ayşe:Rica ederim oğlum ne yaptık ki.Yine gel tamam mı?Özletme kendini.
Efe gülümsedi:Tamam.


Efe ile Deniz gitmiş,herkes odasına çekilmişti.
Aslı bir türlü uyuyamıyor,yatağında dönüp duruyordu.Oflayarak doğruldu yerinde.İçine tarif edemediği bir korku yerleşmişti.

Efe de yol boyunca Aslı ve Deniz'i düşünmüştü.En çok da Deniz ile aralarında geçenleri merak ediyordu.Deniz'in dediği gibi "önemsiz" bir neden olmadığından adı gibi emindi.Bir an hayatında ne kadar çok sır olduğunun farkına vardı.Ailesi,arkadaşları tanıdığı herkes ondan birşeyler gizliyordu.Geçmişinden birilerini bulmak da bir işe yaramamıştı.
Yapabileceği tek birşey vardı,ailesiyle konuşmak.
Artık bunu geciktirmenin bir anlamı yoktu, herşeyi konuşmak tüm gerçekleri öğrenmek istiyordu.
Ama acaba gerçekler onu rahatlatacak mıydı,yoksa umduğunun aksine herşey daha mı karışacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efeasliaski.yetkinforum.com
 
Burcu Asku Senaryosu=Kavak Yelleri-Değişen Hayatlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Efe-Aslı sevgililer günü senaryosu...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Efe&Aslı Aşkı Fan Club :: Kavak Yelleri :: Kavak Yelleri Senaryoları-
Buraya geçin: